Üstat Murat Bardakçı’nın 18.02.2018 tarihinde köşesinde paylaştığı ABD ile ilk yakınlaşmamızın belgesi, Sultan Abdülmecid’in Washington’a gönderdiği Mermer dostluk kitabesinin ilginç hikâyesinden yola çıkarak bir öneri yapmak istiyorum.

Kitabenin hikâyesi;

Amerikalılar kurucuları George Washington anısına Mısır’dakine benzer ama daha büyük bir dikilitaş yapmaya karar verirler. Bunun için birçok ülke nezdinde girişimde bulunulur, bu anıtın sadece Amerika’da değil bütün dünyada özgürlüğün simgesi olmasını isterler ve bunun için anıtın dış yüzeyinde isminin bulunmasını isteyen ülkelerden gelecek hediyelerin anıta monte edileceğini bildirirler. Kendi ülkesinin bu anıtta yer almasını isteyen memleketler birbirinden güzel mermer plakalar gönderirler.

Osmanlı Sultanı Abdülmecid’de, devrin büyük sanatkarı Hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendiye yazdırılan, içinde Sultan Abdülmecid’inTuğra’sı olan mermer plakaya Devâm-ı hulletite’yid için Abdülmecid Hân’ın / Yazıldı nâm-ı pâkiseng-i bâlâyaWashington’da” yani “Washington’da dikilen bu yüksek taşa, dostluğun devamını göstermek maksadıyla Abdülmecid Han’ın temiz adı yazıldı” denmekteydi diye anlatıyor Üstat Bardakçı.

1885 açılan bu özgürlük anıtı ile bütün dünyada özgürlüğü simgelesin diye düşünmüş Amerikalılar.

Burada ilginç olan, daha o zaman ‘’bütün dünya ‘’ diye başlayan vaatleri ile dünya devleti olma yolunda yürüyordu.

Yine aynı yıllarda diğer bir anıt ; şimdiki özgürlük adasında olan özgürlük anıtı  aslında Osmanlı Sultanları tarafından Fransızlara yaptırılan daha sonra Mısır Valisi İsmail Paşanın emri ile vazgeçilen anıttır. Özgürlük anıtı ile de Amerikalılar, yine dünyayı kapsayıcı özgürlük mesajlarını iletiyorlar

Amerika’da özgürlük adasında bulunan özgürlük anıtı ; Süveyş kanalının girişinde Osmanlı ve Mısır’ı temsilen yaptırılan bir anıt idi, şimdi Amerika’da bulunuyor.

Büyük devletlerin büyük mesajları oluyor.

Büyük ve gelişmiş devletler attıkları her adımı, söyledikleri her sözü insanlığı kucaklayacak şekilde yapıyorlar.

Amerika’nın özgürlükler için insanlık adına anıtlar dikmesi,  insanlık adına ülkeleri işgal etmesi insanlığa özgürlük getirmediği gibi, var olan barış ortamlarını özgürlük kamuflajı ile darmadağın ettiler.

Dünya, savaş sanayinin tüketim merkezi olurken,  insanlık; kurşunların deneme tahtası haline geldi.

Dünya zenginlikleri Amerika’nın kontrolüne geçerken, kaynakları sömürülmüş toplumlar fakirliğin pençesinden kurtulamamıştır.

Bin yıldır devam eden gizli savaş oyunlarının en kuvvetli Veziri haline gelen Amerika, dostluk, ittifak, müttefik, stratejik ortak gibi tanımlamalarla sıcak ilişki kurduğu, ülkemizin de içinde bulunduğu, hatta en kuvvetlisinin kurulduğu bu girişimler, el altından da o ülkelerin kontrollü bir şekilde etkisizleştirilmesini sağladı.

Bin yıllık stratejilerle vaat edilmiş amaçların peşinde insanlığı bir o yana bir bu yana savuran yeni dünya düzeni oyununda bir dönem geldi.

Bu dönem artık biz de bu oyunun kurucusu olacağız diyen bir ülke, Türkiye.

Afrin’de Zeytin dalı hareketi ile bu oyunu bozdu.

Çünkü yıllardır göçlere ev sahipliği yapan ülkemiz, yine bu insanları vatanlarına döndürmek için sözdeDEAŞ’e karşı, özde ülkemizin uzun yıllar süren, sürecek kontrolünü içeren girişimlere dur dedi.

Zeytin dalı harekatı ile, komşunun toprak bütünlüğü, güvenliği, insanlığın öyle sadece anıtlarla, simgelerle, mesajlarla değil bizzat sahada insanları özgürleştirecek bir girişim yapmıştır.

Afrin binlerce yıldır devam eden oyunun kurallarının değişmesidir.

Bu şimdiye kadar içine kapatılmış ülkemizin, sınırlandırılmış, kontrol edilmesi kolay bir ülke olmaktan insanlıkla beraber, insanlık adına hareket eden bir ülkenin davranışlarını sergileyen ülke konuma gelme iradesidir.

İşte böyle bir zamanda Zeytin dalı harekâtı ismi alması tesadüfi değildir.

Zeytin altı bin yıl meyve verebilen verimli bir meyvedir.  Bütün dinlerin baş tacı ettiği sağlık ve şifa kaynağıdır.  Barışın simgesidir. Mitolojilerin en değerli simgesidir.

Bölgenin en değerli geçim kaynağıdır.

Bu harekâtı simgelemek üzere Kilis’e insanlığa ibret bir Zeytin Dalı Parkı düzenlenmeli.  Bu park bütün insanlığa adaleti, barışı gerçekten özgürlüğü anlatan bir park olmalı.

 Bu park Zeytin ağaçları ile donatılmalı. Her ülkenin özgürlük barış, adalet dair düşüncelerini beklentilerini simgeleyen eserler olmalı.

Öyle bir simge olmalı ki, İnsanlık buraya geldi mi emperyalizm hastalığına karşı güç toplamalı,

Bölgede yaşanmış bütün acıları simgeleyen açık hava müzesi, dünya barışı, adaleti, özgürlüğüne dair en büyük kütüphane olmalı.

Bölge, lezzetleri ve misafirperverliği ile ağırlamaların yapılabileceği tesisler, dünya savaşlarını ve gerekçelerini hikâyelerle, anlatan izlettiren programlar, gösteriler, filmlerin izlenebileceği sinema, kongre salonları olsun.

Dünyanın bütün şehirlerinden mesajlar zeytin yaprakları ve dalı şeklinde parkta olsun.

Geniş bir alan, yüksek, içeriği zengin bir park.

Bana göre her şehrinde Zeytin Dalı parkı olmalı.
Belki de bu şehirlere Konya Şehrimiz önderlik yapar.