Geçtiğimiz hafta Pazar akşamı Ankara'da yaşanan bombalı saldırının ardından Türkiye'de adeta yer yerinden oynadı...

Herkes teyakkuz halinde...

Özellikle sosyal medya çok panikli...

Bir yerde bir bomba patladıysa, bu sosyal medyada misliyle karşılık buluyor. Önceki gün de İstanbul'u kana bulamak istediler.

Yine bombalı saldırı, yine bomba eylemi, yine patlama...

Türkiye artık bombayla yatıp bombayla kalkar bir hal aldı.

Panik havası oluşturma konusunda bomba gibiyiz. Sanki hepimiz birer canlı bombayız. Sanki sosyal medya bir canlı bomba...

Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda adres gösterilerek, tarih ve saat belirtilerek bomba patlayacağı söyleniyor.

MİT'ten iyi çalışıyor sosyal medya!

Olacakları önceden kestirip, vatandaşı bilgilendiriyor, 'Aman ölmek istemiyorsanız falanca saatte, filanca yerde bulunmayın. Toprağı kazdılar, bombaları gömdüler. Zamanını ayarladılar, patlayacak!'

'Aman önümüzdeki 5 gün boyunca toplu ulaşım araçlarını kullanmayın. Türkiye'ye yasadışı yollarla girmiş 5 adet canlı bomba var. (Sanki canlı bomba yasal yollarla Türkiye'ye girebilecek.) Bu canlı bombaların şu an nerede oldukları tespit edilebilmiş değil. Dikkatli olun, toplu ulaşım araçlarından uzak durun.'

Tedbirli olmakta fayda var elbet.

Develerimizi sağlam bir yere bağladıktan sonra Allah'a tevekkül etmemiz gerekiyor, bu konuda da hemfikiriz.

Ancak olmayanı olmuş gibi göstermek, olmayacak olanı olacakmış gibi aksettirmek de halkı boş yere paniklettirmekten başka bir şey değildir.

Geçtiğimiz hafta 'Uğurlu Pazarı' olarak bilinen, Sille Yolu üzerinde bulunan Dedeman Otel yakınlarındaki bir Pazar yerinin içinde MEDAŞ görevlisi gibi giyinmiş olan şahısların kazı yaptığı ve bölgeye bombalar yerleştirdiği söylenmişti.

Neymiş efendim, buraya yerleştirilen bombalar kısa bir süre içerisinde örgüt eliyle patlatılacakmış!

Karakolda doğru söyleyip, mahkemede şaşıyoruz...

Varsayalım ki böyle bir tehdit, tehlike söz konusu.

Bir tarafımız inanıyor, bir tarafımız da sorguluyor. Böyle bir şeyi sosyal medya fenomenleri dahi biliyorsa istihbarat bilemeyecek mi?

Turizmci bir ağabeyle sohbet ediyorduk geçtiğimiz günlerde. Geçtiğimiz yıl yaşanan terör olaylarına rağmen özellikle yaz dönemi için rezervasyon yapan yabancı turist sayısında bir düşüş yaşanmadığını; bu yıl ise yabancı turistlerin Türkiye'den mümkün mertebe uzak kaldıklarını anlattı.

Konya'ya daha çok Uzakdoğu ülkelerinden turist geldiğini, bu turistler sayesinde otellerin her dönem dolu olduğunu ancak yine yaşanan bombalı eylemler nedeniyle Uzakdoğu pazarının da kepenk kapattığını aktardı.

Terör bizi ne hale getirdi?

Ekonominin de pimi çekildi sanki. Bahar ayları geliyor. Havalar bir sıcak bir soğuk olsa da artık ısınmaya başladık.

Ticaretin canlanmasını, ekonominin hareketlenmesini beklediğimiz bir dönemde günden güne cepteki kaynaklardan da olur olduk.

Sermaye günden güne eriyor.

Hiç istemeyiz ama, terör bizi içten içe kemiriyor.