Konya Sivil Toplum Kuruluşu (STK) Platformu’nun düzenlediği 18. Ufuk Turu, Dijital Çağda Aile ve özel oturumlarla son buldu. 3 gün süren tur programları kapsamında, 21. Yüzyılda aile, günümüz aile politikaları, dijital çağda aile, sosyal medya, gençlik, aile içi roller konuları ele alındı. Ayrıca Hamas Siyasi Lideri Halid Meşal’in canlı bağlandığı ‘ Filistin özel oturum’ ve ‘ Hindistan’ın özelleştirilmesi ve Hintli Müslümanlara etkisi’ de özel oturum olarak katılımcılara sunuldu.
40 İLDEN 300 KATILIMCI
Üç gün süren programın son gününde sonuç bildirgesi, teklif ve öneriler program kapsamına dahil edildi. Sonuç bildirgesini açıklayan Konya STK Platform Başkanı Adem Ceylan, programın 40 farklı ilden 300 sivil toplum temsilcisi ve farklı disiplinlerden 28 akademisyenin katkısı ile gerçekleştiğini söyledi. 7 farklı oturumda dijital çağda ailenin değişimi, dönüşümü, beklentiler ve çözüm önerilerinin farklı disiplinlerden sunulduğunu ifade eden Ceylan, 20 maddelik sonuç bildirgesini paylaştı. Ceylan, “Aileyi, aile değerlerini ve sorunlarını bir mesuliyet olarak önemseyen bu sorunların çözüm arayışı için çaba sarfeden, 4 gün boyunca konuya ilişkin değerli katkılarını sunan her bir sivil toplum kuruluşu temsilcisine, akademisyene, politika yapıcıya ve kurumsal organizasyonlara teşekkür ederiz.” diye konuştu.
‘SÜREÇ, KANUNLARLA DESTEKLENMELİ’
Çözüm önerilerini madde madde sıralayan Ceylan, dijital çağda ailenin maruz kaldığı sorunların çözümünün yalnızca bireylere yüklenmemesi gerektiği, kanun koyucular, sivil toplum üyeleri ve akademisyenlerinin belirli bir ekosistem oluşturmak suretiyle çözümün paydaşları olmaları gerektiğini söyledi. Komisyon kurularak konu uzmanlarının bakanlık nezdinde bir komisyon eşliğinde aileye ilişkin süreçleri, sorunları ve çözüm önerilerini raporlamalı, nihayetinde bu raporlar politika yapıcılara sunulması gerektiğini de ifade eden Ceylan, “Batı medeniyetinin bir ürünü olan modern- dijital dünyaya ilişkin sorunlarımızın çözümü sorunun kaynağı olan perspektifte aranmamalı; bunun yerine kendi inanç, kültür ve değer havzamıza başvurmak suretiyle çözümler üretilmeli; aileye sivil bakış zorunluluk haline gelmeli, aileye devlet müdahalesi temkinli ve tedbirli olmalı; devlet geleneksel ve yeni medya araçları başta olmak üzere aileye tehdit oluşturabilecek kanalların, mecraların ve oluşumların denetimi konusunda daha duyarlı olmalı, aileyi ve aile değerlerini doğrudan tehdit eden dijital platformlar ve uygulamalara ilişkin yasal tedbirler alınmalı, bu noktada uluslararası örnekler takip edilmeli ve ailenin aktörleri olan eşler arasındaki ilişkiler sadece haklar değil aynı zamanda sorumluluklar üzerinden tanımlanmalı, dijital çağda dönüşen roller bu perspektifle yeniden değerlendirilmeli.” diye konuştu.
‘AİLE ÜZERİNDEKİ BASKI AZALTILMALI’
Ailenin rolleri, aile üzerindeki roller ve aile üzerindeki baskılarla ilgili de konuşan Ceylan, “Dijital çağda dönüşen aile rollerinin tanziminde toplumsal eşitlik ideolojisi değil adalet merkezli bir anlayış benimsenmeli; sosyal hak adı altında sunulan cinsel sapkınlıkların zorbalığa dönüştürülmesine ve aileyi işgal etmesine müsaade edilmemeli; aile üzerindeki kamu düzeni baskısı azaltılmalı ve aile hukuku sözleşme hukuku perspektifiyle geliştirilmeli; 6284 ilga edilmeli, şiddet olgusuna çok boyutlu ve bütüncül yaklaşan yasal düzenlemeler yapılmalı; dijital dünyaya ilişkin yaşanan mahremiyet, internet sadakatsizliği gibi sorunlara dair inanç dünyamızın yönlendirici olabilmesi için, ilgili kurumlar özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı problem odaklı tavırlar üretmeli ve Din İşleri Yüksek Kurulunun fetva sitesi güncellenmeli ve bu sitede aileye ve sorunlarına ilişkin gençlere hitap edecek düzeyde müstakil bir alan oluşturulmalı.” şeklinde konuştu. Aileye yönelik yapılan programların platformlar eliyle artırılması gerektiğini de vurgulayan Ceylan, bu kapsamda yapılan istişarelerin artırılması ve periyodik hale getirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
HACER CEYLAN
