Yüzyılın en büyük felaketleri arasında gösterilen 27 Aralık 1939'da yaklaşık 33 bin insanın hayatını kaybettiği, binlerce insanın yaralandığı 7,9 büyüklüğündeki depremin ardından birçok sarsıntının yaşandığı kent, son olarak 13 Mart 1992'de 653 kişinin yaşamını yitirdiği 6,8'lik depremle yıkıldı.

Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan ve depremin acı tecrübesinin yaşandığı Erzincan'da, belediye ile kamu kurumlarınca kapsamlı kentsel dönüşüm çalışmaları yürütülüyor. Deprem yönetmeliğine uygun yatay mimari anlayışı ile konut yapımlarının sürdüğü kentte, bina inşaatlarında kullanılan beton ve demirler sıkı denetimden geçiriliyor.

Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, AA muhabirine, Erzincanlıların yıllarca depremlerle yaşadığını söyledi.

"Bireysel olarak da kentsel dönüşüme katkı sunan insanımız çok"

Geçmişten günümüze kadar belediye başkanları ve şehrin yöneticilerinin kentsel dönüşümde büyük emek sarf ettiğini anlatan Aksun, şöyle konuştu:

"İnsanımızın daha rahat, daha huzurlu konutlarda yaşayabilmesi için riskli olan konutların bir an önce dönüştürülmesi kaçınılmaz. Onun için bunun üzerinde yoğun bir emekle çalışmaktayız. Erzincan'da bireysel olarak da kentsel dönüşüme katkı sunan insanımız çoktur. Mahallelerimizde 1992 depreminin ardından yaklaşık yüzde 50'ye varan bir yenileşme söz konusudur. Diğer yüzde 50'lik kısım ise yine depremden önce yapılan ve büyük bir kısmı tek katlı yapılardır."

Aksun, yaşanan depremlerin insanlarda farkındalık oluşturduğuna işaret ederek, herkesin bu konuda üzerine düşeni yapmaya çalıştığını dile getirdi.

Vatandaşların, konutların denetlenmesi yönünde de sık sık talepte bulunduğuna işaret eden Aksun, "Biz de Erzincan Belediyesi, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi olarak Sayın Valimizin bilgileri dahilinde bir komisyon kurulması kararı verdik. Bu komisyona özel sektörde bulunan mühendis arkadaşların da katılımı sağlandı. Böylelikle, Erzincan'da bulunan riskli alanları ve binaları risksiz hale nasıl getirebiliriz, kentsel dönüşümünü nasıl sağlayabiliriz, bunların çalışmasını yapmaktayız." diye konuştu.

"Yatay mimariyi sürdürmeye devam edeceğiz"

Belediye olarak yatay mimari konusunda ısrarcı olduklarını vurgulayan Aksun, şöyle devam etti:

"Önümüzde bir revizyon var. Revizyonda 6-7 kat beklentisi içerisinde olanlar var ama biz yüksek kata karşıyız. Erzincan'da yatay mimarinin sabit kalması gerektiği kanaatiyle hareket ediyoruz. Depremle yaşamayı öğrenen bir şehir olmak zorundayız. Onun için de bugün Erzincan'da yatay mimariyi belediye olarak sürdürmeye devam edeceğiz. Binaların depremde yıkım sebepleri içerisinde kolon kesmelerden ve bina üzerinde bilinçsiz oynamalardan kaynaklandığı herkes tarafından gözlemlendi. Artık herkes, birtakım iş yerlerine kolonu kesikse girmemeye dikkat ediyor."

Aksun, son deprem yönetmeliğine uymayan binaların mülk sahipleri tarafından kontrol ettirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Binaların risk ve performans analizinin yapılmasının bir zorunluluk olduğu kanaatindeyim. Buna gerekli hassasiyeti gösterirsek eğer, Erzincan'ın depremler açısından en hazırlıklı iller arasında yer aldığını söyleyebiliriz. Belediyedeki arkadaşlarımız binanın inşa aşamasında ölçülere dikkat edilip edilmediğini ve projelerin uygulanabilir olup olmadığını ince ayrıntısına kadar incelemektedirler. Malum projelerimiz belediyemiz tarafından onaylanmadığı müddetçe yapım aşamasına geçilemiyor. İmalat aşamasına geçildiğinde de beton numunelerinden tutun, binada kullanılan demir sayısına kadar yapı denetim firmaları tarafından incelenmekte. Tabi bunların hepsi depreme dayanaklı bir şehir için yapılıyor."

Editör: TE Bilişim