- 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü benim için çok bir şey ifade etmiyor. Çünkü bu tür günlere inananlardan ve bugün kendini özel hissedenlerden değilim. Eğer yaptığınız işi, hakkını vererek yapıyorsanız, sizin için yılın 365 günü Gazeteciler Günü olur. 

Gazeteciliği birkaç cümleyle tanımlamak gerekirse; 

-Gazetecilik, karakter işidir. 

-Kamu yararını, milli ve manevi değerleri düşünmeyen bir gazetecilikten söz edilemez. 

-Gazeteci eleştiri yapmalı, ama bunu yaparken kamu yararı gözetmelidir.

-Gazetecilik dışarıdan çok çekici, karizmatik bir meslek olarak görülse de, çok büyük sıkıntılarının da olduğunu bilmek gerekir. 

-Özellikle gazetelerin kazançları oldukça kısıtlıdır.

-Haber alma yayma konusunda mücadele eden gazeteciler, bunun karşılığını alamamaktadır.

-Gazeteciler ücret konusunda büyük sorun yaşamaktadır.  Bugün asgari ücretin 2 bin TL'ye geldiği günümüzde, asgari ücretin altında çalışan gazetecinin olduğunu biliyoruz. 

-Yaşanan genel bir ekonomik sıkıntının etkilendiği ilk mesleklerden biri  yine gazetecilerdir. Reklamla ayakta duran gazeteler, özel ve kamu reklamları ekonomik sorunlardan dolayı azalınca, ekonomik sorunlar yaşamaktadır. Bu da bu mesleğin ekonomik bir kazanç getiren meslek olarak görülmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. 

-Ekonomik şartlara bağlı olarak, bir gazetecinin çalışırken işini kolaylaştıracak malzeme ve haktan genelde yoksundur. Bir gazeteci haber bölgesine genelde kendi imkanlarıyla ulaşır. Her kurum bu konuda elemanına çeşitli imkanlar sunmadığı için, zorlu şartlara rağmen bir gazeteci habere ulaşmak için mücadele etmek zorunda kalıyor.  

-Ekonomik sorunların yanında gazetecilik mesleğinin en büyük sorunlarından biri de "Zaman"dır. Zaman gazetecinin en büyük rakibidir. Bir gazeteci zamanla yarışır. Gazeteci için gece, gündüz mefhumu yoktur. Bu nedenle, gazeteci için tatil, bayram, haftasonu yoktur. Her an bir haber için hazır bulunmalıdır. Bu durum aile yaşantısını etkileyen önemli bir konudur. 

-Öncelikle gazetecinin kendileri gibi bir kamu görevi üstlendiğinin farkında olmalılar. Buna göre hareket edip, bir gazetecinin ulaşması gereken bilgide yardımcı ellerinden gelen yardımı göstermeliler. 

-Kamu kurum ve kuruluşlarının kesinlikle bir basın birimi olması gerekiyor. Çünkü basın mensupları ile kurum arasında köprü görevi görecek kişiler basın birimi çalışanlarıdır. Bu yolla bilgi akışını daha hızlı ve sağlıklı şekilde sağlayabiliriz. 

DÜNDEN BUGÜNE TÜRKİYE BASINI

-Zamana direnemeyen her olgu gibi, 'basın' da sürekli değişim içindedir. 

-Bu değişim; siyasi, ekonomik, toplumsal değişimlere göre şekillenmektedir.

-Yapısal olarak Türkiye'yi elinde bulundurmak ve yönetmek isteyen erkler, bu konuda 'medya' alanını her zaman kullanmıştır.

-Demokrasinin vazgeçilmezi, toplumun sesi olarak klişe tanımlamalarla süslenen basın, aslında güce hizmet eden araçlar olarak kullanılmıştır. 

-Bir yandan demokrasinin gereği olarak görülen basın, Türkiye'nin yakın tarihine bakılınca, darbelere zemin hazırlayan en önemli araç olarak kullanıldığının görülmesiyle bile kendisiyle çelişir haldeydi. 

-Halkın belirlediği iktidar; belirli güçlerin istediğini yaparsa alkışlanırken, istenmeyen uygulamalar karşısında iktidara karşı basın silahının devreye sokulduğu günlerin yaşandığı Türkiye'de basın, aslında demokrasinin gereği olmamıştı. 

-Zamanla değişen güç dengeleri, basının farklı bir yere doğru evrilmesini sağladı.

-Basın dün, halkın seçtiği hükümeti yıkarak, yenisini getirmek için gücünü kullanırken, bugün halkın getirdiği iktidarın başkalarının eliyle yıkılmasına karşı direnmeye başladı.

-Ülkemizin yaşadığı darbelerde basın darbeye karşı tavır alamazken, hain 15 Temmuz sürecinde basın Türk milletinden yana tavır alarak, demokrasinin gereğini ortaya koymuştur. 

MİLLİ, MANEVİ DEĞERLER

-Basın, eğer milletin sesi, gözü, kulağı ise; bu milletin dinamiklerine göre hareket etmelidir.

- Bu nedenle basının "kırmızı çizgisi" Türk milletinin değerleri olmalıdır. 

-Milletin yönlendirilmesinde de etkili olan basının, bu yolla Müslüman-Türk milletini doğru yola sevkedecek şekilde tavır göstermesi elzemdir.

-Dünden bugüne Türk basınında yaşanan ve az evvel bahsettiğim evrilmenin bir örneği de, Türk basınının bu konudaki tutumunun doğru yönde şekillenmesidir. 

-Bu iyi gelişmelere rağmen, Türk basının, olması gereken yola girmesi için daha çok yol alması gerekiyor. 

Bu duygu ve düşüncelerle, tüm meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum. Sevgi, saygı ve dua ile...