Hiç tanımadığın bir selam! Kitap kokusundaki bir mesaj! Var ile yokun çarpışacağı bir zirve-i aşk! Üstünü örtüp, gönlünden öpen bir sevgi! Yüreği huzura boyayan bir sevinç! Her kapı zili çaldığında sıçratan bir heyecan! Cümle âlemin gönlüne salıncak kurup, çocuk sevincine boğacak bir mucize!

Birer kırlangıç olur siyah gözleri! Kim bilir hangi diyara göç eyleyen! Habibin, Rabbine kavuştuğu; Rabbin, habibe ilk kelâmı! Meleklerin semada bayram ettiği! Habibin göğsünün ise ürkek bir serçe gibi kalkıp indiği günden kısa bir süre önce... 

Berâet, temize çıkma günü! 

Rabbin kelamının levh-i mahfûzdan dünya semasına toptan indirildiği gece! Kadir gecesine kadar Kelâmullahın semada beklemeye bırakıldığı! Mucizeye ev sahipliği yapan göğün, göğsünde yatan güzelliğin, nelere mazhar olacağından habersiz onu saklamaya başladığı gün!

Pazartesi! Ne özel bir gündür. Efendimizin doğumu, miracı, ilk vahyi, vefatı hep ona nasip olmuştur. İnsanoğlu ne nankördür ki her güzelliği bir sıkıntı ile birbirine pay eder. Pazartesi bu kadar güzelken, bizler onu hastalık tablosu (sendrom) haline getirip, itici bir gün yapıveririz. 

Yorgun yürek! Hani çocukluktan başlar ya kırılmalar! İlk susuşun, ilk küsüşün, ilk boyun büküşün, hani o sersefil sahipsiz gülüşün yarım kalır ya dudağının kenarında! 

Öksüz yüreğine bir sahip çıkanının olmasını istercesine etrafı seyreder çocuk bakışların. Bir çocuğun kimi vardır ki annesi ve babasından başka?..

Rab, en büyük sahip çıkanın kendisi olduğunu seni anasız babasız şu dünyada yalnız bırakmadığında anlatmıştı oysa! Senin küçük yüreğini iki meleğe temizletip, güzellikler ile donattığında!

Çocukları melek olarak ifade etmemiz senin mirasındır bize Allah'ın Resulü! Küçük bedenlerin de zorluklara göğüs gerebileceği, en büyük yardımcısının ise Yaratan'ı olduğunu senin maziye bıraktığın güzel anılarından öğrendik.

Büyüyüp kendinden emin bir delikanlı olduğunda seni en güzel lütufları ile donatan Rahman, hayatlarımıza örnek olsun diye birçok mucizeyi ömrüne armağan etti. Sen ki ümmeti olmadan cennete girmek istemeyen Habib, selat-ü selam senin üzerine olsun.

En büyük mucizen şüphesiz ki Allah'ın kelamını bizlerle buluşturmandır.  Tebliğ ettiğin her kelime kurtuluş için oluşacak bir anahtarın parçaları! Rabbin, ruhlar âleminde bize sorduğu soruyu hatırlatan! “Elest-ü birabbiküm?” (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?) O günden beri kabul etmiştik Âlemlerin Rabbinin yalnız ve tek Allah olduğunu!

Onun bizimle konuşması bize kelamını bahşetmesi ne güzel bir hediyedir! 

“OKU!”(Alak-1)Ey insanlar okuyun. Üç maymunu oynamayı bırakma zamanı gelmedi mi? 

Yüreğime damla damla hüzün yağmuru yağmakta! Nasıl bir zaman, nereye gidiyor insanlar?.. Rahmetten sonra edilen dualar ret olunmazmış, yağmur önce toprağa sonra dualara yağarmış ya gönülden kanatlanan her dua kuşunu makamında ağırla Rabbim. 

Sen ki her şeyin en iyisini bilensin. Yol göstericisi olarak ilk Habibini gönderdin, daha sonra da kelamını! Habibin vuslata kavuştu. Kelamının halâ başımızın üzerinde yeri var. Fani dünyanın karalık sokaklarında yolumuzu aydınlatan bir fener olarak onu yanımızdan eksik etme. 

Tüm insanların gönlünde ilk emir, ilk ayetin tecelli etmesi duası ile!Dala yaprak ağır gelince, Rahman dalı hafifletmek için yaprağı yere düşürür ya, bu gece ömrümüze ağır gelen günahların bir bir bizden arındırılıp, temize çıkmamızı Allah'tan diler; hayırlı, huzurlu, duaların kabul olduğu zamana denk gelmemizi umut ederim. Selam ve dua ile yazı dostlarım.