Boynunda minik bir Zülfikar kılıç olan kız öğrenci deist olduğunu söylüyor ve şöyle ahkam kesiyordu; "ben meseleye tek boyuttan bakmam. İbadet yapmam. Bütün dinleri incelerim. Meal okurum ve anladığım şekilde inanırım". Dedim ki, Zülfikar'ın hakikisi elinde olsa bile, sende Hz. Ali'nin kuvveti yoksa neye yarar ki? 

Hz. Ali ilmin kapısıydı fakat peygamberimizin dizlerinin dibindeydi. 

Mantık fukarası insanlar allame kesiliyorlar, üç-beş sayfalık kitap okuyunca. Okudukları da işe yarayan bir şey olsa. 

Demek ki her malın müşterisi varmış. 

Geçenlerde öğrenciler bir kitap getirdiler. Dediler ki, "bu kitap çok okunuyor". Kitabın üzerinde baktım 20. baskı yazıyor. 

Kitabın adı "Neden Yalnız Kur'an". 

Her malın müşterisi var dedik ya. Bu da öyle bir şey. 

Adam ayetten ahkam kesiyor. Okuduğu mealden allame olmuş. 

Meseleye tek boyuttan bakmıyormuş. Bütün dinleri incelemekteymiş ?

Suudi Arabistan'da başka bir din varmış, herkesin anladığı bir din varmış, domuz etiyle dana etinin farkı yokmuş vs. 

Atıyor, atıyor, atıyor. 

Dedim ki, "önce sen mantık öğrenmelisin". 

Ondan önce Türk klasiklerini okumalısın. Yani konuştuğun lisanı doğru dürüst öğrenmelisin. Daha sonra hangi dine inanıyorsan onu öncelikle öğrenmeli ve yaşamalısın. 

Sana tavsiyemiz, öğrenmeye açık ol, İslam’ı öğrenmeye çalış ve samimi olarak yaşa. 

Bu şekilde gidersen kilometreyi çabuk tüketirsin. 

İlim öğrenmenin ilk adımı edepli olmaktır. Edepli olmak haddini bilmektir.