Konya’da doğup büyüyen, hayatı boyunca kadınlar, çocuklar ve gençler için değer üretmeye çalışan Ebru Acay İşlek, yaşam öyküsü ve toplumsal katkılarıyla örnek bir portre çiziyor. 50 yaşındaki harita teknikerinin hikâyesi, mesleğini yapamasa da pes etmeyen, üretmeye ve fayda sağlamaya devam eden bir kadının ilham veren yolculuğunu anlatıyor. Evli ve bir çocuk annesi olan İşlek, uzun yıllarını çocuğunu büyütmeye ve ardından çalışma hayatına ayırdı. Pandemi öncesinde ise Konya’da geri dönüşüm ve el sanatlarına dayalı bir kafe işletmeciliği yapan İşlek, kafesinde gençlerle birlikte örgüden tiyatroya, şiir gecelerinden film gösterimlerine kadar birçok sosyal etkinlik düzenledi. “Konya ve gençlerimize değer kattığıma inanıyorum” diyen İşlek, özellikle gençleri kitap ve şiir okumaya yönlendirmesiyle birçok gencin hayatına dokunduğunu vurguluyor.

HARİTA TEKNİKERİYDİ AMA YOLU GÖNÜL HARİTALARINA ÇIKTI

Harita teknikeri olarak mezun olan İşlek, mesleğini hiçbir zaman icra etmedi. Bunun yerine önce annelik rolünü üstlendi, çocuğunu büyüttü. Ardından ise iş hayatına atıldı. Ancak onun çalışma hayatı sıradan bir kariyer yolculuğundan ibaret olmadı! İşlek, girişimci ruhu ve toplumsal duyarlılığıyla kendi alanını kendi oluşturmayı seçti.

GERİ DÖNÜŞÜMLE SANATI, KAFEDE SOSYAL SORUMLULUKLA BULUŞTURDU

Pandemi öncesinde yaklaşık dört yıl boyunca kendine ait bir kafe işletti. Ancak İşlek’in açtığı kafe sıradan bir işletme değildi! Geri dönüşüm ve el sanatlarının iç içe geçtiği bu mekân, aynı zamanda gençlerin buluşma noktası ve sosyal sorumluluk projelerinin merkezi haline geldi. Kadınlar ve gençlerle birlikte örgü çalışmaları, tiyatro etkinlikleri, şiir geceleri, film gösterimleri, Kızılay iş birlikleri ve edebiyat etkinlikleri düzenleyen ve “Konya ve gençlerimize değer kattığımıza inanıyorum” diyen İşlek, özellikle gençleri kitap ve şiir okumaya teşvik ederek onların hayatlarına dokunduğunu söylüyor. Kafenin duvarlarında sadece sanat değil, umut da yeşerdi!

PANDEMİ, DURAKLAMA DEĞİL YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLDU

Pandemi süreciyle birlikte kafe işletmeciliğine ara veren Ebru Acay İşlek, bu dönemi kendisi için bir fırsata çevirdi. Zaten ilgilendiği el işlerine daha fazla vakit ayırma imkânı buldu. Özellikle amigurumi yapımında kendini geliştirdi. “Severek yaptığım için hiç zorlanmadım,” diyen İşlek, bu alandaki yeteneğini bir adım ileri taşıyarak İnstagram üzerinden siparişler almaya başladı. İşlek, pandemi sürecinin kendisini hem ruhsal hem sanatsal olarak geliştirdiğini ifade ediyor.

USTALIK BELGESİYLE TAÇLANAN BİR YOLCULUK

El sanatları alanında gösterdiği başarı, İşlek’e resmi bir unvan kazandırdı. Ustalık belgesi aldı ve artık usta öğretici olarak ders verebilecek yetkinlikte. Konya Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kursları’nda (KOMEK) eğitim vermeyi planlayan İşlek, özellikle özel eğitimli çocuklarla çalışmak istiyor. “Öğretmenlik yapacak çok insan var, ama ben özel eğitimli bireylere el sanatlarını öğretmek istiyorum,” diyerek hem eğitime hem de kapsayıcılığa verdiği önemi vurguluyor.

BİSİKLETİN PEDALINDA FARKINDALIK VAR!

Akörenli profesörler
Akörenli profesörler
İçeriği Görüntüle

Sosyal duyarlılığı sadece sınırlı alanlarda kalmayan Ebru Acay İşlek, çevre farkındalığı konusuna da aktif olarak katkı sağlıyor. İzmir'de başlayıp dünya çapında yayılan “Süslü Kadınlar Bisiklet Turu” hareketine Konya’dan katıldı. Kadınların bisikletle sokağa çıktığı, çevre ve iklim krizine dikkat çeken bu hareketi Konya’da da sürdürmeye devam ediyor. “Kadınlar olarak biz de görünür olmak istedik,” diyen İşlek, çevre kirliliğine karşı bisikletle verdiği mesajı aynı zamanda bir kadın hareketi olarak da görüyor.

GÖNÜLLÜLÜK ONUN HAYATININ TEMEL TAŞI

Aynı zamanda Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) gönüllüsü olan Ebru Acay İşlek, Ahbap Konya ve Hayatı Paylaşanlar Derneği'nin kuruluşlarında da aktif rol aldı. “İyilik, güzellik neredeyse orada olmaya çalışıyorum,” sözleriyle gönüllülüğü hayatının merkezine koyduğunu ifade eden İşlek için gönüllülük, bir yan uğraş değil, insan olmanın doğal bir parçası!

‘KADIN HEP BİRİNE MUHTAÇMIŞ GİBİ ÖĞRETİLİYOR. BEN BU DÜZENİ KABUL ETMİYORUM’

Toplumda kadının ikinci plana atıldığı, sosyal yaşamda erkeğe bağımlı hale getirildiği bir düzene karşı net bir duruşu var Ebru Acay İşlek’in. Kendi ailesinin desteğiyle ayakta durabilmiş olsa da, birçok kadının aynı şansa sahip olmadığının farkında.

“Kadınlar hep bir şeylere mecbur bırakılıyor. Sanki pazara, düğüne gitmek için bile yanında bir erkek olmalıymış gibi. Bu anlayışa karşıyım. Evet, biz farklı yaratıldık ama sosyal haklarımız aynı. Eşitiz,” diyen İşlek, kadınların ekonomik ve sosyal bağımsızlığına dikkat çekiyor.

ÇOCUKLAR VE KADINLAR İÇİN HEP BİR ADIM ÖNDE OLMAYA HAZIR

Çocukların doğuştan özgüvensiz yetiştirildiğine dikkat çeken İşlek, bunun da toplumsal yapının bir sonucu olduğunu düşünüyor. Onun için çocuklara ve kadınlara destek olmak, bir tercih değil, bir sorumluluk! “Bu dünyaya sadece kendim için gelmedim. İnsanlara dokunmak, biraz fark yaratmak istiyorum,” diyerek neden bu kadar çok sosyal projede yer aldığını özetliyor.

İŞLEK’İN HİKÂYESİ: SESSİZ DEVRİM!

Ebru Acay İşlek’in hikâyesi, dışarıdan sessiz ama içeriden güçlü bir devrimi anlatıyor. O, bireysel çabalarıyla bir toplumda değişimin nasıl başlayabileceğini, sanatla, gönüllülükle, duyarlılıkla nasıl bir iz bırakılabileceğini gösteriyor. Konya’dan yükselen bu ses, sadece bir kadının değil, aynı zamanda yüzlerce kadının, çocuğun ve gencin hayatına dokunan bir umudun sesi.

Muhabir: HACER CEYLAN ZAMAN