Çalışmaların hızla devam ettiğini vurgulayan Aslan, "11 ilde toplamda 1 milyon 430 bin 363 bina incelendi. Bunların bağımsız bölüm olarak karşılığı ise 4 milyon 874 bin 588. Bunun içerisinde ticaret, konut, bina bazlı hepsi bulunuyor." dedi. Aslan, hasar tespitinde yüzde 84 seviyesine ulaşıldığını aktardı. Bölgede 420 bin bağımsız bölüme karşılık 144 bin 595 binanın ağır hasarlı olduğunu belirten Aslan, "Bunlarla ilgili itiraz süreçleri devam ediyor. Ama genel sayımız bu. Orta hasarlı 34 bin 747 bina tespit ettik. Biten illerimiz var, bir tık geride olan illerimiz var." diye konuştu. Aslan, çalışmaları 8 bin personelle eş zamanlı olarak sürdürdüklerine işaret ederek, şöyle konuştu: "Tek bina olarak gördüğünüz bir binaya, yeri geliyor 3 defa gitmek durumunda kalabiliyoruz. Mesela 20 Şubat 6,4'lük Hatay depreminden sonra Samandağ, Antakya ve Defne bölgesini tekrardan incelemek durumunda kaldık. Yaklaşık 43 bin bina ,130 binin üstünde bağımsız bölüme tekabül ediyor. Aslında yapılan denetim 1 milyon 600 binin üzerinde, bina bazlı. Çalışmalarımızı 8 bin personelle titizlikle sürdürüyoruz."

KİLİS'TE ÇALIŞMALAR TAMAM, GAZİANTEP'TE SONA YAKLAŞILDI

 Aslan, Kilis'te çalışmaların tamamının, Gaziantep'in de büyük bir bölümünde çalışmaların tamamlandığını kaydetti. Diğer illerde çalışmaların hızla sürdüğünü anlatan Aslan, "Bir haftaya yakın bir sürede kesin hasar tespit çalışmalarını 11 ilde tamamlayabileceğimizi öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.

SAHADA ÇALIŞMALARI KİM YAPAR?

 Aslan, sahada hasar tespitini inşaat mühendisi ile mimarların yaptığını aktararak, "Ben sahada makine mühendisi gördüm, elektrik mühendisi gördüm diyorlar. Evet görebilirsiniz çünkü biz farklı cihazlarla da havadan inceleme, bina bazlı inceleme yapıyoruz. Onları da cihaz kullanımında, farklı meslek gruplarındaki arkadaşlarımızı da değerlendirebiliyoruz." şeklinde konuştu. Hasar tespit çalışmalarının üç aşamada gerçekleştiğini anlatan Aslan, şöyle devam etti: "Birincisi afetin olduğu ilk anlarda birkaç saat içerisinde özel yazılımlı İHA'lar uçuruyoruz ve afetin etkilediği bölgeyi tespit etmeye çalışıyoruz. Ona göre ekip sayımızı oluşturuyoruz ve karşımızdaki ortamı görmüş oluyoruz. İkicisi yerine giderek çekiçle hasar tespit çalışması oluyor. Üçüncüsü de çok riskli bölgelerde Hatay'da, Gaziantep'in bir kısmında, Kahramanmaraş'ta, 11 ilimizde devam eden özellikle acil yıkılacak yapıların yakınında ya da enkazların yakınında ayakta olan binaların durumunu incelemek için. Bu, hem orada çalışan insanları korumak hem yapının durumunu tespit etmek. Bizim yaptığımız hasar tespit, ileride yaşanacak depremlerde bu binanın ne davranış göstereceğinin tespiti değildir.

‘HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR’

Yaşadığımız bu afetin, bu depremin o binada yaratmış olduğu etkinin tespitidir. 'Bu deprem bu binaya ne yaptı?' sorusuna yanıttır." Hasar tespitinde kolon ve kirişlerin durumunun önemli olduğunu belirten Aslan, "Bizim yaptığımız, depremin binada yaratmış olduğu hasarın tespiti. Onun için burada yapılan tespitte bizim için en önemli enstrüman çekiç. Çekiç ne işe yarıyor, çekiç o çatlağın yapısal bir hasarı, yapısal bir unsura sirayet edip etmediğini görmemize yarıyor. Yani şurada herhangi bir çatlak, çizik görebilirsiniz, bir iz görebilirsiniz ama bu boyanın üzerindeki bir izdir, sıvanın üzerindeki bir izdir. Biz bu sıvayı, boyayı kazıyarak kolona kirişe sirayet edip etmediğine bakıyoruz. 'Ya bir tane çekiçle mi anlıyorsunuz?'... Evet bir tane çekiçle anlaşılabiliyor."

AA

Editör: TE Bilişim