Siyasi gündem bir hayli yoğun ve ateşi yüksek. Siyasi arenadaki kılıçlar çekildi ve neyin ne olacağı belli değil. Her şeye karar verecek olan esas adamlar sahneye çıkıncaya, mührü basıncaya kadar çarpışma devam edecek.

Bütün bu kargaşanın arasında milletin esas derdi geçim olunca, yılın son ayında beklentilerine cevap bulmaya çalışıyor. Asgari ücret pazarlıkları yapıladursun açıklanacak rakam üç aşağı beş yukarı belli. EYT tartışmaları sürerken bir türlü oluşturulamayan formül ay sonuna nasıl yetişecek onu da anlamış değilim.

Ücretlerin artması halkın alım gücünü yükseltemezse, enflasyonla mücadelede beklenene ulaşmak bir hayli zor olur. Cumhurbaşkanının üzerine basarak belirttiği 2023’de enflasyonu  % 20’lere indirme bana hayal gibi geliyor. En çok % 30 ya da 35 gibi bir tahminim var.

Açıklanacak rakamlar asgari ücretle geçinmek durumunda olan halkı hiçbir şekilde tatmin etmeyecektir. Maaşlarına alacakları zamla birlikte genel tüketim mallarına gelecek zamların yine alım gücünü ortadan kaldıracağını biliyorlar.

Her zaman üreterek kazanmanın, ülke ekonomisini ve halkın refahını artırmak yönünde en önemli adım olacağını belirtiyoruz. Ülkemizde üretim yok mu? Var! Ancak hammaddenizin temininde yurtdışına bağımlı olursanız, elde edeceğiniz gelirlerde o kadar kısıtlı olacaktır.

Asgari ücrete yapılacak zamların ardından ne kadar kişi işsiz kalacak yakın zamanda göreceğiz. İşveren ucuz işçinin peşine düşmüşken, TİSK’in pazarlık masasında vereceği rakamlar da büyük önem arz ediyor.

Açlık sınırı, asgari geçim standardı diye açıklanan rakamların asgari ücretliye verilmesi mümkün görünmezken, tasarruf yapmaktan söz etmek ya da yatırımlardan söz etmek çok da anlamlı gelmeyecektir. Açlık sınırının altında sadece nefes alan bir toplum olmanın ötesine geçelim istiyoruz.

Konut sektörü durma noktasına geldi. Geliriniz olursa ve bu gelir sizi bir yukarı taşıma kabiliyetine sahipse, siz yatırım yapmak için güvenli alanlar ararsınız. Geçmiş dönemlerde sektör bir hayli hareketli ve bir o kadar cazibeli yatırım alanı olmasına karşın, bugün gelinen noktada sektör durma noktasına gelmiştir.

Küçük esnafı desteklemek için verilen krediler karşılığını buldu mu? Hayır! Çünkü daha önceden açıklarını kapatmak için bankaların kapısını çalıp kredi alan küçük esnaf o borçları da yine bu kredilerle kapattı. Üstelik küçük esnaf kira, elektrik ve genel giderlerin altında ezilmiş durumda. “borca çalışıyoruz, boşa çalışıyoruz” serzenişinde bulunurken ağızlarından ateş çıkıyor.

Öte yandan üç beş çocuklu ailelerin durumu hiç kolay değil. Anneler çocuklarının yeterli beslenemediğini, çocukların boylarının uzamadığını söylerken gözyaşlarına boğuluyor. Bütün bu kara tablonun yanında diyeceksiniz ki;” Bütün sosyal alanlar ağzına kadar dolu. Restoranlar, kafeler ve hatta mağazalarda çılgınca alışveriş yapanlar var” doğru söylüyorsunuz hepimiz bunları da görüyoruz ve açıkçası şaşkınlıkla izlemekten kendimizi alamıyoruz. Her evin kapısında iki otomobil var derken o da doğru ama var olanla olmayanları kıyasladığınızda rakamsal veriler sizi en doğruya götürecektir. Üstelik bütün bu harcamaları yapanlarda en çok gözlemlediğim cebinde olmayanı harcama alışkanlığı kredi kartlarının devreye girdiğini görmek gerçekten beni üzüyor. Çok darda kalmadıkça cebinizde olmayanı harcamamaya dikkat edin. Bankaların kara listesi giderek kabarıyor ve tüm bunlar yarınları çıkmazda bırakacak yaşamlar.

Ülkemiz çevresindeki yangınlardan en az etkiyi almaya çalışsa da her ülke gibi nasibini alıyor. Seçim atmosferinde harcamalar katlanarak artacak. Asgari ücret biliyoruz ki beklenenin altında açıklanacak. Gelen açıklamalardan enflasyonun yükselmesini önlemek için atılacak adımları duyuyoruz. Beklentileri çok yüksek tutmayın derim. En azından hayal kırıklığı yaşamamış olursunuz.

Diğer tarafta işsizlik maaşına mahkum olanların bu zamlardan alıp alamayacağı konusu da muamma. Onlar da işsizlik maaşına zam yapılırsa bir müddet kendimizi idare ederiz beklentisi içerisindeler.

Siyasi gündemin yoğunluğunda asgari ücret ,EYT ve emeklilerin durumlarının iyileştirilmesi, maaşlarına yapılacak zamlar umalım beklentileri karşılasın ve siyasi karışıklığın arasında kaybolmasın.