Günümüzde birçok insan televizyona sahiptir. Ve birçok insan ortalama 3 saatten fazla zamanı televizyon başında geçirmektedir. Peki, televizyon iletişimin doğru kullanarak mı geçirmektedirler? Cevabı tabi ki hayır.Birçok TV programı insanların sadece hoş vakit geçirmeleri için tasarlanmış olup, insanları farkında olmadan hantallığa ve zayıf bir beyne iten otomatik makine haline getirmektedirler. Şöyle izah edeyim, diyelim akşam 8.00 de en sevdiğiniz dizilerden bir tanesi var ve bu dizi ortalama 3 buçuk saat sürüyor. Siz bütün hayatınızı bu sevdiğinizi dizilere doğru yönlendiriyorsunuz. Bu yönlendirmeniz içine, çocuklarınız, anneniz, babanız ve bütün sevdikleriniz giriyor. Siz onlarla ilgilenmek yerine zamanınızı o sevdiğiniz filmlere harcıyorsunuz. 

Ee diyeceksiniz ki, “bunun zararı neresinde stres atıyoruz”. Evet, stres atacaksınız, ama zamanınızın çoğunu boş bir kutuya bakarak, zamanınızın çoğunu TV başında geçirmek stres atmaktan çok, stres yaratmaya yöneliktir. Şöyle açıklayalım, araştırmalara göre bilim adamları, TV'nin yaydığı leptin ve ghrelin ışınlar hormonları etkileyerek vücutta hormonaldengesizliklere yol açar, ve buda insan vücudundaki hem psikolojik hemde fiziksel hastalıklara yol açmaktadır. Buda stres oranını artırmaktadır.

Televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinden birisi, şiddet duygularını uyarmasıdır. Saldırganlık içerikli programlar çocukları da saldırgan olmaya yöneltmektedir. Çocuk, kitle iletişim araçlarının günlük ve anlık tatmini için kullanır. Toplumun modellerini öğrenmek için değil. Fakat bu arada bilinçsiz olarak bunları da öğrenmekte ve toplumsallaşmaktadır. 

Ayrıca kitle iletişim-araçları, çocuğun eğitilmesi bakımından sadece eğitim amacıyla okullarda kullanılmaya başlamıştır. Okul sistemlerince iletişim araçlarının eğitimsel imkânları uzun süre farkedilmiştir. Güldürü kitapları, tarih ve edebiyat öğretmek için yayınlandılar. Tamamen eğitimsel filmler yapıldı. Eğitimsel radyo, okul dışındaki doğa araştırmaları, edebiyat, tiyatro, coğrafya ve matematik dallarındaki uzmanları sınıfa getirmiştir. Sonra eğitimsel TV, eğitimsel radyonun yerini aldı. Böylece görsel eğitim alanı bir uzmanlık durumuna gelmiştir. Bu konularda öğretmenler kurslardan geçirilmektedir.

Ayrıca batıda gelişmiş ülkelerde görsel işitsel kitaplıklar oluşturulmuştur. Eğitimcilerin tüm kitle iletişim araçları bakımından işlevi, bu araçlardaki programları ve yayınları eleştirmek ve seçmektir. Zararlı olanları çocuk yönünden eleştirmek, en uygun olanları ise çocuk için seçmektir. Özellikle TV, yetişkin eğitiminde de yararlı olabilir. Onlara hem okuma yazma, hem mesleksel kurslar açısından yararlı olabilir. Ayrıca onların bilgi, görgülerini arttırmak, tutumlarım değiştirmek ve genel kültürlerini arttırmak açısından da oldukça yararlı oldukları bir gerçektir.

Çocuklar açısından, dersler ya da buna benzer önemli şeyler üzerinden konsantre olma yetilerini kullanmak yıpratıcı olabilir. Neden mi? Çünkü gözlerdeki ve duyma yetisindeki oldukça belirgin zararları bir yana, çocuklar genç yaşta çoğu 10 yaşının altında günde iki saatten daha fazla bir vakti televizyon karşısında çizgi filmler ya da çocuk programları izleyerek geçiriyorlar. Hal böyle olunca, çocukların daha fazla bilgi alma ve görüntüyü akılda tutabilme kapasiteleri de tükenmiş oluyor. Bu nedenle asıl sorumluluklarına vakit ayırmaları gerektiklerinde, dikkatlerini toplama ve konsantre olmada güçlük çekiyorlar. Ayrıca bunun dışında daha da tehlikeli olarak, televizyon seyretmenin uzun vadede beyinde daha büyük hasarlara yol açması da olası bir durumdur.

Genellikle televizyon izleyebilmek için geçirdiğimiz o fazladan birkaç saati, aslında uyumamız gereken vakitten çalarız. Birçok insan için, akşam vakti başladıklarını bitirmek için geç saatlere kadar ayakta kalmak ya da geç saatlere kadar süren bir futbol maçını izlemek için uykudan fedakârlık etmek, oldukça normal ve sık rastlanan bir durumdur. Tüm bu olayların sonucu olarak, çok geç saatlerde uyuruz ve yeteri kadar uykumuzu alamayız. Eksik bir uykuyla uyandığımızda ise, dinlenememiş olduğumuzdan deşarj olmuş ve enerjik olarak güne başlayamayız. Kara kutulardan biraz vazgeçmemiz gerekiyor!

Sağlık, başarı, huzur ve mutluluk daima yanınızda olsun! Selam ve dua ile kalın