İnsanlar ve toplumlar tercihleri ile yaşarlar, konuşurlar.

Tercih, aklı hâkim kılarak iradeyi kullanma becerisidir.

Seçim zamanında doğru tercihi yapamazsak sonra şikâyet etmeye hakkımız olmaz…

Şimdi dikkat çekmek istediğim seçimlerimiz; yakın zamanda ilimizi çok yakından ilgilendirecek borsa ve oda başkanları seçimi.

Kasım ayında 3 büyük seçim bizi bekliyor. 5 Kasım’da Ticaret Borsası, 12 Kasım’da Ticaret Odası, 19 Kasım’da da Sanayi Odası seçimleri yapılacak.

Öncelikle bu seçimler bizim için neden önemli?

Bir toplumun büyümesi gelişmesi, refahı, namı ekonomisinin görünümüne bağlıdır. Ekonomideki gelişmelere bağlıdır.

Bir memlekette milletin temsilcisi belediye ve meclis, devletin temsilcisi Kaymakamlık ve Valilik,

Ekonominin temsilcisi ise bu oda ve borsalardır. 

Hatta hepsinin lokomotifi bu üç odadır.  Hatta ekonomi olmazsa diğer kurumların etkinliği azalır.

Onun için oraya seçeceğimiz insanları seçerken ne kadar özen gösterirsek o kadar memleketimizin önünü açmış oluruz…

Peki ne yapmalıyız?

  • Öncelikle Konya’nın potansiyelini harekete geçirecek bir yönetim seçmeliyiz.  Bilgi beceri deneyim, sanayi ticaret büyüklüğü ile Gaziantep’ten geri kalmayan hatta bir çok konuda ondan daha fazla katma değer üretme kapasitesine sahip Konya 2021 verilerine göre yıllık 3 milyar dolar ihracat yaparken Gaziantep’in 10 milyar ihracat yapabilmesini doğru analiz edebilecek bir yönetim olmalı.
  • Konya’yı sadece Anadolu’nun merkezi değil Afro -Avrasya’nın merkezi olarak görebilecek bir yönetim,
  • Ticaret merkezleri ve Sanayi bölgeleri ile demiryolunu talep edip yaptırabilecek bir yönetim. Bu hem lojistik hem de metro için geçerli.
  • Sanayi ve üniversite iş birliğini hızlandırabilecek bakış açısına sahip bir yönetim,
  • Doğu batı, kuzey güney hızlı tren ve yük taşımaları ile liman ve tedarik merkezlerini bağlama projelerini devletle koordine edebilecek bir yönetim,
  • Tüyap Fuar merkezini Anadolu’nun dünya ticareti ile buluştuğu bir çekim merkezi olarak hayal edip hayata geçirebilecek bir yönetim.
  • Konya’yı merkez alarak çevre il ve ilçelerle uzman OSB’ler kurarak fuarı etkinleştirebilecek beyinlerin olduğu bir yönetim…
  • Konya’yı dünyanın etkin ekonomik merkezlerinden biri olarak hayal edebilecek bir yönetim.
  • Sanayi odası, Ticaret odası ve Ticaret borsasını yerel örgütler olmaktan çıkarıp küresel örgütlerin etkin ve tamamlayıcı gücü olarak planlayabilecek bir zihniyet taşıyan bir yönetim,
  • Savunma sanayi ve otomotiv sanayi eko sistemini kurup harekete geçirebilecek bir yönetim.
  • Konya’yı fasonculuktan kurtarıp, tasarlayabilen bir ekonomiye geçirebilecek bir yönetim.
  • Sanayici ve ticaret erbabını gelişme konusunda ikna edebilecek bir yönetim.
  • Sanayici ve ticaret erbabını emlakçılıktan kurtarıp, gelişen teknolojiler üreten bir ekonominin yatırım yapan kahramanı iş adamalarına dönüştürebilecek bir yönetim.
  • Konya Selçuklu Kongre Merkezini, ülkemizde ve dünyada Sanayii, Üniversiteler, Turizm, Ticareti geliştiren konuların tartışıldığı bir çekim alanı haline getirebilecek bir yönetim.
  • Değişen ve gelişen ekonomi ve sanayiye göre insan kaynakları problemini çözebilecek bir bakış açısına sahip yönetim.
  • Üniversiteleri bu konuda gerçek hayatla buluşturabilecek bir feraset ve gayrete sahip bir yönetim,
  • Kendini güncelleyebilecek, güncel yaşamın önünde rol alabilecek bir yönetim…
  • Bütün bunlara hayal gözüyle bakmayacak bir yönetim.

Seçerek Konya’yı geleceğin çekim merkezi yapabiliriz.

Anadolu’nun çekim merkezi yapabiliriz.

Afro-Avrasya’nın çekim merkezi, üretim ve ticaret üssü yapabiliriz.

2030’da Konya’nın en az 4 milyon nüfusa sahip olacağını öngörüyorum.

OSB’lerin tamamını üç vardiyaya geçirsek bile bu rakama çok yaklaşırız.

Peki neler yapmamalıyız?

  • Seçeceğimiz yönetici ve ekiplerini yukarıdaki hedefler göz önüne almadan seçersek,
  • Seçim yaparken adayların sadece geçmişte iyi insan olduğuna bakarsak… Ki her insan iyi olmalı zaten.
  • Projelerini ortaya koymadan sadece vaat veren bir ekibi,
  • Köycülük, ilçecilik, particilik yapıyorsa,
  • Belirli bir menfaat grubunu temsil ediyorsa,
  • Geçmişte yaptığı işler sadece kendini başarıya götürmüşse,
  • Ulusal ekonomi ile ilgili hiçbir projede yer almamışsa,
  • Dünya ekonomisine entegre bir kişiliği yok ise,
  • Mevcut kendi işyerinde kurumsal değilse, örnek bir işyeri kuramamışsa, en azından bütçe ile yönetim yapabilecek bir ekibe sahip değilse,
  • Her türlü yetkiyi kendinde toplama eğilimi varsa,
  • Yetki sorumluluğu dağıtabilecek özgüveni yoksa,
  • Kendine güvenmeyen kimseye güvenemez.
  • Güvenilir hesap verebilir bir işletme kuramamışsa,
  • Büyümeyi, parasal gücü yeterli görüyor, gelişmeyi henüz algılamamışsa,
  • İşe göre insan çalıştırmıyor da tanıdık ahbap ilişkileri ön planda ise,
  • Küresel ekonomiyi algılama becerisi zayıfsa,
  • Her şeyi biliyor, öğrenmeye kapalı ise,
  • Mütevazi değilse,
  • İlahlaşma eğilimi varsa,

Bu özellikleri taşıyan yönetimler sadece kendi namları ve hesaplarına çalışır. Konya için hiçbir stratejik hamle yapamaz. Değişime öncü olamaz. Geleceğin Konya’sını hayal edemez.

Sadece kendisi ve ekibi kadar gelişebilecek Konya’yı hayal eder.

Şimdi aklımızı kullanarak irademizi Konya’nın geleceğine yansıtmalıyız…