Asgari ücret, sosyal bir düzenleyici olarak devletin (iktisadi tabirler taban fiyat) faktör piyasasına müdahalesi neticesinde ortaya çıkan bir ayar politikasıdır. Bu yönü iktisatçıları ilgilendirmesine rağmen, çok çabuk politize edilmesi noktasında ise siyaseti ve siyasetçileri yakından ilgilendiren bir konudur. Dünyada asgari ücret konusu 19. yüzyılın sonlarında görülmesine karşın, ülkemizde ilk olarak asgari ücret belirlenmesine 1950 li yıllarda başlanmıştır. Yani dünya uygulaması ile aramızda yaklaşık 50-60 yıllık bir zaman dilimi bulunmaktadır.
Tarihi süreci bir yana bırakılırsa, son bir aydır asgari ücret konusu uzun uzun masaya yatırıldı. Hâsılı bu konu üzerine birkaç kelam etmek zorunluluğu ortaya çıktı.
Biz bu yazımızda asgari ücreti; özel sektör, kamu, tüketici ve geçmiş toplumsal deneyimler açısından değerlendirmeye çalışarak, konuyu hasbel kader bir düzlüğe çıkarmaya çalışacağız.
Önce özel sektörün hassasiyetleri;
- En önemli durum maliyetler, hatta işgücü maliyetlerindeki artış,
- Vasıfsız insan gücüne ödenecek yüksek ücret,
- Maliyet-rekabet konularından kaynaklı, üretim azalışı,
- Maliyet-rekabet konularından kaynaklı, satışların azalması,
- Karların düşüşü, iflas korkusu,
Kamu'nun imaları ve korkuları;
- Gelir dağılımında adaletin iyileştirilmesi,
- Verilen sözün yerine getirilmesi (siyasi boyut),
- Kamu harcamalarında yaşanacak artış (özel sektörle maliyet paylaşımı yaşanırsa),
- Ülke içindeki yatırımların ve yabancı yatırımların olumsuz etkilenmesi durumu,
- Ortaya çıkabilecek bir işsizlik artışı,
- Olumsuz gözlükle kayıt dışı istihdam artışı,
- Olumlu gözlükle refah artışı,
- Piyasanın hareketlenmesi ve büyüme beklentisi,
- Olumsuz gözlükle özel sektörü karşısına alma,
- Umulmadık fiyat artışları veya fiyat hareketlenmesi,
- Olumsuz gözlükle vergi artışları,
- Açlık ve yoksulluk sınırını azaltmak,
Tüketici ve işçilerin penceresinden görünüm;
- Gelir ve refah seviyelerinde oluşabilecek bir iyileşme,
- Yaşanacak bir tüketim artışı,
- İşsizlik korkusu,
- Daha fazla borçlanma imkânı ve ödeme kolaylığı,
- Yaşam koşullarında iyileşme beklentisi,
Toplum deneyimlerine baktığımızda, olumlu ve olumsuz bulgular bulunmaktadır. Üzerinde konuşulan en önemli konu ise asgari ücret artışının işsizliğe neden olup olmayacağı durumudur. Bu konu; krizler, toplumun yapısı, özel sektörün durumu, kamunun işin hangi boyutlarında olacağı ile de birebir ilgilidir.
Asgari ücret konusu genel anlamı itibariyle; kalkınma, sosyal alan, yoksulluk, gelir dağılımı, istihdam, işsizlik, eşitsizlik, açlık ve yoksulluk sınırı gibi konuların ortasında yer aldığı için tüm kesimlerin hassasiyetle yaklaşması gereken bir meseledir. Bu anlamda, tek bir bakış açısından öte bir konsensus oluşturarak konuya yaklaşmak gerekmektedir. Bunu yaparken elbette asgari ücret konusu diğer sosyal politikalar ile de birebir desteklenmelidir. Yapıcı çözümler üretilerek ekonominin rahatlaması sağlanmalıdır. Üretim faktörleri arasında en çok tanınan ve bizi en çok ilgilendiren kaynak olması dolayısıyla önemi hatırlanmalı ve uygun çözüm zemini ivedilikle hazırlanmalıdır.
Y. Doç. Dr. Bülent Darıcı
bulentdarici@gmail.com