Ahmet Çalık’ın arkasından ülkenin hemen hemen her yerinden, en ücra köşesinden bile dualar ediliyor, hayırla anılıyor ve rahmet okunuyor…

Topu bilen bilmeyen, Konyasporlu olan olmayan, ama insan olan herkes Ahmet Çalık için göz yaşı döküyor…

Konya, elim bir trafik kazası sonucunda hayatını kaybeden Ahmet Çalık’ın acısını yaşıyor…

Şehir merkezinde bulunan ana arterlerin üst geçitlerinde, elektronik ekranlarda Ahmet Çalık’ın görüntüleri veriliyor ve kendisine rahmet okutuluyor…

Bütün bunlar boşuna, ya da laf olsun diye yapılmıyor…

Birincisi Ahmet Çalık’ın önce iyi bir insan olduğu, karakterli olduğu ve bir duruşu olduğu, ikincisi de iyi futbolcu olduğu için yapılıyor…

Başta ailesi, sevenleri, sevdikleri nasıl alışacaklar Ahmet Çalık gibi güzel insanın yokluğuna?

Bilemiyorum…

Ama, şunu net biliyorum ki, Ahmet Çalık ismi bu şehirde hep yaşayacak ve yaşatılacak…

Çünkü, iyi olan her şeyi hak ediyor…

Necip Fazıl’ın, “Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber” sözlerini hatırlayarak ve hatırlatarak, Ahmet Çalık’a rahmetler dileyerek, yazının bu bölümünü noktalayalım.

Xxx

Gelelim Serdar Gürler meselesine…

Serdar Gürler bir futbolcu, bir profesyonel, bir seyyah…

Buraya kadar tamam mı?

Tamam…

“Hoppalaspor”a da gidebilir, “defolgitspor”a da gidebilir…

Konyaspor olarak sen o fırsatı vermişsen, oyuncu seninle iyi bir piyasa yapmış, seni “amaç” değil, “araç” olarak görmüşse, “boyun devrilsin” demene bile gerek yok…

Menajerler, Başakşehir ve Serdar Gürler, Konyaspor’un bu zor günlerinde kendi kişilik ve kimliklerini açığa çıkarıyorlarsa, şunu çok iyi bilmeliyiz ki, futbol sadece futbol değil ya da futbolda düzen böyle!

Ve bir şey daha; futbolda duygusallık yok…

Bu nedenledir ki, Serdar Gürler tipinde futbolcularda “vefa” aranmamalı, çünkü onlar için “vefa” İstanbul’da bir semt adıdır!

Dolayısıyla, unu eleyip, eleği duvara asmasına ramak kalmışken, her türlü riski alarak, kendisine kucak açan İlhan Palut başta olmak üzere, Konyaspor camiasını, özellikle böyle kederli günlerde terk ediyorsa, söylenecek söze, kurulacak uzun uzun cümlelere yazık…

Tabii ki burada faturayı sadece Serdar Gürler’e kesmek haksızlık olur…

Konyaspor yönetimi de en az Serdar Gürler kadar sorumludur!

Çünkü, bu oyuncu ile sözleşme yaparken, eşeği sağlam kazığa bağlamalıydı, idare edenler…

Ama, eşeği sağlam kazığa bağlayan Serdar Gürler olmuş…

Sözleşmesine 12-13 milyon getirirse serbest kalır maddesi koydurursa, sen de “tamam” der, o maddenin altına imza koyarsan, Serdar Gürler gibiler de ellerini kollarını sallaya sallaya giderler…

Kimse kusura bakmasın, bu bir yönetim zafiyetidir!

Ben de yöneticilik yaptım ve 50 yıldır da bu kulüpte transferlerin nasıl yapıldığını biliyorum…

Bilmiyorsanız, en azından bir bilene sorun, ‘bu işler nasıl oluyor’ diye…

Şu da var; Konyaspor bu işten para kazandı mı?

Kazandı…

Ama, her şey para değil…

3-5 milyona almış, 12,5 milyona satmışsın, ama aynı standartlarda bir oyuncuyu 25 milyona alabilir misin?

Mümkün değil…

Ve çok zorlu bir ikinci yarı bizi beklerken…

Özetlersem; saha içinde başarılı olabildiğin, buna paralel olarak tabela iyi gittiği ölçüde şehrin dinamiklerinden destek alabilirsin…

İster kabul edin ister etmeyin, gerçek bu…

Yıllarca bu gerçekle yüz yüze kaldı bu kulüp…

Başarı varsa herkes var, yoksa başarı kimse yok…

Ahmet Çalık, elimizde olmayan nedenlerden ötürü aramızdan ayrıldı…

Allah rahmet eylesin, diyecek bir şey yok…

Önemli bir oyuncuydu Konyaspor için…

Serdar Gürler, kişiliği, karakteri tartışılır, ama Konyaspor’a kazandırdıklarına kimse burun kıvıramaz…

Şimdi iki önemli oyuncudan yoksunsanız, yöneticilik vasfınız kısıtlı, hareket alanınız da yetersiz ise nasıl bir yol izleyeceksiniz merak ediyorum…

İnşallah aklı selim davranır, bu krizi en az kayıpla atlatırız.