Anne

Abone Ol

İki hece… Anlamını sorgulasak, ne çok kelime çıkar altından.

Bazılarımız için korunaklı bir liman, bazılarımız içinse hiç durulmayan bir fırtına…

Yarın kutlanacak olan Anneler Günü, içerisinde bir tutam mutluluk, bir tutam umut, biraz da hüzün barındırıyor olabilir.

Nasıl kutlayacaksınız bilmiyorum ama sadece usulca kutlamanın kıymetini belirtmek isterim.

Çünkü, izleyicisi olmadan yaşayamadığımız şu çağda, sadece günün anlam ve önemine istinaden yaşanacak bir gün olmasına niyet etsek nasıl olurdu?

Neden mi buraya değiniyorum?

Eğer evlat acısı yaşamış birini gördüyseniz, Anneler Günü’nü neden usulca kutlamanız gerektiğini bilirdiniz.

Çocuk özlemiyle yastığına her gece inciler bırakan bir kadını tanıyorsanız, nedenini daha iyi anlardınız.

Ve annesinin mezarı başında elinde çiçekle bekleyen bir çocuk biliyorsanız da burayı kavramanız kolay olurdu.

Bugün ise sözüne, kalemine güvendiğim kıymetli Tuğçe Büyükdağlıoğlu’na kulak verelim istiyorum…

Kendisi hem bir evlat hem de anneliği iki kere deneyimlemiş birisi…

Şimdi kalem Sevgili Tuğçe Büyükdağlıoğlu’nda:

Öncelikle bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ederim. Bu vesileyle, emeklerini bizden esirgemeyen, anneliğiyle bize örnek olan annemin ve tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum. İyi ki varlar.

Bazı duyguların bize kodlandığını düşünüyorum, annelik de bunlardan biri.

Annelik, karnına düştüğü andan itibaren kendini hissettiren bir duygu. O andan sonra artık her şey karnındaki nokta kadar şeye odaklı.

Merkezinde o var. Onun için besleniyor, onun için dinleniyor, onun için uyuyorsun gibi hissediyorsun.

Kucağına aldıktan sonra da onu sarıp sarmalayan, koruyup kollayan, yere göğe koyamayan bir meleğe dönüşüyorsun.

Bu duyguların bize annelerimizden geldiğini düşünüyorum.

Kolektif bilinçle aktarılan bir duygu gibi gelmiyor mu size de?

Bunları yaşayıp yaşatabiliyorsak, şanslı bir nesil olduğumuzu düşünüyorum.

Çocuk sahibi olan her birey anne olamıyor maalesef.

Son zamanlarda tanık olduğumuz bazı olaylar da bunu destekliyor.

Annelik; sorumluluk ister, özveri ister, şefkat ister.

Varlığını hissettiğin andan itibaren en güzeli, en özeli onun olsun istersin.

Zor bir meslektir annelik. İlk seni örnek alır o küçük bedenler.

En büyük rol modelsindir. Onun için sen olmak isterler.

Emekliliği de olmayan bir meslektir annelik.

“Yaşına gelsin biter, okula başlasın biter, hadi lise, hadi üniversite, hadi iş güç, hadi evlendi, hadi torun…”

Bitmeyen ama tadı damağında kalan bir meslek…

Bence bu gün, bir güne sığacak bir gün değil.

Her zaman kutlanacak bir gün, benim gözümde…

Ancak yine de, bu günler affetmeyi bekleyen annelerimizin gönlünü almak için de güzel bir fırsat sunmuyor mu?

Gelin şimdi kocaman sarılalım annelerimize.

Belki kocaman kucaklayarak, belki telefonda sesini öperek, belki de resmine kocaman sarılarak…

Yarın, kalbinizdeki şekliyle kutlayacağınız bir Anneler Günü diliyorum.

Varsa kıymıklar ruhumuzda, çekip aldığımız, iyileştirmek için adım attığımız bir gün olmasın mı?

Olsun…