Zor zamanda BBP'li olmak!  

Yıl 1992 Temmuz ayı. Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları MÇP'den ayrılıp " yeni oluşum" adı altında yurdu karış karış gezerken, bütün olumsuz şartlara, hakaret ve iftiralara rağmen biz oradaydık.                                                               Söğüt özünde Siyasi parti karar kurultayı yapılırken biz oradaydık.                        

 29 Ocak 1993 tarihinde, Allah’ın birliği peygamberin risaleti dışında her şey tartışılabilir konuşulabilir "şuuru ile” Büyük Birlik Partisi   kurulurken biz oradaydık. 

 Partiyi Turgut Özal kurdurdu, Fethullah Gülen'den para yardımı geldi diyerek alçakça, kahpece iftiralar yapılırken  biz oradaydık.       

 Rahmetli Türkeş gibi Karizmatik liderin karşısında siyaset yapmanın çok güç olduğunu bilerek biz oradaydık.  

  1996 yılında Refah Yol hükümetine hiç menfaat, hesap kitap yapmadan destek verip "Müslümanların iktidarına mani oldunuz dedirtmeyeceğiz" denildiğinde biz oradaydık...

 28 Şubat post modern darbesinin muhataplarına hareketin liderinin tarihe  altın harfler ile geçecek "Türkiye İran olmaz, Cezayir olmaz ama Suriye olmasına müsaade etmeyeceğiz" dediği zaman biz oradaydık..  

 Alparslan Türkeş’in rahmeti rahmana kavuşmasından sonra "bizim derdimiz Türkeş ile idi" deyip Muhsin Yazıcıoğlu’nun MÇP’den ayrılmasına öncülük edenlerin tekrar MHP'ye döndüklerinde biz oradaydık.  

  1999 yılında Abdullah Öcalan'ın paketlenip Türkiye'ye teslim edilerek oluşturan milliyetçi duyguların 'pig' yaptığı bir zamanda, "sizin gibi partiye gerek yok" diyerek saf dışı bırakılmaya çalışıldığımız zaman biz oradaydık.    

 Tayyip Erdoğan ve Arkadaşlarının Ak Partiyi kurarken, hareketin liderine gel beraber siyaset yapalım teklifi yapıldığı zaman, Liderimizin "Bana tecrübelerim göstermiştir ki, Amerika'nın desteği alınarak siyaset yapmak Fil ile yatağa girmek gibidir. Millete dayalı bir siyaset yapılacaksa beraber olabiliriz" mealinde bir cevap verilip kibarca ret edilginde biz oradaydık.  

  2001 ekonomik krizi ve Anasol-M hükümetinin beklentilere cevap vermediği bir zamanda, Türkiye'de milliyetçi, Maneviyatçı seçmenin ikinci partisi BBP'nin tamda millet tarafından teveccüh göreceği bir zamanda, "dışarda kurgulanıp içerde uygulanan bir siyaset mühendisliğinin" sonucu meydanlarda köfte ekmek dağıtarak yüzde 7 oy alan bir partinin revaçta olduğu yerde girdiği seçimde  yüzde 1 oy alınırken, "bırakalım bu işi, vakıf dernek olarak yolumuza devam edelim" deyip gidenler olurken biz oradaydık.    

 Hareketin gençlik teşkilatının başında görev yapmış, karizmasını Nizamı Âlem, Alperen Ocaklarında yakalamış bazı ocak başkanlarının zehir zemberek açıklama yaparak giderlerken biz oradaydık.                                                      2007 yılında hareketin güç ve moral kazanıp, Ak partiye alternatif duruma geldiğinde,  büyük gürültü ile partimize katılan ülkü(!) devlerinin, seçim ittifakı yapılamayacağını anlayınca koşarak partiden ayrılıp gittiğinde biz oradaydık.     

 Muhsin Başkanın sağlığında "BBP' nin insicamı bozuldu" diyerek ayrılıp gidenlerin, başka partilerde ikbal kavgası verirken biz oradaydık.    

  2009 yerel seçimlerinde hareketin lideri "bu seçim bizim için çok önemli, önce yerelde iktidar olacağız sonra genelde" diyerek canla başla Anadolu’yu dolaşırken, partinin eski ağır abileri(!) diğer partilerin adaylarına destek verirken biz oradaydık.    

 25 Mart 2009 tarihinde hareketin lideri, içerden ve dışarıdan yapılan bir operasyon sonucu şehit edilince, bazı büyük adamların(!) ekranlar önünde timsah gözyaşları döküp sonra kaybolup giderken biz oradaydık. 

 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde hiç bir umudu olmadığı hallerde, cefakâr, vefakar arkadaşlarımız aday olup, bayrak düşmesin, umutlar kaybolmasın diyerek çocuklarının nafakalarını meydanlarda harcarken biz oradaydık.  

 2014 yılından yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu'nun şehadet sürecini yeterli şekilde takip etmediği, "kardeşim" dediği Başkanın şehadet sürecinde kusurları bulunan kamu görevlilerini taltif edici makamlara atamasını yaptığı için sn. Recep Tayyip Erdoğan desteklememe kararını yetkili kurullarınca alınca, üzerimize acımasızca abanıldığı, iftiralar, suçlamalar yapıldığında biz oradaydık.      

 2015 genel seçimlerinde Saadet partisi ile yapılan ittifak sonucu mütedeyyin basın(!) tarafından acımasızca, hakkaniyet dışı tenkitler yapılırken biz oradaydık.  

 2017 yılında yapılan anayasa değişikliğinde rahmetli Türkeş, Erbakan ve Muhsin başkanın başkanlık sisteminin Türkiye'nin önünü açar mealindeki sözlerini referans alarak destek verirken, bütün argo söylemlere, insafsız ve mesnetsiz suçlamalara rağmen ülkemizin geleceği için faydalıdır olur diye biz oradaydık.

2018 seçimlerinde pusulada olmasak ta, mümin zahire göre hüküm verir düşüncesi ile yapılan görüşmeler, istişareler birliğimize ve camiamıza faydalı olacak düşüncesi ile Ak parti listesinde aday olan arkadaşlarımıza katkı sağlamak için biz oradaydık.   

2018 Haziran Seçimlerinde Genel sekreterimiz, Genel Başkan yardımcılarımızın bazıları, camiamızın önde gelen isimleri son dakikada liste dışında kaldığı zaman, listede olan arkadaşlarımızın, Genel Başkan hariç hiçbirinin seçilemeyecek sırada olmasına rağmen biz oradaydık.     

Hiçbir beklenti, hesap, kitap yapmadan, rahmetli Muhsin Başkanın istikametine, İhlâsına, yerli ve milli oluşuna, Nizamı Âlem davacısının davacısı olduğuna inandığımız için biz oradaydık...   

 Peki, bugün neredesiniz? Diye soruyorsanız, Muhsin Başkanın bir seçim esnasında "Muhsin nerede biz oradayız" sloganı atan gençlere, "Yanlış kullanıyorsunuz. Bu slogan bize ait değildir. Hak nerede Muhsin orada" demişti.

Bedenimizle, ruhumuzla   biz BBP’de iken, bedeni BBP’de ,  gönlü başka mecralarda  dolaşanlar o zaman siz neredeydiniz?

Büyük Birlik Partisinin kuruluşunun 27.yıl dönümünün   hayırlı olması  duaları ile…

Baki selamlar.