( Bugün çok eskilerden bir yazımı sizinle paylaşmak istedim. Ağlamak geldi içimden. )

Her gün üç öğün yemeğe ayırırken zamanımı, bugün sadece ağlamaya ayırdım.

Düşündüm de en son ağladığım anın üzerinden baya bir zaman geçmiş.

Halbuki ağlamak; hem gözlere, hem gönüllere hem de bedenlere iyi gelirmiş.

Ağlamak, ruh halini dışa vurmakmış.

Samimiyetini paylaşmakmış başkalarıyla.

Tansiyona bile iyi gelirmiş ağlamak...

Hani; “içine attı, dert bağladı” derler ya Anadolu’da?

Aslında ağlamak derdi dışarı atmakmış.

Ağlayan kişilerde şişmanlık da çok görülmezmiş.

Çünkü sıkıntılı zamanlarda yemeğe düşkünlük oranı da fazla olurmuş...

Ağlamak az yedirirmiş insana.

Ağlarken size teselli vermek için başınıza biriken insanları görmek,  güven verirmiş size...

Psikolojik rahatlama yönü ile de ağlamak en önemli ihtiyaçlardanmış, hem bedenimizin  hem de ruh halimizin...

Ağlamak, doğal  bir terapi yöntemi imiş anlayacağınız...

Duygulu bir şarkı dinlediğinizde,

Katledilen insanların haberlerini duyduğunuzda,

Kısaca sevinçlerinizde ve hüzünlerinizde ağlamayan insanlardansanız, mutlaka bir doktora görünmenizin gerektiğini dahi tavsiye eden uzmanlar var.

İşte çok zamandır ihmal ettiğim ağlama eylemini gerçekleştirmek üzere bugünü ağlamak için ayırdım.

Hem, ağlanacak o kadar çok olay var ki yaşantımızda...

Anlamsız savaşların evlerinden, yurtlarından kopardığı milyonlar...

Binlerce insanı enkazın altına alıveren depremler, doğal afetler, kazalar...

“Benim adaletim en iyisidir” diyerek başkalarına zulmeden  adaletten bihaber yüreksiz iskeletler...

İnsanların iç hallerinden habersiz meydanlarda esip gürleyen, kendilerine makam mevki ayarlamak için birbirlerine hakaretler yağdıran siyasiler...

Yalan ile, hakaret ile insanların temiz duygularını sömüren, sözüm ona insan kılıklılar...

Evet, sadece bugün değil, başka günlerde de zamanımın bir bölümünü ağlamaya ayırmam gerektiğine karar verdim.

“Erkekler ağlamaz” deyip, kadınları aşağılayan felsefi uydurmalara rağmen, sık sık ağlamam gerektiğini hem kendime hem de kamuya beyan ediyorum.

Bugün ağlayarak edindiğim tecrübemden dolayı, bu kararımı sizlere de tavsiye etmekten hiç gocunmuyorum.

Zamanınızın bir bölümünü mutlaka ağlamaya da ayırın.

Salıverin kendinizi,

Hıçkırıklarınız duyulsun her bir yandan.

Duyulsun ki; taşlaşmış yüreklere yumuşaklık, zalimliklere mazlumluk duyguları aşılansın.

Ağlayın bence...

Mutlu bayramlar efendim.