YENİGÜN ÖZEL

Ayçiçekleri tekrar güne baksın!

Son 2 yıldır azalan ayçiçeği üretimi ve artan ithalatla ilgili açıklamalarda bulunan Ziraat Yüksek Mühendisi Celil Çalış, üretimin yeniden artması için çiftçi desteklerinin de artması gerektiğini söyledi

Abone Ol

Son yıllarda artan gıda talebi ve dünya genelinde yaşanan gıda krizleri, tarımın ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Son yıllarda gerçekleşen politikalarla ilgili, geleceğe yönelik izlenmesi gereken yol ve planlarla ilgili Ziraat Yüksek Mühendisi Celil Çalış açıklama yaptı. Mustafa Kemal Atatürk’ün tarımın önemiyle ilgili, ‘Milli ekonominin temeli ziraattır’ sözünü anımsatan Çalış, tarımda kendi kendine yeterlilik, yerli ve milli üretim gibi konulara dikkat çekti.

FİYATLAR DÜŞTÜ, EKİLİŞ ALANLARI DARALDI!

Yeterli olmayan ve zorunlu ithalat yapılan bazı ürünlerle ilgili 2026 yılında ihtiyaca yönelik yönlendirmeler yapılabileceğinin altını çizen Çalış, “Türkiye’nin ihtiyacı olan yağlık ürünler içinde önemli bir yere sahip olan ayçiçeği ekilişleri tamamlandı. 2021-2022 yıllarında yaşanan pandemi ve Rus-Ukrayna savaşının tedarik zincirini kırıcı etkisi ile üreticiyi memnun eden fiyatlara ulaştığından ekiliş alanlarında hissedilir bir artış oldu.2023 yılında fiyatların düşmesiyle 2024 yılından sonra 2025 ekiliş yılında da ciddi ekiliş alanları daraldı.” dedi.

AYÇİÇEĞİNDE ALAN YÜZDE 40, VERİM YÜZDE 100 ARTTI

Ayçiçeğinin son yıllarda önemli bir hal alarak ekimlerin de arttığını aktaran Ziraat Yüksek Mühendisi Çalış, son 10 yılda ayçiçeği üretiminin 1 milyon tondan 2 milyon tona yükseldiğini söyledi. Üretim alanının yüzde 40 artarken verimin ise yüzde 100 arttığına dikkat çeken Çalış, bunun nedeninin ise modern tarım teknikleri, verimi yüksek tohumlukların geliştirilmesi, Orta Anadolu’da sulu tarım alanlarında üretim ve birim alandan alınan verimin artması olarak açıkladı.

ÜRETİCİ FARKLI ÜRÜN ÇEŞİDİNE YÖNELDİ

Çalış, ayçiçeğindeki üretimin son yıllarda artmasına karşın farklı nedenler dolayısıyla ithalat gerçekleştiğini de belirtti. Türkiye’nin ayçiçeği üretiminde kendine yeterlilik oranının yüzde 59’lardan son 2 yılda yüzde 35’lere gerilediğinin de altını çizen Çalış, bunun nedenini ise şöyle açıkladı: “2021 yılında, 2,2 milyon ton,2022 yılında 2,30 milyon ton, 2023 yılında 1,9 milyon ton, 2024 yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 1,85 milyon ton, piyasa verilerine göre 1,35 ton üretime ulaşmamıza rağmen bir o kadar değişik kalemlerde ayçiçeği ithalatı yapmış durumdayız. Türkiye’nin ayçiçeği üretiminde kendine yeterlilik oranı yüzde 59’lara çıkmışken son 2 yılda üreticinin başka ürünlere kayması ile yüzde 35’lere gerilemiştir. Açığımız olan yaklaşık 2 milyon tonu ya üretmek zorundayız ya da almak zorundayız.”

‘ÜRETİMİN ARTMASI İÇİN ÇİFTÇİNİN DESTEKLENMESİ ŞART!’

Çalış, üretimin yeniden artması için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve devlet eliyle yapılabilecekleri de sıraladı: “Üretim istenen seviyeye ulaşıncaya kadar TMO tarafından çiftçiden doğrudan Ayçiçek alımı yapılması, böylece hem çiftçi için satış garantisi ve devlet güvencesi inşa edilirken sanayici açısından da hasat sezonu dışında yerli hammaddeye ulaşım kolaylığı ve finansın daha etkin yönetiminin sağlanmış olacaktır.

Başka bir seçenek olarak ülke Ayçiçek yağı ve küspesinin arz güvenliğini sağlayacak miktarda üretim için sözleşmeli üretim modeli uygulaması Tarım Orman Bakanlığınca desteklenerek, sözleşmeli üretim yaptıran firmalara sözleşmeli üretim desteği verilmesi durumunda yeterli üretim sağlanacak, oluşacak fahiş fiyat veya manipülasyon korkusu üretici ve sanayici açısından bertaraf edilecektir.

Ukrayna, Rusya gibi ayçiçeği dış satımı yapan ülkelerle bizim üreticimizin üretim maliyetleri açısından kapatılamaz farkları bulunmaktadır. İklim şartları ve yağış rejiminden dolayı Trakya ve Karadeniz’de üretilen ayçiçekleri hariç sulama yaparak ayçiçeği üretmek zorundayız. Ayrıca topraklarımızın organik madde miktarının yetersizliğinden dolayı gübreleme yapmak zorundayız, hem de yoğun gübreleme. İthalat yaptığımız ülkelerde sulama enerji maliyetleri ve gübrelemede yapılacak masrafların azlığını veya olmadığını düşünürsek bizim üreticilerimizin rekabet şartlarının zorluğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca rekabet edilen ülkelerde çiftçiye oluşturulan sübvanse ve destekleme oranları karşılaştırılırsa Türk çiftçisi ayçiçeği üretiminden karlılık sebebi ile kaçacaktır.”