Tarım vazgeçilmez, stratejik ve önemli bir sektördür. Bu yazıda başlıklar halinde Tarımla ilgili bazı genel ve Konya il iproblemlerinin halli için öneriler sıralanmaya çalışılmıştır.

  • Tarım ülkesi olan Türkiye için Ziraat Mühendisleri olmazsa olmazlardandır. Tarımla ilgili bütün faaliyetlerde Ziraat Mühendisleri hayatı statüde olan bir meslek grubudur. Gıda Mühendisleri, Veteriner hekimler, teknikerler, teknisyenler ve diğer ilgili meslekler de tarımsal faaliyetler için önemlidir.  
  • Bölgelere göre illerde “Tarım ihtisas Komisyonları oluşturulmalıdır.

  • Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ve diğer ilgili mevzuatlar sağlıklı uygulanmalı ve bazı tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını önlemek için “Tarımsal Sit” alanı uygulaması getirilmelidir.

  • Tarımda sürdürülebilirlik ” insan ve doğa arasında dengeyi sağlayarak doğal kaynakları hem bu gün hem de gelecekte kullanılabilir halde tutmak, mevcut nüfusun ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına imkân verecek şekilde kullanmaktır. Tarım alanlarında üretimin sürekli kılınmasıyla tarım sektöründe sürdürülebilir kalkınma sağlanacaktır. Bu iş iyi bir planlamadan ve planları yönetmekten geçmektedir. 

  • Çok yerde "Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanılması anlaşılmaz bir büyük savurganlıktır. Birinci ve ikinci sınıf tarım arazilerimizin imara açılmasına ve diğer amaçlarla kullanılmalarına asla izin verilmemelidir. Bu konuda valiler ve özellikle belediye başkanlarının hassasiyetle hareket etmesi gerekmektedir.

  • Günümüzde Büyükşehir Tarım Müdürlükleri (Daire Başkanlıkları) öncelikle bu yerleşim yeri seçimi meselesinde tarım arazilerini koruyacak planlar yapmalı ve uygulatmalıdır.

  • Kamulaştırmada “Kamu Yararı” kavramı 1. ve 2. sınıf tarım arazileri için öncelikli sığınma maddesi olmaktan çıkarılmalıdır.

  • Gerekirse marjinal tarım arazileri üzerinde uydu kentler yaparak verimli tarım arazileri tarım dışına çıkarılmaktan kurtarılmalıdır.

  • Yapılacak yatırımlarda tarım arazilerinin dönüşümünde gösterilen proje maliyeti esas alınmamalı, Tarım arazilerinin geleceği dikkate alınmalıdır.

  • Marjinal genişleme alanlarının olmadığı ve şehirlere çok yakın olan ilçelerde organize sanayi bölgeleri kurulmasından vazgeçilerek tarım arazileri korunmalıdır.

  • Tarım işletmelerinin sahip olduğu tarım arazilerinde parça büyüklüğü toplulaştırma ile artırılmalı ve işletmelerde ki parça sayısı azaltılmalıdır.

  • Tarım arazilerinde erozyonun olumsuz etkilerinden korunacak şekilde tarım yapılmalıdır. Özellikle bölgemizde ve ilimizde erozyon etkisini azaltıcı planlama yapılmalıdır.

  • Toplulaştırma hızlandırılmalı, arazilerin işletme büyüklüğüne ulaşması için “Arazi Ofisi” kurulmalı, arazi ofisleri komşu tarla sahiplerine arazi edinmede kolaylık sağlamak suretiyle arazi bütünleşmesi gönüllü bir şekilde sağlanmalıdır.

  •  Özellikle tarım makinaları üreten firmaların da bitkisel üretim alanında ki özel firmalar kadar meslektaşlarımıza sahip çıkmaları gerekmektedir.

  • Ülkemizde su en çok tarımda kullanılmaktadır.  Ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli toplamı yıllık 112 milyar m3 ’tür. Bu suyun yaklaşık 54 milyar m3’ü kullanılmakta olup, bunun da yüzde 74'ü tarımsal sulamada tüketilmektedir. Ülkemizde ekonomik olarak sulanabilecek 8,5 milyon hektar (tarım alanının yaklaşık yüzde 74’ü) sulanabileceği birçok kaynakta belirtilmesine rağmen sulama sistemlerindeki gelişmeler nedeniyle günümüzde daha fazla alanın sulanmasını mümkün hale gelmiştir. Bu husus göz ardı edilmemelidir.

  • Yerüstü ve yeraltı su kaynakları rantabl olarak uygun kullanılmalıdır. Özellikle münavebe uygulaması erozyona sebep olmayacak ve su kaynağının sulayacağı alana göre yapılmalıdır.

  • Özellikle tarımda su kullanımı önemli bir ihtiyaç olup bölgemizde su kaynakları yetersizdir. Sulu tarıma alışkın olan üreticilerimizin ve özellikle de bölgemizin su ihtiyacı karşılanmalıdır.

  • Konya’da sulanabilir alan 18.200.000 dekar iken halen 6.000.000 dekar (Sulanabilir alana göre %33) sulanmakta, yaklaşık 2/3’ünde kuru tarım yapılmaktadır. Konya da tarımın en önemli sorunu yağışların yetersizliği ve kapalı havza olan ovaya dışarıdan herhangi bir su kaynağının gelmemesidir. Bu nedenle; KOP projesi ile sağlanan su artışı doğru sulama teknikleri ile daha fazla alan sulanmalı ve KOP gibi yeni su kaynaklarının dış havzalardan ovamıza gelişinin sağlanması ile sulanan alan artırılması büyük önem arz etmektedir.

  • Acilen ovalarda ağaçlandırılarak ve meralar doğru kullanılarak yağış miktarı artırılmalıdır.
  • Çevreyi ve doğayı korumak, tarımsal üretimde kullanılan kaynakları etkin kullanmak adına suyu, yağmur ve atık suları tarımda yeniden kullanma ve yeni tarım teknolojileri ve sistemlerinin yaygınlaşması sağlanmalıdır.

  • Türkiye’de bölgemiz iklim ve toprak özelliklerinin uygun olması nedeniyle çok sayıda bitkinin tohumluk üretimi ve tohumculuk sektörü açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Üretilen tohumluklarda yerli hububat çeşitlerimiz ağırlıklıdır. Ekimde kullanılan tohumluğun büyük kısmını yerli çeşitlerimiz kaplaması sevindiricidir. Hububatta olduğu gibi bölgemizde tohumluk üretimi yapılmakta olan Ayçiçeği, Mısır ve Şeker Pancarı gibi bitkilerin ıslahında ve tohumluk üretiminde de yerli çeşitlerle ülke olarak başarıyı yakalamalı ve istenilen hedefe ulaşmalıyız.

  • Özellikle yerli firmalarımızın çalışmaları ve gayretleri bu bitkilerim ıslahı ve tohumluk üretimine yöneltilmelidir.

  • Ülkemizde tarım sektörü, tarımsal faaliyetler iyi planlandığı ve destekleme yapıldığında birçok üründe kendine yeten ve dış pazara da tarım ürünleri satabilme potansiyeline sahiptir.

  • Özellikle bu yaygınlaştırmanın sürdürülebilirliği ve ekonomik olması için çok sayıda Ar- Ge çalışmaları yapılmalıdır. Tarımda yenilikler bu Ar- Ge faaliyetlerine dayandırılarak üretimde miktar ve kalite yükseltilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

  

  • Konya’da tarıma dayalı endüstrinin ve sanayinin de gelişmesine tarımdaki gelişme ve tarımdan kazanılan sermaye aktarılmasıyla olduğu unutulmamalı, tarıma da kaynak aktarılmalıdır.

  •  İlimizde küçükbaş, büyükbaş ve kanatlı hayvan yetiştiriciliği yoğunluktadır. Bu potansiyel artırılmalıdır.

  • Hayvancılıkta yem bitkileri ihtiyacı yonca, fiğ ve silajlık mısır gibi Yem bitkileri yetiştiriciliği arttırılarak karşılanmalıdır.

  • Organize hayvancılık bölgeleri için işletme başına arazi tahsis edilirken yem bitkisi üretim ihtiyacı dikkate alınmalı, küçük alanlar yerine büyük alanlar tahsis edilmelidir.

  • Küçük tarım alanlarına sahip alanlar başta olmak üzere bitkisel üretim yapan çiftçilerimiz özel desteklenerek bitkisel ve hayvansal üretim yapan işletmelerin ayakta kalması sağlanmalıdır.   

  • Küçük işletmelerin desteklenmesi ile insanımızın bulundukları yerde kalmaları sağlanarak işsizliğe, göçe ve bazı sosyal problemlere çözüm bulunmuş olacaktır.

- Atalarımız “Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını” diye çok güzel söz söylemişler. Islah faaliyetleri ve tohumluk üretimi yapmakta olan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Üniversiteler gibi kamu kuruluşları yanında ilimizde 30’dan fazla araştırıcı kuruluş belgesine sahip ıslah ve tohumluk üretimi yapmakta olan özel kuruluş vardır. Türkiye genelinde bu kuruluşlar desteklenmeli ki yurt dışı tohum girişi azaltılabilsin.

- “Türkiye’nin tahıl ambarı” olarak nitelendirilen Konya Türkiye tohum üretiminin büyük bir kısmını üretmektedir. Tohumluk üretiminde Konya bir merkez haline gelmiş ve tohumluk piyasasında söz sahibi olmuştur. Üretim ve tohumda hedefin daha da büyütülmesi için Ar-Ge çalışmaları hızlandırılmalıdır.

- Bölgemizde bulunan üniversiteler, özel Araştırıcı Tarım kuruluşları ve özellikle Uluslararası Bahri Dağdaş Tarımsal Araştırma Enstitüsünün geliştirmiş olduğu çeşitler yöreye uygun çeşitlerdir. Bu çeşitlerin üretimde yaygın kullanılmasıyla bölgede hem verim hem de kalite artacaktır.

- İl içerisinde ilçelerde yöreye uygun bitki ve hayvanla çalışan merkez enstitüye bağlı yeni araştırma istasyonları kurulmalıdır.

- Özellikle birçok bitkinin tohumluk üretimi için en uygun olan bölge Orta Anadolu Bölgesidir. Bölge bu avantajını iyi kullanabilecek seviyeye getirilmelidir.

- Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü bugüne kadar yaptığı ıslah çalışmaları ve yeni çeşitleri ile değil basında hep arazisi ile gündeme gelmektedir, bu duruma son verecek köklü bir çözüm bulunmalı ve Enstitünün arazisinden el çekilmelidir. Eğer el çekilmeyecek ise daha geniş, kimsenin gözünün olmadığı, alt yapısı sağlam modern bina, laboratuvar ve diğer donanımları sahip, ismine yakışır bir yeni arazi verilerek Enstitü oraya taşınmalıdır.

  • Tarım ve Orman Bakanlığında üretime katkı sağlayacak projelerde görevlendirilen ziraat mühendisi ve diğer meslek sahiplerinin sayısı artırılmalıdır. Tarımsal üretimde daha fazla sayıda teknik eleman istihdam edilerek ülkemizde daha fazla üretim, daha kaliteli ve sağlıklı ürün üretilmelidir.

  • Ülkemizde sağlık giderlerinin azaltılması için insanların sağlıklı beslenmesi için tarım eğitimine ve tarıma daha fazla yatırım yapılmalıdır. Sağlıklı beslenen toplumda dengeli beslenme sonucu Sağlık Harcamalarında azalma olacaktır.

  • Tarım sektörü; tarımsal üretim, önemli olduğu kadar bölgenin iklim ve toprak özelliklerinden etkilendiği için oldukça da riskli bir sektördür. Bu riskler yapılacak planlama ve desteklerle en aza indirilmelidir.

  • Türk çiftçisinin kendine has özelliklerinden birisi, yeni bir tarımsal faaliyetin sonucunu kendi arazisi dışında gözüyle görmek istemesidir. Bu nedenle, yeni geliştirilen verimi yüksek ve kaliteli buğday çeşitlerinin, üreticiler tarafından benimsenmesini sağlayabilmek için çiftçilerin katıldığı “Tarla Günleri” sayısı artırılmalı ve kalite analizleri açıklanmalıdır.

  • Tarım ürünlerine dayalı Un ve diğer sanayiler desteklenerek kurulu kapasite rantabl kullanılmalı ve yurt dışı satışlara devam edilmelidir.

  • Tarım ürünlerine dayalı sanayiciler işledikleri tahıl ve diğer bitkilerin üretiminde sözleşmeli üretim yaptırmalıdır.

  • Tarımsal üretimden kaçış, Tarım ve Orman Bakanlığının alacağı tedbirlerle önlenmelidir.

- Çok farklı ve geniş ekolojik bölgelere sahip olan ülkemizde tarımsal girdilerin temini ve desteklerde bölgesel ve üretim planlamalarına uygun farklılıklar içermelidir.

- Desteklemelerden faydalandırma planlama ve planların uygulanmasında yaptırım aracı olarak kullanılmalıdır. Örneğin; Münavebe zorunluluğu olan ürünlerde ve yerlerde ÇKS’ ye dayalı olarak münavebeye uymayan üreticiler tarımsal üretim desteklerinden yararlandırılmamalıdır.

- Üretim planları uygulanmasında çiftçi eğitimlerinin yaygınlaştırılması yanında çiftçi teşekkülleri ve tarımsal kooperatifler öncelikli olmalı ve bu kurumlar yaptırım gücüne sahip kılınmalıdır.

- Gıda ürünleri ya doğrudan ya da dolaylı tarımsal ürünlere dayanmaktadır. Bu nedenle tarım önemsenmeli, üretenler desteklenmeli ve talepleri ötelenmemelidir.

- Tarım tarımcıların işi olmalı, belgeli veya tahsilini yapmış olanlar yapmalıdır. Sohbet ettiğiniz kişiye mesleğini sorduğunuzda Doktorum deyince ihtisas alanını sorarsınız, gözcü ise cildiye ile ilgili soru sormaz veya görüşünü almazsınız. Tarımda öyle değil herkes tarımı biliyormuş gibi konuşuyor. Bu duruma son verilmeli tarımla ilgili uzman görüşleri öne planda tutulmalıdır.

- Gelişen ve geçmişe göre değişen Türkiye’de beslenme alışkanlıkları da değişmektedir. Ekmek üretim yerleri ve isimleri de değişmiş eskiden Fırın ismi ile belirtilen ekmek üretilen iş yerlerinin adı çok yerde “Unlu Mamuller” üretim yeri olmuştur.  Bu iş yerlerinde ekmek, pasta, her çeşit tatlının yanında, tuzlu, tuzsuz ve bazı una dayalı ürünler de satılmaktadır. Devlet tarafından ucuz ekmek amacıyla yapılan indirimli buğday satışları sadece ekmek yapan fırınlara yapılacak şeklinde düzenleme yapılmalıdır.

- Akaryakıt fiyatlarındaki ciddi oranda olan artışlara karşı çiftçinin tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için ÇKS ye göre mazot desteği önceden veya yetiştirme döneminde bir veya birkaç taksitle verilmesi gibi alternatif tedbirler değerlendirilmelidir.

- Yeşil gübreleme amacıyla yetiştirilen bitkilerden maksimum faydanın sağlanması için bitkiler, gelişmelerinin belirli bir devresinde ve henüz yeşil halde iken sürülerek, biçilerek veya parçalanarak toprağa karıştırılmalı, Böylece topraklarımızda eksik olan organik madde miktarı artırılmalıdır.

- Ülkemiz ve bölgemizde, iklim değişikliğine neden olan etkileri bütün sektörlerde en aza indirmek ve oluşabilecek riskleri azaltmak için; bitki örtüsünü sağlıklı tutmak, tarım arazilerini ve toprak, su ve diğer doğal kaynakları korumak, doğru kullanmak, geliştirmek, teknolojik gelişmeler zamanında ve yerinde kullanılmalıdır.

- İklim değişikliği ve artan nüfusa rağmen ihtiyaç duyulan gıda ihtiyacının temini ve sürdürülebilirliği büyük önem arz ettiğinden tarıma gereken önem verilmeli, tarım sektörü doğru planlanmalı ve desteklenmelidir.

  • Bakanlık bünyesinde çayır ve mera birimleri güçlendirilmeli, idari görevliler sorumluluklarını yerine getirmeli ve meradan faydalanan insanlar bu alanları korumalı ve doğru kullanmalıdır.

-Tarım Orman Bakanlığı İl Müdürlüklerince her yıl hazırlanan “İl Otlatma Takvimine” ne uyulmalı ve mutlak uygulanmalıdır.

  • İl Otlatma Takvimine uyularak meralar iyileştirilmeli, verim ve ot kalitesi artırılmalıdır. - Tarım alanlarında ana ve ara ürün olarak yem bitkileri yetiştirilerek toprağa sağlayacağı faydalardan yararlanılmalı ve toprağın yüzeyinin bitki ile kaplı olması ile oluşacak toz fırtınaları engellenmelidir.

-Ülkemizde Orman Muhafaza Memuru var, tarihi yapılarda koruma güvenlik elemanları, fabrika, iş yerleri ve sanayi sitelerinde özel güvenlik görevlileri, alarm ve kamera sistemleri bulundurulmakta ve aktif kullanılmaktadır. Tarım arazilerinde de uygun olanları yapılmalıdır.

  • Tarım arazilerinin güvenliği de Devlet ve ilgili kurumlarca sağlanmalıdır. Günümüzde çiftçilerin çoğu gündüz saatlerinde çalışmaktadırlar, geceleri çalışan sayısı oldukça azalmıştır. Çiftçi nasıl olsa çalınacak diye ekip dikmekten yani üretmekten vaz geçebilir. Bu nedenle Arazi büyüklüğü, yol, ulaşım ve hırsızlık riskine göre uygun görülen alanlar da “Devlet Arazi Koruma Memuru Kadrosu” ihdas etmelidir. Bu kadrolar emniyete veya tarım teşkilatına veya yerelde kurulu bulunan Çiftçi Malları Koruma Başkanlıklarına görevli desteği verilerek en kısa zamanda arazilerin korunması aktif hale getirilerek araziden ürün ve ekipman hırsızlığına karşı acil çözüm bulunmalı, üretim güvencesi emniyet güçlerince veya özel güvenlik güçlerince sağlanmalıdır.
  • Tarımsal faaliyetlerde Güneş enerjisinden daha fazla faydalanılmasını sağlayacak tedbir ve teşvikler artırılmalıdır.

  • Tarım eğitimi yapılan fakülteler özel ve resmi tarım teşkilatları daha sıkı ilişkiler kurmalıdır.
  • Tarım ve Orman Bakanlığı “Yeminli Tarım Müşavirliği” sistemi toplumda kabul göreceğini düşünmekte olduğundan bir an önce hayata geçirmelidir.

  • Tarım ürünleri avans fiyatları ürünlerin ekiminden önce açıklanmalı ve ekim planlaması uygulanmalıdır.

Tarım bizim en temel gıdamızın temin edildiği stratejik bir sektör olduğu unutulmamalıdır. Tarım doğru planlanıp uygulanırsa eninde sonunda gerçek servete, iyi ahlaki değerlere, siyasi istikrara ve insan refahına katkıda bulunacaktır. Bir üreticiyi tarlasından koparmak büyük problemler oluşturduğuna göre doğrusu onu tarımdan koparmamak için gerekli olan bütün tedbirler doğru ve zamanında alınmalıdır.

2023 Yılının bütün üreticilerimiz için Bereketli, Sağlıklı ve Hayırlı olması dileklerimle hoşça kalınız.