Ülkemizin tüm Anadolu coğrafyasında oynanan bir iskambil oyunu vardır. Bazı yerlerde bu oyuna altı kol, bazı yerlerde altmış bir, bazı yerlerde ise ustalı iskambil denir.

Bir deste oyun kâğıdı 52 adettir. Bunun içinden 16’sını çıkarıp 36 kağıtla oynarlardı benim gençliğimde. Şimdi halen oynanıyor mu bilmem.

Bu oyun iç Anadolu, orta Anadolu, doğu Anadolu gibi yerlerde kış gecelerinin vazgeçilmez bir eğlencesiydi. Altı kişinin oynadığı oyun üçer kişiden oluşurdu. O üç kişiden oyunu iyi bilen biri usta olur, öbür iki kişi ona tabi olur, hangi kâğıdı oynamasını isterse elinde varsa onu oynamak zorunda idi, usta sözü.

Kağıtlar karılır, karışık oturan rakip fertlere üçer kâğıt verilir, bir kâğıt yere açılır, hangi guruptan kâğıt açılmışsa o kâğıt koz olurdu. Ellerinde olan kağıtlardan bir el oynandı mı yerden birer kâğıt daha çekerler, çektikleri ve daha önce ellerinden olan kağıtları gizli işaretlerle ustaya bildirirler, usta oyunu ona göre idare ederdi.

Kağıtların birli olanı 11 sayı as olur, ikili olanı 10 sayı, papaz olarak adlandırılan kâğıt 4 sayı, kız olarak bilinen kâğıt 3 sayı. Vale veya bacak olarak bilinen kâğıt ise 2 sayıyı ihtiva ederdi. Diğer aşağıya doğru 10’lu, 9’lu, 8’li ve 7 dili sayısızdı. Elde olan bu kağıtların işaretleri ise birli tek göz kırparak ikili iki gözü yumarak Papaz ise çene oynatarak, kız dil çıkararak, vale bıyık burarak diğer kozlar var ise çıtır diye ustaya işaret edilirdi. Bu işaretleri verirken karşı rakiplere göstermeyeceksin, tabi işin kuralı püf noktası budur. Bu oyunlarda ustanın idaresi çok önemli olurdu. Bazen cesaretle bazen pusarak karşı tarafı oyuna getirirdi. Her gurupta 30 sayı olur, 4 gurup Karo, Maça, Sinek ve Kupa olarak tamamı 120 sayı olur, 61 sayı alan o el oyunu tamamlamış olduğundan 61 deniyormuş sanırım, bu iskambil oyununa.

Şimdi bunların nerelerde oynadığını nasıl biliyorsun diyorsunuz. Bizim köyümüzde meşhurdu 1950, 1960’lı yılların kış gecelerinde. Zaten bu oyunu bellemeye zaman kalmadan ben 15 yaşımda gurbete çıktım. İzmir, İstanbul, Ankara daha sonra askerlik derken belleyemedim. Diğer oynandığı yerleri nasıl biliyorum, gurbette her yöreden insan olurdu. Bunlar tanışınca Konya, Erzurum, Kayseri, Niğde gibi illerin insanları aralarında bu oyunu her şehrin insanı hangi mahalde bulunursa onların olduğu yerlere davet edilir zevkle oyunlar oynanır, muhabbet ve arkadaşlıklar oluşurdu. Zaten işin ucunda kumar gibi bir şey olmaz, sadece zevk için oynanan kültürel bir oyundu.

Bu nereden mi aklına geldi? Sevgili okur! Ülkenin idaresine talip olan siyasi partilerden altısı Millet İttifakı adı altında birleşmiş, diğer yanda yirmi yıldır ülkeyi yöneten Erdoğan’ı ve onun bulunduğu ittifakı yenmek için uğraş veriyorlar. Ama nedense bir türlü önce kendi aralarında anlaşmaya varamıyorlar.

Şimdi burada oyunda olduğu gibi işi bilen usta olmuyor da çoğunluklu parti lideri ustalığa soyunuyor. Ustanın biri Kemal Kılıçdaroğlu, diğeri ise Meral Akşener. Bu ustalar oyundaki gibi yandaşlarına emrivaki olarak hap ver diyor, vermiyor. Koz at diyor atmıyor. Ama 6. Gizli ortak olan HDP (oyunun seyircileri) ne emrediyorsa o uygulanıyor. Bunlar çelişkili olunca oyunu kazanmak zor oluyor. Biri benim oy sayım fazla ben cumhurbaşkanı adayı olacağım diyor. Bir diğeri ben de güçlüyüm ben de Başbakanlığa adayım diyor. Oysa sistemde Başbakanlık yok artık. Ülke Başkanlıkla idare ediliyor. Ha bu sistemi değiştirip parlamenter sisteme geçeceğiz diyorlarsa onu da nasıl yapacaklarına karar veremiyorlar.

Sistem öyle ben yaptım veya istedim olduyla olamıyor ki çoğunluk gerek. Partilerin birbiriyle uyum ve parlamento çoğunluğu gerekli sistemi değiştirmek için. Kendi aralarındaki fikirleri bile birbirine yakın değil. Halka bir gelecek sunamıyorlar. Ekonomide şunu yapacağız terörle mücadeleyi şöyle yapacağız, diye bir göze görünür işe dokunur bir alternatifleri yok.

Varsa yoksa idaredekilerin yaptıklarını beğenmemek yakıp yıkacağız demek. Hizmet üretmek şöyle dursun bir şu hizmetleri yapacağız, bu yatırımları yapacağız demek yerine yapılanları horlamakla bu işlerin yürümeyeceğini anlamaları gerek. Yani şunu gördüm de onun iskambil oyununu örnek gösterdim.

Oyunu idare eden ustalar beceriksiz ülkenin hayrına olana da tu kaka zararına olana da tu kaka demekle bu iktidar elde edilemez. Hakaretlerle, küfürle, bağırıp çağırmakla bu siyaset yürümez iktidarda olunmaz. Kavgayı bırakıp fikir üretelim ülke yararına ne varsa onları yapalım. Her şeye muhalif olmanın siyasete bir şey kazandırmadığını hala öğrenememiş bu ustaların yenilenmesi lazım. Ustalardan baş usta sayılan Kılıçdaroğlu oyunda karşı gizli ortağa işaret verirken gizlemeyi bilmediği seçmeni de aptal gördüğü için gizli ortaklık yaptığı bölücü örgüt PKK’nin destekçisi olan HDP’den gördükleri seçim desteğine karşılık onlara bir diyet borçları olsa gerek, onlardan vazgeçemiyorlar.  Dağlarda teröristlerle silahlı fotoğraflar veren teröristi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne memur olarak işe alıyor, belki Ankara ve diğer başka şehirlerde işbaşı yaptırdıkları teröristler vardır diyor halk. Kimse bunların yalanlarına inanmıyor artık. Son günlerde bardağı taşıran ise. Hdp. İle Chpnin ortak mitingine Türk bayrağı taşıyanların alınmamasıydı.

Bu tür yanlışlar ve daha başka kandırmaca oyunlar ustaları zor durumda bırakıverdi. Hülasa halk yani seçmen bunların ne düzenbaz olduklarını anladı. İçeriden dışarıdan ne kadar dostunuz olsa da bu ülke seçmeni size ülke yönetme işini vermez. Ustalar oyunu idare edemedi, çıraklar da emirlere uymadı, ey iskambil ustaları!