Transfer konusunda Konyaspor’u yönetenler, daha aktif olmadıkları için ince ince eleştiriliyor…

Haklı ya da haksız…

Kulüplerin ya da yönetenlerin kaderleridir eleştirilmek…

Kaçamazlar…

Mevcut yönetime biraz erken başladı eleştiriler…

Akıllı telefonu olan herkes eleştirmen artık!

Herkes gazeteci, herkes spor ve foto muhabiri…

Okuma-yazma bilen 7’den 77’ye herkes eleştiriyor…

İlle de spor sayfalarında ya da televizyon ekranlarında eleştirilmiyor kulüp yöneticileri...

Hazırlıklı ve hazımlı olmak lazım…

Ben her zaman söylüyorum; Konyaspor bir ateş topu ve kimin kucağına düşerse yakar…

Dolayısıyla Konyaspor’u yönetenler, tribünlerin sesine de kulak vermek zorundalar.

xxx

Evet; Konyaspor’un harcama limiti ortada…

115  milyon civarında…

Dolayısıyla Konyaspor ayağını yorganına göre uzatmalı…

Daha doğrusu Konyaspor’u yönetenler…

100. Yıl söylemleriyle çıta yükseltilirse, çıtanın üstünden değil, altından bile geçemezler…

Bu konuda dikkatli olmalı hem Konya’yı yönetenler, hem de Konyaspor’u yönetenler…

Konyaspor’un masrafı, daha doğrusu gideri, diğer Anadolu takımlarına oranla daha yüksek…

Bu 115 milyonluk harcama limitinin içerisinde A takım futbolcularına ve teknik adamlarına verilen yıllık maaş ve primler var…

Sezon başı kamp giderleri, deplasman giderleri, menajerlere verilecek paralar, bu 115’in dışında…

Tabi ki 1922 Konyaspor kamburu, altyapı ve basketbol takımı da cabası!

Hepsi para…

Konyaspor’da esas sorun da para!

Kulübün aman aman bir geliri yok…

Giderleri mi?

Bir kamyon dolusu…

Peki ne yapılmalı?

Kulüp kesinlikle küçülmeli ve geliri artıracak kalemler bulunmalı…

Konya’nın bu anlamda potansiyeli var mı?

Var…

Yani önemli firmalar, bu işin bir tarafında mutlaka olmalılar…

Ancak, bir masa, iki sandalye verip, sonra da çıkıp, “cebime anahtar uydurdunuz” demeyecekler!

Geçmişte olduğu için, daha doğrusu birebir yaşadığım için yazdım “cep” ve “anahtar” meselesini…

Maalesef Konya bu konuda cimri!

Ticaret, Sanayi, Borsa gibi odalar, Konyaspor’dan hep uzak durmuşlar…

45-50 yıllık bir tecrübeme dayanarak söylüyorum bunları…

Kimse alınmasın…

Ama, şunu da es geçmemek lazım…

Bugüne kadar TORKU ve ATİKER üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar…

Recep Konuk…

İnanılmaz destek verdi Konyaspor’a…

TORKU, geçmişte hem stada, hem de futbol takımına ismini verdi…

Stadın isminin TORKU ARENA olması önerisi bizzat benden gelmişti…

Bu konuda yazı yazmış ve takip etmiştim…

Dönemin Başkanı Ahmet Şan ile Recep Konuk bir araya gelmiş, 3 milyon dolar karşılığında el sıkışmışlardı…

Konyaspor’a dolaylı da olsa önemli bir katkım olmuştu…

Hem Recep Konuk hem de Ahmet Şan, şahsıma teşekkür etmişlerdi…

Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim…

Şimdi böyle babayiğitler, yani kulübe destek verecek kurumlar ya da sponsorlar var mı?

Bilemiyorum…

xxx

ATİKER’de öyle…

İsmini de verdi, cismini de…

Ömer Atiker yüreğini koydu…

Ve hala desteğe devam ediyor…

Geleceğim oraya.

xxx

Evet…

Şunu da ıskalamamak lazım…

Çevre Bakanımız Murat Kurum…

Allah ayağına taş değdirmesin…

Ülkesini seven, memleketine “sözde” değil, “özde” sevdalı bir adam…

Konya tarihinde bütün vekillerin, bütün bakanların, hatta başbakanların toplamının yapamadığını, bir çırpıda yapan adam…

Kimse alınmasın, kimse darlanmasın…

Bakan Kurum’un yaptıkları ortada…

Tatlıcak tesisleri…

Nereden bakarsanız bakın, 125 ile 150 milyon civarında değeri olan bir taşınmaz…

İnşallah elden çıkarılmaz…

Ama, sanki parsel parsel satılacak gibi…

Duyumlarım var…

Belli bir bölümü ihaleye çıkarılmış…

Ben “bölüm bölüm” diyeyim, siz “parsel parsel” deyin…

Keşke, Tatlıcak tesisleri gözden çıkarılmasaydı…

Devletin, “spor tesisi yapacağız” diye canı çıkarken, birçok süper lig kulübünde bile olmayan Tatlıcak tesislerinin yakılması, yıkılması, parsel parsel satılması bana göre Konya’nın gençliğine ve sporuna vurulacak en büyük darbedir…

Bir tarafta kademe kademe yabancı transferini en aza indirmenin ve yerlinin yerlisi futbolcular kazandırmanın çabası verilirken, diğer tarafta da bunun tam tersine, bu oyuncuların yetişeceği tesisleri birer-ikişer elden çıkarıyoruz…

“Kayacık’da yenisi ve daha iyisi yapılacak” deseler de, beni ikna edemezler…

Tatlıcak tesisleri ziyan olacak…

Yenilendi, elden geçti, bir sürü emek ve para harcandı…

Soyunma odaları, antrenman sahaları, tribün altları cillop gibi oldu…

Uzun vadede Konyaspor’a hizmet edecek, Konyaspor’a para kazandıracak çocuklar o tesislerde yetişecekti…

Konyaspor’un geleceği olan gençlerin hayalleri yerle bir edildi…

Ne söylesek boş…

Bu yönetimden kimse cebinden 3’er 5’er milyon ver(e)meyeceğine göre, başka da çare yok gibi…

Keşke başka bir çare olsaydı!

Aslında var…

Neyse.

xxx

Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay…

Konyaspor konusundaki hassasiyetini biliyorum, dolayısıyla da en büyük patronun biraz daha sahaya ineceğini umuyorum…

Yeni dolmuş hatlarıyla Konyaspor’a destek vereceği fısıldandı kulağıma…

Keşke…

Konyaspor’dan başka Konyaspor yok…

Uğur İbrahim Altay, elini taşın altına koyuyor, koymaya da devam etmeli…

Çünkü, Konya’nın şehremini…

Dolayısıyla mutlaka sahada olmalı.

xxx

Ve futbol takımı…

100. Yılında bu takımı bu ligde tutabiliyorsak, bana göre 1. Ligde şampiyon olmuş, süper lige çıkmış gibi sevinelim…

Ben, yazımın başında futbolun ve futbol ekonomisinin gerçeklerine dayanarak duygularımı doğru bir şekilde yansıtmak istedim...

Yönetimin işi kolay değil…

Bir tarafta 100. Yıl muhabbeti, bir tarafta ekonomik sıkıntılar, diğer tarafta ise 115 milyonluk kısıtlı harcama limiti…

Başkan Fatih Özgökçen, kulübü mü büyütecek, kendini mi büyütecek?

Daha net bir şekilde soralım o zaman; ismi Konyaspor tarihine nasıl geçecek?

Bekleyip göreceğiz.

NOT: Pazartesi akşamı Kayacık tesislerinde Çevre Bakanımız Murat Kurum’un önderliğinde önemli bir toplantı yapıldı…

Bu toplantıda Konya’nın ekonomisine yön verenlerle, Konya’nın ekonomilerine katkı verdiği insanlar bir araya geldi…

Odalar, Holdingler, şirketler vs.

Konu Konyaspor’a mali destek…

17-18 milyon gibi bir rakam çıkmış…

En büyük rakam Ömer Atiker ile Mehmet Cengiz’den…

Bana göre dağ fare doğurmuş…

Niye mi?

“İnşallah, maşallah, hadi bana eyvallah” diyenlerin çokça olduğu toplantıda, tecrübelerime dayanarak “dağ fare doğurmuş” dedim…

Aşık Sümmani Baba’nın  türküsünde olduğu gibi, Bakan Bey ve Başkan Bey, bu “İnşallah, maşallah, hadi bana eyvallah” diyen gardaşları mutlaka aritmetik defterlerinin bir sayfasına yazmışlardır…

Gün gelir sayfaları karıştırırlarken, hesaplar çıkar ortaya!

Örneğin, pazartesi günü yapılan toplantıya katılmayan, ama Konyaspor’a katkı veren Ekrem Coşkun’un da hatırı sayılır bir desteği olmuş…

“Biz Başkan Beyle görüşürüz” diyenlere inat…

Çok uzattım sanırım…

Dilim mi şişmiş ne.