Konya’nın Kültür Adamlarından Şair-Yazar Hasan Ukdem, Yenigün Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Hasan Ukdem, hayatta başına ne gelirse gelsin yazarak ve şiir okuyarak kendini iyileştirdi. Ukdem, hayat hikayesini ve tecrübelerini bizlere anlattı.

3 6-25

Hasan Ukdem kimdir?

1967’de Konya’nın Araplar semtinde dünyaya geldim. 9 aylıkken geçirdiğim bir hastalık sonrasında felç oldum. 7 yaşıma kadar ben bunun çok farkında değildim. Sonrasında okula gittiğimde diğer çocuklardan farklı olduğumu anlamaya başladım. Ama bu farklılığımı hiç dert etmedim, hâlâ daha etmem. Diğer arkadaşlarım okula giderken ben de kendim okuma-yazma öğrenmeye karar verdim. Babam mahallenin bakkalıydı. Oturttu beni kasaya; akranlarımla aynı süre zarfında okuma-yazma öğrendim. Okula giden kardeşim bir hikaye getirdi. Bu hikayede üç köpek eniğinin hayatını anlatıyordu. Bunu okuduktan sonra, “Ben de bir gün mutlaka bir şeyler yazacağım” dedim.

3 7-23

Hayat bir oyun değil! Hayat bir oyun değil!

İLK ŞİİRİNİ 18 YAŞINDA BAKKAL MASASINDA YAZDI

Yazma tutkusu sizde nasıl başladı?

Kemalettin Tuğcu’nun hikayelerinin neredeyse hepsini okudum. Sonrasında 10-12 yaşlarıma kadar geldim. Küçük ajandalarda not tutmaya başladım. Ben okumayı yazmayı öğrendikten sonra babamın bakkal dükkanında kasaya oturmaya başladım. Arkadaşlarımla bu bakkalda sosyalleşiyordum. 12-13 yaşlarında okuma-yazmayı ilerletmek için çok fazla okudum ve yazdım. Sürekli kitaplar sipariş ediyordum. Günde 3 tane gazete takip ediyordum. Dergileri de okuyordum. Böyle böyle 18 yaşıma geldim… Ama hâlâ ne yazacağıma karar vermemiştim. Yazar olmak ve bir şeyler üretmek istiyordum ancak ne yapacağıma karar verememiştim. Günlerden bir gün bakkal kasasında otururken karşı evin kiracılarından genç bir kız bana baktı ve gülümsedi… Kara kaşlı, kara gözlü, esmer bir kızdı… O bana hâl diliyle, “Sen şair olacaksın” dedi. Böylelikle ilk şiirimi bakkal kasasında 18 yaşımda o masada yazdım. Benim ilk şiir kitabım “Kırık Bir Aşkın Gözyaşları” olmalı diye düşündüm ve öyle de oldu. Bunu kararlaştırıp şiir yazmaya başladıktan sonra şiir kitapları bende merak uyandırdı. Necip Fazıl, Mehmet Akif gibi çok sayıda şairin isimleri kulağıma gelmeye başladı ve şiirlerini okudum. Şu an evimde 3 bin- 3 bin 500 kitap var, bunun 750’si şiir kitabı. Bu sırada Victor Hugoları da okumaya başladım. Şiirde bir yerlere geldim. 1994 yılında ilk şiir kitabım olan “Kırık Bir Aşkın Gözyaşları” çıktı. Bunu büyük bir özveriyle çıkardım. Çünkü şiir para eden bir şey değildir. Sürekli yazıyordum. 2018 yılına kadar bir daha kitap çıkartmadım. Ancak bu sürede radyolarda şiirlerim okunuyordu. Konya’nın ünlü şairi rahmetli Feyza Alıcı ile de tanıştım. O bana bazı hedefler gösterdi. “Burası Selçuklu’nun payitahtı. Bu toprakları yaz” dedi. Bu sefer köşe yazıları da yazmaya başladım. İstanbul’da Çağrı Dergisi vardı. Oraya şiirler ve yazılar göndermeye başlamıştım. Bu arada Araplar semtinden Seyit Küçükbezirci vardı. Benim komşum ve kalemdaşım. O da Arapları yazıyordu. O bir gün bana, “Hasan senin artık bir gazetede yazman lazım” dedi. Tamam dedim ve gazetelere de yazmaya başladım. Şu anda da yazıyorum. Bu sırada Araplar mahallesindeki komşularımı, ihtiyarları, çocukları, kadınları tek tek kaleme aldım. Gazetede köşe yazısı olarak yayımladılar. Sonrasında 2021 yılında “Zamanın Behrinde Araplar Mahallesi” kitabımı çıkardım. Bu Konya’da bazı arkadaşlarımıza örnek oldu. 2020’de, “Bugün Sen Daha Çok Ayşe’sin” şiir kitabımı çıkarttım.

3 8-23

KİTABI, BELEDİYE’NİN LİTERATÜRÜNE GİRDİ

İlerisi için başka projeleriniz olacak mı?

Şu an Konya Büyükşehir Belediyesi her mahalleden bir yazar bulup mahalleleri yazdırmaya çalışıyor. Benim “Zamanın Behrinde Araplar Mahallesi” kitabımı da aldılar. Şehir serisinden belediyenin literatürüne girdi. Bunların dışında “Gönül Penceremde Şairler Geçidi”, “Bana Bir Şiir Borcun Olsun” gibi kitaplarım da var. İlerideki hedefim, Yunus Emre’nin şiirlerinden 2 mısra alıp kendi şiirlerimle devam edeceğim, Yunus Emre’nin izinden gideceğim bir kitap çıkarmak. Bunun yanında bir rica üzerine Kur’an-ı Kerim’deki 104 surenin her birine bir şiir yazacağım. Böyle bir eser de çıkaracağım. Bunların yanında arkadaşlarımla birlikte Selçukya Kültür Sanat Derneğini de kurduk. Dernek olarak her hafta pazartesi günü şiir buluşmalarımız oluyor. Hiçbir zaman bu geleneğimizi aksatmadık. Yaz ayları dışında her pazartesi biraraya geliyoruz ve herkese kapımız açık.

HERKESİN TUTUNACAK BİR DALI OLMALI, O İSE ŞİİRE TUTUNDU

Her insan sizin gibi “Hayata Tutunanlar”dan değil. İnsanlara bu konuda ne tavsiye edersiniz?

Ben her zaman kendimi bu şekilde bir şeylerle meşgul ettim. Farklı oluşumu dert edinmedim. Hayata tutunabilmek için tecrübeli insanları dinlemek ve tutunacak bir dal bulmak lazım. Bunu da kendimizin seçmesi gerekiyor. Çünkü sevmediğimiz bir şeyle başarılı olma imkanımız yok. Bu insana anca eziyet olur. İnsanın en büyük çıkmazı kendisi ama en büyük yardımcısı da kendisi. Ben kendime yardım etmeyi seçtim. Benim tutunacak dalım ve tedavim şiir oldu…

Muhabir: TUBA KAYA