31 Mart vakası

Abone Ol

Tarihte bir 31 Mart Vakası vardır...

Neymiş, kısaca hatırlayalım:

“31 mart olayı ya da isyanı, 13 Nisan 1909'da başlamıştır. Bu olaya "31 mart vakası" denmesinin nedeni ise Rumi takvime göre 31 mart 1325'de başlamış olmasıdır. II. Abdulhamit döneminde gerçekleşen 31 mart vakası, padişahın tahtan indirilmesiyle sonlanmıştır. 

31 Mart Olayı Nasıl Oldu?

Volkan Gazetesi başyazarı Hasan Fehmi 6 Nisan 1909'da öldürüldü. Meşrutiyet Karşıtları bu Cenazeyi meşrutiyet karşıtı gösteriye dönüştürdü. Bu gösteri ise hızla büyüyerek isyana dönüştü. 31 Mart İsyanı Selanik'te duyulunca, Hareket Ordusu adındaki birlik İstanbul'a hareket etti. Hareket Ordusu'nun kurmay başkanı Mustafa Kemal'di. İsyan 24 Nisan 1909'da bastırıldı.

31 Mart Olayı'nın Sonuçları

1. II. Abdülhamit tahttan indirildi ve yerine V. Mehmet Reşat geçti.

2. Padişah'ın yetkileri kısıtlandı, meclisin yetkileri artırıldı.

3. Mustafa Kemal ilk kez bir siyasi olaya karışmış oldu.

Dün yine bir 31 Mart günüydü. 31 Mart 2015...

Tarihe not düşülecek bir günü daha yaşadık. Aradan asırlar geçtikten sonra dahi hatırlardan çıkmayacak, hatırlanacak bir gün...  

Karanlık bir gün...

Şehir allak bullak oldu. Özür diliyorum, yazı biraz aceleye geldi. Ülke allak bullak oldu. Karanlıkta sanki birileri göz kırptı da kimse görmedi...

Ayağınızı denk alın mesajı mı verildi? Sorusu akıllara gelmiyor değil!

Birileri gün boyu süren elektriksiz, iletişimsiz, habersiz süreçte bir işler çevirdi amma ne çevirdi bilemiyoruz. 

Yakında çıkar kokusu...

Buradan çıkarılacak çok mana var aslında. Türkiye bir anda nasıl enerjisiz kalabiliyor? Nasıl fabrikaların bacalarındaki dumanın tütmesinin önüne geçilebiliyor? Nasıl bu kadar uzun bir süre, hem de bölgesel değil, Türkiye'nin tamamında elektrik kesintisi meydana gelebiliyor? Nasıl oluyor da böylesi olağanüstü bir durum yaşanabiliyor?

Ve aynı gün içerisinde devletin bir savcısı, bir örgüt tarafından rehin alınabiliyor. Yani ülke bir anda hallaç pamuğuna çevrilebiliyor!

Masum bir elektrik kesintisi olayı olarak değerlendirmek, aptallık ötesi bir durum alır kanımca...

Türkiye yaklaşık 10 saatlik bir süreç içerisinde yıllaaar yıllar öncesine dönebiliyorsa, bu durumun bir açıklaması olmalı.

Öküz altında buzağı aramak değil bizimkisi. Birileri adeta tekeden süt sağdı. 

Karanlıkta yaşandı her şey... Kimse bir şey görmedi, kimseye bir şey gösterilmedi.

Aslında söylenecek çok söz var da...

Mesnevi'den: 

Mideyi bırak, gönül tarafına yönel de Allah'tan sana perdesiz bir selam gelsin.”