TMMOB Konya İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı Ahmet Övet, Konya Kapalı Havzası için acil su yönetimi projeleri gerektiğine dikkat çekti

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Konya İl Koordinasyon Kurulu Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 22 Mart Dünya Su Günü sebebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. TMMOB Konya İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı Ahmet Övet, 2025 Dünya Su Günü “Buzulları Korumak Geleceğimizi Korumak” temasıyla dikkat çekildiğini belirtti.

‘KONYA KAPALI HAVZASI'NDAKİ GÖLLER VE SULAK ALANLAR KURUMA TEHDİDİ ALTINDADIR’

Konya Kapalı Havzası'ndaki göller ve sulak alanlar kuruma tehdidi altında olduğunu ifade eden Övet, “Konya Kapalı Havzası’nda Son 30-40 yıldır yağışların azalması, gün geçtikçe sayıları artan belgesiz kuyuların çoğalması, uygun olmayan hidrojeolojik ortamlarda sürdürülen sondaj çalışmaları, ekonomik olmayan / bilinçsiz sulama teknikleri, tarımda hatalı bitki deseni seçimi ve beslenim kanallarının tıkanması ile insan eliyle hidrojeolojik su döngüsünün bozulması stratejik kaynağımız olan yeraltı suyumuzu bitirmektedir. 

Düzensizleşen yağış rejimi ve kentsel alanlarda toprağa ulaşamayan yağmur ve kar, doğal döngüsüne kavuşamamakta ve zaten kısıtlı olan suyumuz kullanılabilir olmaktan çıkarak ne yazık ki gri sular ile birlikte atık olarak değerlendirilmektedir. Konya, yarı kurak iklimi nedeniyle su kaynakları konusunda her zaman hassas bir bölge olmuştur.

Ancak son dönemde yağış miktarlarının azalması, yer altı sularının bilinçsiz kullanımı ve tarımda damla sulama gibi verimli yöntemlerin yeterince uygulanmaması sonucu su kaynakları ciddi anlamda azalmıştır. Konya Kapalı Havzası'ndaki göller ve sulak alanlar kuruma tehdidi altındadır. Özellikle Akşehir ve Beyşehir gölleri gibi su kaynaklarının çekilmesi, ekosistemi ve tarımı olumsuz etkilemektedir” dedi.

‘KONYA KAPALI HAVZASINA ÖZEL SU YÖNETİMİ PROJELERİ GEREKMEKTEDİR’

Son yıllarda Karapınar başta olmak üzere Konya'nın çeşitli bölgelerinde büyük çapta obruklar meydana geldiğinin, bu durumun tarım alanlarını, yolları ve yerleşim yerlerini tehdit eder hale geldiğinin altını çizen Övet, tüm bu nedenlerle acil olarak Konya Kapalı Havzasına özel su yönetimi projeleri gerekmekte olduğunu ifade etti. Övet, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu olarak önerilerini şu şekilde sıraladı; “Gelecek nesillerin güvenilir, sağlıklı ve ekonomik içme ve kullanma suyuna sahip olabilmesi için acilen etkin önlemler alınması ve uygulanması gerekmektedir.

PHARMA SEL’2025 Eczacılık Kongresi başlıyor PHARMA SEL’2025 Eczacılık Kongresi başlıyor

Yeraltı ve yerüstü tüm su kaynaklarımızı kapsayan ve suyun devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu yararına bir kaynak olduğu esasına dayalı, yeni bir “Su Varlığı Yasası”na ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra Havzalar bazında su idaresini sağlayacak yasal düzelmemelere de gerek duyulmaktadır. Bu kapsamda özellikle tehlike çanlarının çaldığı Bölgemizde, Konya Kapalı Havzası Su Yönetim Merkezi’nin kurulması kaçınılmazdır.

İçerisinde veri toplama, veri transferi, erken uyarı sistemi, havza gözleme merkezinin de olacağı Havzadaki tüm suyun idaresine ilişkin her türlü bilginin üretilebileceği yeterli donanımlara sahip bir teşkilatlanmanın oluşturulması gerekmektedir.

Havzamızın gerçeklerine uygun Tarım Politikaları belirlenmeli ve buna bağlı tarım desenleri teşvik edilmelidir. Sürdürülebilir tarım uygulamaları hedeflenmeli, damla sulama ve kuraklığa dayanıklı bitki türlerine yönelik ekim alanlarının yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Biran önce kendi içindeki açmaz durum giderilmeli su tahsisindeki kritik rezerv tanımı kaldırılmalı, “Kuyu Barışı” düzenlenmeli, mevcut bütün kuyulara ruhsat verilerek kayıt altına alınıp aşırılıktan uzak kontrollü su tüketimi sağlanmalıdır. Yeraltı sularımızın ölçümü ve takibi için çıkarılan 6111 sayılı torba kanun içerisinde bulunan OSOS yasası da buna paralel olarak yürürlüğe girmelidir.

DIŞARIDAN SU GETİRİLMELİ

Havza Dışından Mavi Tünel Projesiyle havzamıza getirilmesi planlanan 414 milyon m3’lük su yeterli olmayıp bunun haricinde Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak, Fırat, Seyhan, Göksu, Manavgat ve Köprüçay havzalarından da Konya Kapalı Havzası’na su getirme projeleri geliştirilmelidir.

Proje geliştirmede sadece cazibeli su akış enerjilerine değil, yenilenebilir enerji kaynakları da yaratılarak yukarı kotlara su basımının projelendirilmesi, ilerleyen yıllarda da kuraklığın daha da derinleşerek devam etmesi halinde deniz suyunun arıtılarak Konya Kapalı Havzasına aktarımı ihtimali üzerine de gerekli fizibilite çalışmaları başlatılmalıdır.

Yağmur Suyu Hasadı ve Su Tasarrufu esas alınarak yağış sularının toplanarak kullanılmasına yönelik projeler geliştirilmeli ve su tasarrufu konusunda bilinçlendirme yapılmalıdır. Yağmur suyunun yönetimi toplama havzası ölçeğinde özellikle yerleşim merkezlerinden başlanarak kırsala doğru değerlendirilmelidir. Yağmur suyu alternatif bir kullanma suyu kaynağı olarak değerlendirilmelidir.

Çatı ve yüzey suları su tanklarında depolanarak, basınçlı su yöntemi ile peyzaj sulamada kullanılmalıdır. Ancak en önemli konu bu sisteme sadece çatı sularının değil, peyzaj alanlarında yapılacak drenaj hatlarının da entegre edilmesi ve kullanım suyunun dönüşümlü olarak tekrar kullanılmasıdır. Sulak alanların ve göllerin kurumasını önlemek için çevre dostu politikalar hayata geçirilmeli, ekosistem bütüncül bir yaklaşımlarla korunmalıdır. Yüzey ve yeraltı infiltrasyon potansiyelinden mümkün olduğunca faydalanılması gerekmektedir.

Bunun için peyzaj projeleri ile yeşil alan miktarı ile sert zemin miktarı arasındaki dengenin sağlanması gerekmektedir. Sulama miktar ve sıklığı, bitkilerin, arazinin ve iklimin özellikleri göz önünde bulundurarak sulama projesi ile teknik hesaplamalar yapılarak ayarlanmalıdır. Kentsel alanlarda yağmur suyu drenaj sistemlerinin planlanma aşamasında, doğru projelendirilmesi zorunludur. Sulama programının oluşturulabilmesi için öncelikle peyzaj projelerinin tamamlanması gerekmektedir. Bu projelere göre yapılacak teknik hesaplamalarla sulama programı oluşturulmalı ve denetimi yapılmalıdır.

Bu nedenle öncelikle kent merkezlerimizden başlayarak peyzaj projelerinin ruhsat vermeye yetkili idarelerce istenmesi ve uygulama kontrolünün de yapılması zorunluluk haline gelmelidir. Yapılarda kullanılan su miktarı çeşitli yöntemlerle azaltılmalı, israfın önüne geçilmelidir. Binalarda yağmur suyu hasadı ve gri su kullanım sistemleri kullanılarak suyun yeniden kullanılması sağlanmalıdır. Suyu israf eden ekipmanlar veya yöntemler suyun verimli şekilde kullanılmasını sağlayacak şekilde değiştirilmelidir.”

Muhabir: MUHAMMED ESAD ÇAĞLA