Bu kavram genelde madencilikte kullanılan, çok sevdiğim bir terim.

İçerisinde  çoğalma, öze ulaşma, özleşme, katma değer oluşturma, mücevherleşmeyi barındıran bir kavram.

Bildiğimiz toprağın işin ehlilerince, bilimsel metotlarla bulunup, yine teknik işlemlerle yeryüzüne çıkarılıp, fiziksel ve kimyasal süreçlerden geçirerek  toprağın cevherleşmesi.

Mücevherleşmenin önemli bir adımı.

Metal madenlerde özellikle kullanılıyor.

Bu kelimeyi dilime doladım son zamanlarda.

Yeni Türkiye'yi hayal ederek.

Madenlerde, cevherin çıkarılışını izlerken, filatasyon tesisinde işlenirken, gördüklerim, sanki derin düşüncelerimi canlandırıyordu.

Bakış açımı değiştiriyordu.

Aslında işlem çok basit, hepimize uzak değil, günlük yaşamımızda binlerce yıl kullanmışız, ama her işte olduğu gibi, yaşamımızın  geneline model olarak sokamamışız.

Bu filatasyon dediğimiz sistemi yabancılardan almışız.

Çok öz ve basit anlamı ile sütten yoğurt, yoğurttan tereyağı elde etmede kullanılan sistemden farkı yok.

Yoğurt deri tulukta bişşek ile köpürtülüyor, köpüğü alınıyor, köpük sallanıyor içinden tereyağı alınıyor.

Bu tesiste de fiziksel ve kimyasal işlemlerle cevher köpürtülüyor, köpük süzülüyor kalan zenginleşmiş cevher, konsantre oluyor. Yani diğer maddelerden arındırılıyor.

Metotlaştıramadığımız, yazamadığımız, notlaştıramadığımız  bilgiler uçup gidiyor. Sonra başkalarından teknoloji olarak satın alıyoruz.

Yaşamın bize sunduğu cevheri başkasından alıyoruz. Tabii hem maddi hem de manevi zenginliği onlara bırakarak.

Eee o zaman zenginleşemiyoruz.
Büyüyoruz gelişemiyoruz.

Paramız oluyor, ama zengin olamıyoruz. Sarartılmış muz gibi yaşamlarımız oluyor. Ne tadımız ne de namımız oluyor.

Biz olamıyoruz. Maalesef.

Zenginleştiremediğimiz, yaşam, içinden kültürler, olgunluklar, adaplar çıkaramadığımız, kurallar oluşturamadığımız yaşamaları başkalarının yaşamına benzeyerek ediniyoruz.

Tıpkı Avrupa birliğine  gireceğiz diye çıkardığımız ve uyguladığımız yaslarımız gibi.

Kendi kurallarımızı koyup uyamıyoruz, yaşayamıyoruz. Avrupa birliğini sopa gibi kullanıp ancak medenileşebileceğiz bu yolla.

Belki de büyütürken ailemiz bizleri, doktorla, öcüyle öğrettikleri yaşamı böyle öğrenmeye alıştık da ondan..

Yeni bir şey yapacak olsak hemen başkası yapmış mı diyerek özgüvensizliğimizi ortaya koyuyoruz.

Ya ilk biz yapacaksak , ya lokomotif olacaksak nasıl olacak o zaman?

Önderler kendi kurallarını koyar, ve ilk onlar uygular..

Önderler, zenginleştirilmiş toplumlardan, zenginleşmiş kişilerden, özgünleşmiş fikirlerden çıkar..

Yoksa, başkasını izleyerek taklit ederek zenginleşemeyiz!