Türk Demokrasi tarihine ‘Kara bir leke’ olarak geçen Şubat Darbesi’nin üzerinden tam 25 yıl geçti. Türkiye’nin siyasi tarihinde en önemli olaylardan biri olarak gösterilen darbelerin yankıları yıllardır sürmeye devam ediyor. Türkiye’nin geçmiş dönemde gelişmesine ve büyümesine engel olan birçok askeri darbe yaşandı. 27 Mayıs 1960 Darbesi, 12 Eylül 1980 Darbesi, 28 Şubat Postmodern Darbesi, 15 Temmuz 2016 Darbesi ülkenin milli bütünlüğüne karşı yapılan eylemler olarak dikkat çekiyor. Dış odaklar tarafından desteklenen darbelerde bugüne kadar binlerce insan hayatını kaybederken, çoğu insanda haksız yere hapishanelerde çürümeye terk edilmişti. 28 Şubat Postmodern Darbesi’nin üstünde ise tam 25 yıl geçti. 28 Şubat sürecinde merhum Necmettin Erbakan'ın Başbakan, Tansu Çiller'in Başbakan yardımcısı olarak görev yapıyordu.

28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından süreç Erbakan Hoca’nın istifasına, Refah Yolu hükümetinin dağılmasına neden olmuştu. Bu zaman diliminde Ankara’da tanklar yürütülmüştü. Başörtüsü zulmü başta olmak üzere ülkenin milli birliği ve bütünlüğüne kara bir leke olarak geçen olaylar aradan 25 yıl geçmesine rağmen sıcaklığını korumaya devam ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, Saadet Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi temsilcileri  ile bizlerde Yenigün Gazetesi olarak bir görüşme gerçekleştirdik. Parti temsilcileri 28 Şubat sürecinin Türkiye’nin önünü kesmek amacıyla yapılan bir askeri darbe olduğunu ifade ettiler.  

‘BU KARA LEKE BİN YIL GEÇSEDE UNUTULMAZ’

Gelecek Partisi Konya İl Başkanı Hasan Ekici, 28 Şubat Darbesi’nin Türkiye’de derin izler bıraktığını açıkladı. O dönemin sıkıntılarını, acılarını yüreklerinde hala hissettiklerini bildiren Ekici, “1997 yıllarında gerçekleşen ve yüksek rütbeli askerler tarafından dizayn edilen askeri hareketliliğin Türkiye tarihinde bir kara leke olarak günümüze kadar gelmiştir. Bu insan haklarının ihlalidir. Vatandaşlar inançları yüzünden beden ödemeye mahkûm edilmiştir. Tarihte bir daha eşine rastlanmayacak mağduriyetler oluşturmuştur. Tanklarla kendi vatandaşını sindirme yolunu seçen ve inançları gereği başörtüsü takan gençlerimizin tahsil hayatını bitirenlerin bugün halkımızın antipatisinden başka hiçbir şeyi hak etmedikleri aşikârdır. Şimdi halkına ihanet edenler ülkemizde 1000 yıl daha hatırlanmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.

‘DARBENİN ARDINDAN ÜLKE KRİZE GİRDİ’

Demokrasi ve Atılım Partisi İl Başkanı Seyit Karaca ise 28 Şubat’ın aradan yıllar geçse de unutulmayacağını açıkladı. O dönem merhum Necmettin Erbakan Hoca önderliğinde Türkiye’nin toplumsal hayatına ve refahına katkı sağlandığını hatırlatan Karaca, “Ülkenin yararına yapılan hizmetler, maalesef üretilen bazı hayali ve soyut düşmanlar bahane edilerek bazı vesayet odaklarınca kesintiye uğratılmıştır. Sonuç olarak ta insanına hizmetle mükellef olması gereken devlet ve bürokrasi, bir kesimiyle de olsa düşman bellediği milleti ile mücadele eder hale gelmiştir. Ordumuzun buna alet edilmesi de meselenin en hazin tarafıdır. Sonuçta ortaya çıkan tablo ülkemizi 2001 krizine sürüklemiş ve yeni seçimlerle ülkemizin ve milletimizin önünde yepyeni bir yol açılmıştır. Geldiğimiz bugünde ise yaşanan birçok aksaklığa rağmen milletimizin kararı her zaman sıkıntıya düştüğümüz anda yeni yolların habercisi ve mihveri olacaktır. Hangi toplum kesimine uygulanırsa uygulansın bir daha o dönemin karanlık anlayış ve uygulamalarına bu ülke dönmez. O dönemde askerî vesayet eliyle yapılan bazı şeylerin bugün toplum mühendisliği eliyle yapılmaya çalışıldığı da hepimizin malumudur. Buna izin vermemek ve bunun için çalışmak ta en başta gelen görevimiz olacaktır. Bu vesileyle birkaç gün önce vefat yıl dönümünü idrak ettiğimiz dönemin Başbakanı Merhum Necmeddin Erbakan’ı rahmetle anıyorum” diye konuştu.

‘28 ŞUBATTA DAYATMA YAPILDI’

Cumhuriyet Partisi İl Başkanı Barış Bektaş ise, 28 Şubat Darbesi’nin birtakım odaklar tarafından gerçekleştirildiğini bunun CHP’nin üstüne yıkılmaya çalışıldığını belirtti. 28 Şubat’da seçilmiş bir hükümete dayatılma yapıldığını dile getiren Bektaş, “Bu sivil iradeye yönelik bir darbedir. Bu süreçte birçok insan mağdur edilmiştir. Seçilmiş bir iradeye dayatılan bu 28 Şubat süreci yersiz bir anlayıştır. 28 Şubat halkın milli ve beraberliğine vurulmuş bir darbedir. Parti olarak darbelere karşı olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim. Hatta geçtiğimiz günlerde sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat mağduriyetini yaşayan kadınlarla bir araya gelerek onları dinlemiştir. Daha özgürlükçü bir düşünceyle gerek partililer gerek sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ile beraber Türkiye’nin daha iyi yerlerde olabilmesi için mücadele etmemiz gerekir” şeklinde görüş belirtti.

‘ERBAKAN HOCA’NIN SİYASETTE ÖNÜNÜ KESMEK İSTEDİLER’

Saadet Partisi İl Başkanı Hüseyin Saydam ise, merhum Necmettin Erbakan Hoca’nın Türkiye’nin tam bağımsızlığı için mücadele verdiğini söyledi. Erbakan Hoca’nın İslam Coğrafyası başta olmak üzere dünyada ki tüm zulümlere karşı bir siyaset yürüttüğünü ve onun haklı davasını şuan devam ettirmeye çalıştıklarını dile getiren Saydam, “Erbakan Hocamız Türkiye güçlü olursa, İslam Dünyası’da güçlü olur bir düşünce içerisindeydi. Erbakan Hocamız sadece 28 Şubat sürecinde değil, 1980 darbesini de yaşamıştır. Darbelerde ki temel amaçlardan birisi Erbakan Hocamızın önderliğinde bizlerin siyasi hayatının önünü kesmekti. 28 Şubat’da Türkiye’de birtakım dayatmalar yapıldı. Bizim ve ülke üzerinde oyunlar oynandı. 28 Şubat süreci Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. O dönem ülkenin kutuplaşması için her şey yapılmıştır. Erbakan Hocamız, 28 Şubat darbesinden sonra ‘Biz yolumuza devam edelim’ demiştir. Davasından vazgeçmemiştir. Bugün Ukrayna’da, Suriye’de, Irak’ta, Müslüman coğrafyasında ki yaşanan olayları hepimiz görüyoruz. Bizlerin Türkiye olarak, milli ve birlik beraberlik içerisinde her yönden daha güçlü olmamız gerekir. İnanç yönü başta olmak üzere, savunma sanayinde, teknolojik açıdan güçlü olmak zorundayız. İşte bu 28 Şubat ve benzeri darbeler Türkiye’nin önünü kesmek amacıyla yapılmıştır” diyerek düşüncelerini aktardı.

‘28 ŞUBAT’I UNUTMADIK’

Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Remzi Karaarslan, 28 Şubat’ın Türkiye’de unutulmayacak bir hadise olduğunu söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önderliğinde ülkenin milli birliği ve bütünlüğüne karşı yapılan darbeleri reddettiklerini açıklayan Karaarslan, “Allah bir daha o kara günleri yaşatmasın. 28 Şubat ve buna benzer olaylar ülkenin gelişmesini önlemek, demokrasiyi baltalamak adına yapılan bir darbedir. 28 Şubat sürecinde insan hakları yok sayılmıştır. Demokrasi çiğnenmiştir. Allah bir daha bizlere 28 Şubatı yaşatmasın. Şimdi gelişen ve büyüyen bir Türkiye var. Bu doğrultuda hedeflerimize odaklanmalıyız. Vatandaşlarımızın milli birliği ve bütünlüğü için çalışmalıyız. Bir takım vesayet odakları tarafından, ülkenin milli birliği ve bütünlüğüne yapılan saldırılar bizleri hedeflerimizden saptıramaz.” diye konuştu.

’28 ŞUBAT MİLLİ İRADEYE SALDIRIDIR’

AK Parti İl Başkanı Hasan Angı ise 28 Şubat’ın milli iradeye yapılan bir saldırı olduğunu söyledi. 28 Şubatta Türk siyasi tarihine bir takım odaklar tarafından ayar verilmeye çalışıldığını dile getiren Angı, “28 Şubat’ın askeri, siyasi, idari, hukuki, ekonomik ve toplumsal olarak önemli boyutları var. Aradan 25 yıl geçse de acılar hale tazeliğini korumaktadır. Milli iradeye karşı yapılan bu 28 Şubat Darbe girişiminde Türkiye’nin önü kesilmek istenmiştir. Türk siyaset, hukuksuz ve haksız yere yeniden dizayn edilmek istenmiştir. Vesayet odakları, siyasette ve bürokraside haksız yere hukuksuz operasyonlar yapmışlardır. Ülkemizi hukuk devleti olmaktan çıkarıp ideolojik zulümleriyle insanları değerlerine, inançlarına, kültürüne göre bölerek kategorize etmeye çalışmışlardır. Türkiye’nin gelişen ve büyüyen bir dünyada güçsüz hale getirmek istemişlerdir. İnsanların kılık kıyafetlerine karılmış insan hakları yok sayılmıştır” dedi.

‘İNSAN HAKLARI HİÇE SAYILDI’

Türkiye’nin şuan her alanda gelişip büyüdüğünü söyleyen Angı, “Türkiye artık eskisi gibi değil. O dönemde yargı kurumları üzerinde bile baskı ve dayatmalar oldu. Öğrencilerin kılıf kıyafetlerine bile karışmışlardı. Başörtüsü zulmünden dolayı birçok kardeşimizin o dönem eğitim hakları elinden alındı. Amaç Türkiye’yi her alanda güçsüz göstermekti. Adaletsizlik ve hukuk dışı yapılan uygulamalar neticesinde binlerce insan o dönem büyük mağduriyet yaşadı. Alimler, öğrenciler, din adamları, eğitimciler ve pek çok insan haksız yere suçlu bulundu. Egemenliğimizi temsil ettiğimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi bile hiçe sayıldı. Meclisi hiçe saymakta nedir? 25 yıl önce ne vardı da post modern bir darbeye gidilmişti? Yaşanan acılar hale tazeliğini koruyor. 28’ın izlerini hafızalardan silmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

‘’MERHAMET TELLALLIĞINA GİRDİLER’

Türkiye’de 28 Şubat Darbesi sonrası günümüzde birtakım yargılanmaların gerçekleştirildiğini ifade eden Angı sözlerini şöyle sürdürdü, “Bazı partiler merhamet tellallığına girdiler. 28 Şubat yargılamalarının olmasını istemiyor. Hatta yargılamalarla ilgili şikâyette bile bulunuyorlar. O günlerde yaşananlar toplumsal olarak hafızalarıma kazınmışken, yargılamalara karşı olmakta nedir? Darbeci zihniyeti tarihin karanlık sayfalarına gömen hükümetimiz ve milletimiz sayesinde artık hiç kimse devletin gücünü kullanarak milli iradeye kast etmeyi aklının ucundan bile geçiremez. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde vesayet odaklarına ve darbeci zihniyete karşı AK Parti olarak kararlı tavrımızdan ödün vermedik, vermeyeceğiz. Vesayet odakları şunu bilmelidir ki artık eski Türkiye yok” dedi.

SAMET AKTAŞ

Editör: TE Bilişim