Son dönemlerde Türkiye’de ve dünya gündeminde olumsuz şekilde gelişen şartlara bağlı olarak çiftçi her geçen gün kalan umudunu da yitirmeye doğru gidiyor! Dünya piyasasındaki dalgalanmalar, savaş ve ekonomik krizlerin yanı sıra Türkiye’de tüketimi azaltmaya yönelik izlenen politikalar, her ne kadar üreticiyi etkilese de tarımın gıda güvencesinin sağlanması, yoksulluğun azaltılması, sağlıklı toplum ve sürdürülebilir ekonomik büyüme açısından büyük öneme sahip olduğu aşikâr. Bu kapsamda üreticilerin yaşadığı sorunları gündeme taşıtan Ziraat Yüksek Mühendisi Celil Çalış, yaşanan kuraklık ve üretim girdilerindeki fiyat artışları dolayısıyla çiftçilerin bir sonraki sezon için kara kara düşündüklerine dikkat çekti. Muhalefetin de çözümcül bir bakış açısı sergilemediğini ifade eden Çalış, “Muhalefetin de gıda fiyatlarındaki artışını ekonomik krize oradan da bir siyaset krize dönüştürme yönündeki tutumu, bu süreci temsil krizine dönüştürme hevesi içinde bulunduğunun kanıtıdır.” dedi.
‘KARAMSAR TABLO, ÇİFTÇİYİ ÜRETİMDEN SOĞUTUYOR’
Mali olarak olumsuz yönde seyreden sürecin çiftçiyi adeta ezip geçtiğini vurgulayan Çalış, tarımsal üretim maliyetlerinin tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Tarımda yaşlanan nüfusun da üretim sektörünün bitmesi yönündeki sürece katkı sağladığına işaret eden Çalış, “Tüm bu olumsuz nedenlerden dolayı insanların alım güçleri azalmış ve tüketici talebinde daralmalar olmuştur. Üretim maliyetleri arttıkça destek programlarında yeni arayışlara, düzenlemelere ve karşılaşılabilecek yönetim ve gözetim ile ilgili yeni zorunlulukların olması kaçınılmaz hale geldi. Yaşanan kuraklık ve üretim girdilerindeki fiyat artışları özellikle bu yıl yaşanan öngörülemeyen artışlar bir sonraki sezon için çiftçileri kara kara düşündürüyor. Gelecek sezon ve sezonlar da bizi ne bekliyor? Bu karamsar tablo çiftçiyi üretimden soğutuyor.” ifadelerini kullandı.
UMUDA ANAYSAL GÜVENCE GELMELİ!
Hal böyle iken üretimde geleceğini göremeyen çiftçilerin kendi çocuklarını farklı meslek dallarına yönlendirdiğini aktaran Çalış, bu olumsuz tablonun ortadan kaldırılması için yeni politikalara ihtiyaç olduğuna işaret etti. Bu kapsamda önerilerde bulunan Çalış, “Destekleme politikaları Türk tarımına yeterince katkı sağlamıyor; destekleme, teşvik ve yönlendirme amacı gütmeli, sonrasında üreticiler verim ve kaliteye dayalı bir destekleme modeline doğru kaydırılmalıdır. Yapılacak doğru projelerle 5488 sayılı Tarım Kanununun 21 maddesine göre GSH‘nın yüzde 1’i tarımsal destek olarak dağıtılır maddesine uyulmalı ancak teşvik edici, örnek, verim ve kalite artışını baz alan bir destekleme modeline dönülmelidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin bu konuda acilen tarım paydaşları ile bir araya gelip ‘farklı destek senaryolarını’ acilen üretmesi gerekmektedir. Tek bir senaryo ile destek konuları belirlenmemelidir. Yapılan çalışmalar içinde bulunulan belirsizlikleri kapsayarak farklı kriz koşullarında üretimi devam ettirecek nitelikte esnek bir destek paketi oluşturulmalıdır. Bu paket üreticinin umudu olmalı ve bu umudu ‘anayasal güvence’ ile korunmalıdır.” şeklinde konuştu.
İSTİHDAM ALARM VERİYOR!
Tarımda sürdürülebilirlik adına dünyadaki diğer uygulamaların da takip edilmesi gerektiğini aktaran Çalış, bu noktada mali bir karşılaştırma yapmak yerine üretim maliyetleri, gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım için kıyaslama yapmanın daha doğru olacağına dikkat çekti. Üretim desteklerinin yanında ekonomik iyileştirmelerin de geldiği takdirde genç nüfusun üretime yönelebileceğini söyleyen Çalış, “Üretim desteklerinin yanında kırsal kesimde yaşayanlar için ekonomik fırsatları artırmaya ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olmamız da gerekiyor. ‘Tarımsal üretimde istihdam alarm veriyor çiftçi nüfusu yaşlanıyor’ diye bağırıyoruz, duyan var mı?” diyerek sitem etti.
‘ÇÖZÜM, RANTA KURBAN GİDİYOR!’
Tarımdaki sorunların çözülmesi noktasında devletin yanı sıra muhalefetin de sürece yapıcı katkı sağlaması gerektiğini aktaran Çalış, bu noktada siyasi rant uğruna çözümün heba edildiğini ifade etti. Sürecin, iktidar karşıtı bir siyaset krizine kurban gittiğinin altını çizen Çalış, konuyla ilgili ise şunları söyledi: “Ne yazık ki muhalefet aslî amacını bir kenarını bırakıp, siyasi rant uğruna çözüm odaklı olmayıp, çiftçinin yanındayız edalarıyla var olan sorunları da abartarak insanların bu sektöre olan bakış açısını ve sektöre olan güvenini yıkmayı başardılar. Muhalefet, gıda fiyatlarının artışını ekonomik krize oradan da bir siyaset krizine, giderek de bir yönetim ve temsil krizine dönüştürme hevesini çabası içine girdiği açık ve nettir. Tüm riskleri ve olasılıkları hesaba katarak tarım destek politikalarını yeniden tasarlamalıyız. Yeni darboğazlara, risklere hazır, güçlü bir tarım sektörü oluşturmalıyız!”