Haziran ayı Çumra için ayrı bir önem taşır değil mi?

26 Haziran 1926 yılında ilçe olan Çumra ilçe olarak kurulalı 96 yıl oldu.

96 yıl içerisinde ne gibi merhalelerden geçtiğini bizden yaşça büyük olanların daha iyi bilir.

Yılarca abonesi olduğum büyük düşünce adamı rahmetli Ahmet Kabaklı Hocanın kurucusu olduğu Türk Edebiyatı Dergisi Ağustos 1986 sayısında bugün rahmetli olan şair yazar, eski Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü  rahmetli Gültekin Samanoğlu çocukluk yıllarının geçtiği Çumra’yı anlatıyor;

Yıl 1933 Çumra İlçe olalı 7 yıl olmuş.

“ BİR BAKKALI, BİR KAHVESİ, BİR BERBERİ BULUNAN, TREN İSTASYONLU KONYA’YA EN YAKIN KÜÇÜCÜK İLÇE OLAN ÇUMRA!

BİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞUNUN 10. YILINI KUTLUYORUZ.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK HATIRASI ÇUMRA!”

Evet, bu anlatımdan sonra tam koca 89 yıl sonra 26 Haziran 2022’e geldik.

Çevre İl, İlçe, Kasaba ve Köylerden göçle gelen çalışkan yiğit insanların oluşturduğu Çumra şimdi herkesin imrendiği şehir konumuna gelmiştir.

Özellikle doksanlı yıllarda yapılan devasa projelerle Çumra TARIMDA, TARIMA DAYALI SANAYİDE, TİCARETTE örnek gösterilen Tarım Dayalı Sanayi Merkezi olmuştur.

Konya-Kaşınhanı-Çumra-Adana yolu karayolları ağına alınmasının sevincini yaşıyoruz. Arının  kovanına işlediği gibi geliş ve gidişli çift yol olarak işliyor. Bu yoldan gidip gelirken duygulanıyor ve gözlerim doluyor. Çumra’mızı yılların ötesine götüren böylesi güzellikleri bize yaşatan vizyon, ufuk sahibi Recep Konuk Başkanı saygı, sevgi ve dua ile selamlıyorum!...

Çumra Organize Sanayi Bölgesinde tüten fabrika bacaların gün geçtikçe çoğalması bambaşka güzelliktir.

ÇUMRA ŞEKER FABRİKASI VE YERLEŞKESİ İÇİNDE ONLARCA FABRİKA Çumra’ya moral ve hareketlilik, moral getirmiştir.

Bu moralle iş adamlarımız ve esnaflarımız Çumra Sanayisinde büyük gelişim sağlamıştır.

Çumra göç veren değil tekrar göç alan şehir haline gelmiştir.

Son yirmi yılda Çumra’ya yapılan TOPLU KANUTLAR bunun en bariz örneğidir. 80 yılda yapılamayan çok katlı modern binalar son yıllarda yapılmıştır.

Çumra Belediyesi yerel idare bu gelişmelere duyarsız kalmamalıdır.

Aynı hız ve disiplinle çalışarak çağın gereklerine uygun modern şehir çalışmalarına devam etmelidir.

Hemşerimiz rahmetli Gültekin Samanoğlu’nun 1933 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 10. Yılı münasebeti ile anlattığı bir bakkal, bir berber, bir kahvesi ve bir istasyonu bulunan Çumra’dan bugünlere geldik.

Çumra’nın bugünlere gelmesinde başta Recep Konuk Başkan olmak üzere hizmet eden, hizmet üreten, emeği geçen herkese Çumralılar olarak müteşekkirdirler.

Kıyamete kadar hayır hasenat kapısı kapanmaz hizmet eden ve hizmet üretenlere selam olsun!

Bil vesile Çumra’mızın İlçe oluşunun 96. Yılını bütün içtenliğimle Kutluyorum.

*

Çumralılar müteşekkir olmadığımız olmayacağımız işleri burada böylesi kutlu günde anti parantez yazmak durumundayım. Bu yanlışı bulduğum her fırsatta yazacağım. Çumra merkez ve diğer mahallelerde sokak adlarının değiştirilmesi noktasında çok şikâyet aldık. Ben birey ve aynı zamanda sokak isimlerinin oluşmasında emeği olan eski belediye çalışanı olarak muhatap oluyoruz.

Ben üzerime düşeni yaptım. Daha önce gazetede yazılarımda sokak adlarının değiştirilmesi yanlış olduğunu “ Rakım Çumralıdan rakamlı Çumra’ya” başlıklı yazı yazdım.

*

Rakım Çumralı 26 Haziran 1926 yılından 1940 yılına kadar belediye başkanlığı yapmıştır. Benim doğup büyüdüğüm Baraj Mahallesinde Rakımın Değirmeni, Rakımın Elmalığı, Rakımın Kavaklığı Rakımın Tarlaları, arsalıları diye anılırdı.

Baraj Mahallesinde Atatürk Caddesi ile Yeni Mahalle arasında bulunan mevkilerdi.

O yıllarda Çumra’da 7 Mahalle vardı;

1-İzzetbey Mahallesi 2-Bardakçı 3-Bağlar Mah. 4-Bakkalbaşı Mah 5 Baraj Mah 6-Meydan Mah. 7-Yenidoğan Mah. Daha sonra Çaybaşı, Yeni Mahalle, İstiklal, Cumhuriyet Ve Hürriyet Mahalleleri sonradan kuruluyordu.

Rakım Çumralı’dan Rakamlı Çumra’ya başlıklı yazı yazdırmaya neden olan Çumra’mızın merkezde 12 Mahalle 500 cadde ve sokak bulunuyordu. Büyükşehir yasası ile caddelerimiz aları kalırken sokak adları rakam oluverdi.

Başka deyişle babalını büyükşehir belediyesi üzerine atıverdik. Böylece sokak adları kayboldu mu? Derken meğer numara vermişler…..

Ben onun içindir ki, Cadde adları dururken sokak adları rakamla değiştirildiği için böylesi başlık atmak durumunda kaldık.

Evet, hayret sessiz sedasız cadde adları hariç güzelim her biri ayrı mana taşıyan sokak adları buharlaştı. Yerine buz gibi soğuk RAKAMLAR alıverdi.

İZZETBEY MAHALLESİ çiçek adları  BARDAKÇI MAHALLESİ Şehir isimleri, BAKKALBAŞI MAHALLESİ Tarihi olaylar, tarihi şehirler isimleri BARAJ MAHALLESİ Dış Türkler, tarihi şehir adları, YENİ MAHALLE Türk Yazar, şair, düşünürlerin adları, BAĞLAR MAHALLESİ Evliya, Türk Düşünür adları, HÜRRRİYET MAHALLESİ Daha önce görev yapmış belediye başkanları adları……

Hülasa bu isimler bu isimler çoğunlukla tarihe ışık tutan, tarihi kişileri ve olayları günümüze kadar getiren sokak envanterleridir. Çumra'daki sokak isimleri de adeta şehrin bir belleğidir.

Çumra’mızda dünün güzelliklerini yaşatan Mahallelerde bulunan çeşmelerimiz var. Evet,  su akan sokak çeşmelerini, o mahallede doğan ya da o sokakta yaşayan önemli kişileri, kahramanların isimlerini sokak tabelalarında görmemiz mümkün. O tabelalar  mahallelerin kimliğidir adeta...

Mahallede ya da sokakta bulunan önemli tarihi yapılar (camii, köprü vb.), önemli kişiler veya şahsiyetler, önemli olaylar (savaş, zafer vb) ve bulunduğu yerin sosyal hayatına katkı sağlayan, sürekli halk tarafından kullanılan yapılar (çeşme, fırın gibi) mahalle ve sokak isimlerinin kullanılmasında en büyük etkenlerdendir.

Bu yazımızda sokaklardan bahsedeceğiz. Çumra Sokak adlarına göz attığımızda; köklü Çumra tarihi adeta sokak isimlerine kazınmıştır. Elbette bunların hepsini yazmak mümkün değildir.

Evet, yukarda da ifade ettiğim üzere buharlaşan bu güzelim isimler yerine soğuk mu soğuk rakamlara kalıverdik.

Dünden haberi olmayanların bugünü yaşaması ve yarınların elinden tutması mümkün değildir.

Böylesi yapı içinde ne kazanacağız?

Bakkalbaşı Mahallesi Ridaniye Sokak N0 35 demek varken, 733678 nolu sokak ne manaya geldiğini anlayabilmiş değilim.

Bağlar Mahallesi sokaklar rakamla ifade ediliyordu. O yıllarda Türk İslam Düşünür ve Türk Büyüklerinin adlarıyla değiştirmiştik..

Bağlar Mahallesi sakinleri geldi sokak adlarından memnun olmadıklarını söylediler. Ben gayet olumlu karşıladım ve dilekçe ile hangi sokağın adını beğenmediyseniz yazın dedim. Bağlar Mahallesi “BAHADDİN VELET SOKAK” görünce şaşırdım ve sordum;

--- Siz Bahaddin Veled kim biliyor musunuz?

--- Ne olacak piç manasına mı gelir ne? Veledi zina diye dedem pis çocuklara kızardı hem onu aklıma getiriyor.

---- Efendiler Bahaddin Veled Mevlana Celalettin’in babasının adıdır. Ulamaların babası, Sultânu’l-Ulema diye anılırdı. Dedim. Siz istemiyorsanız eski 3 nolu sokak  olsun.

---- Aman Ahmet Efendi bizim böylesi müracaatımızı olmadı sadece seni ziyarete geldiğimizi say tamam mı? Deyip müsaade alıp çıktılar. Bahaddin Veled sokak öylece kalmıştı. Şimdi kör kazmayı vurup bu adların yerini rakamlar alıverdi.

 Aklıma Yahya Kemal Beyatlı’nın “KÖR KAZMA” makalesini çağrıştırdı.

 "Bütün Türkler bu şehirde herhangi bir binayı bu kışladan fazla beğenir, çünkü beyinleri "yeni" dedikleri mikropla aşılanmış bir neslin çocuklarıdır. Bu illet, bu "yeni" sar"asıyle son asır Türkleri kör kazmayı kaptılar, yıkılmadık ne resmî dâire kaldı ne konak; dağılmadık ne eşya kaldı ne de döşeme..."

Bu güzel yazıdan -haberdar olmayanların varlığını düşünerek- şu alıntıyı da yapalım:

"Şimdiye kadar Cemil Paşa gibi mütemeddinlerimiz bir yol açmak için Mîmar Sinan"ın bir eserini kör kazma ile kökünden yıkar, bir iş yaptığına zâhib olurdu. Eğer îtirâza uğrarsa halkın taassubundan şekvâ ederdi. Bu mütemeddinlere Gülhâne Parkı medhallnde Fâtih"ln geçtiği kapıyı yıkmamak bir dâğ-ı derûn oldu. Şimdi bize o kapı Gülhâne Parkı"na götürecek düz bir caddeden daha güzel görünüyor. Medeniyete dâir birçok kör îtikadlarımız gibi kör kazmayı da bir tarafa bırakmalı..."..