Kıymetli okuyucular, ülkemizin trafik kazalarında dünya birincisi olduğu hepimizin bildiği, üzücü bir gerçektir.
Birinci olduğumuz, bir başka konu, EV KAZALARI ve Balkondan düşen çocuk sayısıdır.
EV KAZALARI, dikkat çekici bir vakadır.
Mesela şofben kazalarıyla ölüm, düdüklü tencere patlaması ve tüpgaz patlaması hepimizde acı hatıraları olan olaylardır.
Şimdilerde yayılan dev ekran LCD plazma televizyonların devrilmesiyle ölen çocukların en yeni ev kazaları arasında yer almıştır.
Ev kazaları ile ilgili Hacettepe Üniversitesi'nin gerçekleştirdiği çalışmanın üzerine maalesef yenileri gelmemiştir.
Gönül isterdi ki, Konyamızda sayısı artan üniversitelerimizde EV KAZALARI konusuna dikkat çeken araştırmalar yapsın.
Bu üzücü sonuçları olan memleket faciasının çaresi, iletişim ve eğitimdir.
Yani, tam üniversitelerimize göre bir konu!
İletişim konusuna şöyle bir açıklama getirebiliriz:
Şohben kazalarında, baca çıkışı ve havalandırma ortamının kesilmeyişi gibi basit tedbirlerin inşaatçılara ve eve bakanlara öğretilmesi sonucu değiştirecektir.
Yazımıza konu olan Balkondan düşen çocuklara gelince.
Balkon demirlerinin, balkondan oturup çay içen büyüklere göre değil de, emekleyen çocukların düşebilme ihtimaline göre düşünülmesi meseleyi çözecek en önemli adımdır.
Belediyelerin ve İnşaat Mühendisleri Odalarının da Balkon demiri yüksekliği diye bir çalışma başlatılması ikinci önemli adımdır.
Bu iki adımın iletişim ve eğitim boyutuyla müteahhitlere ve ev alıcılarına aktarılması, meseleyi tamamen çözecektir.
Sonuca ulaşmanın bu kadar basit olduğu bir konunun, faciaya dönüşerek, ülkemizi dünya birincisi yapması ne kadar üzücüdür.
Garip ama Türkiye...
Ve şiir.
Istırap yükselince şiire sığınılır.
İşte üstad Sezai Karakoç ve ünlü BALKON şiiri:
BALKON
Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir evlerde
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler, anneler elleri balkonların demirinde
Bana sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum
Alnından öpmeye gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarların