Son yıllarda marketleri ve dolayısı ile mutfağımızı ele geçiren; katkı maddesi kullanılmış,  yapay, genetiğiyle oynanmış gıdalardan ve sentetik ilaçlardan belki de bir kaçış olarak görüyoruz doğayı. Tabiatta kendiliğinden yetişen bitki ve gıdalara daha da ilgi gösterir hale geliyoruz ve araştırıyoruz. Şifayı doğada aramak tabii ki yanlış değil ancak doğru bilgiyi doğru kaynaktan almak, sağlığımızın söz konusu olduğu noktada son derece önemli.

Son zamanlarda en çok rağbet gösterdiğimiz konuların başında da bitkilerle yapılan çaylar geliyor

Günlük rahatsızlıklar olarak belirtilen ağrı, ödem, halsizlik, şişkinlik, uykusuzluk gibi şikayetlerin iyileştirilmesinde tedavi edici değere sahip maddeler içeren ve bitkilerin belirli kısımlarından hazırlanan çaylara halk arasında bitki çayı, bilimsel literatürde ise tıbbi çaylar diyoruz. Bu çaylar genellikle vücut eğilimlerini dengeleyici, hastalıklardan koruyucu ve tedaviye destek verici amaçlarla öneriliyor. Bitkilerin kök, yaprak, çiçek, kabuk, meyve, tohum gibi kısımları tek başına veya birden çok bitki karıştırılarak elde ediliyor. Ancak sağlık aradığımız bitkilerle, yanlış inanış ve uygulamalar sonucu sağlığımızdan olmanın an meselesi olduğunun farkında olmak gerekiyor. Toplumda bu bitkisel içerikli tedavi edici ürünler hakkındaki yanlış inanışlar genellikle şu şekilde:

Doğaldır ve zararsızdır: Unutmayın ki, birçok ilaç bitkilerden yapılır. Sentetik ilaçlar ise yine bitkisel etkin maddeler, enzimler, hormonlar model alınarak geliştirilir ve hepsinin kullanım şekli ve dozu bellidir. Tedavi edici özellik söz konusuysa eğer, etkin doz ve toksisite de söz konusudur. Toksik olmayan bir maddenin tedavi edici özelliği de yoktur. Yani, doğalsa zararlı olabilir. Bu nedenle her bitkinin çayı yapılmaz. Hafif etkili bitkiler ( Papatya, Melisa, Yeşilçay… vb. )  ve dozunda dikkatli olmak koşulu ile orta etkili bitkilerle (Sinameki, Öküzgözü…vb) çay hazırlanır. Kuvvetli etkili  grupta yer alan bitkiler (Yüksük otu, Güzel Avrat Otu, Kurtboğan…vb) kullanılmamalıdır.

Hiçbir yararı yoktur: Bilimsel yöntemlerle, özellikle Alman E Komisyonu ve ESCOP’un (Avrupa Birliği Bitkisel Ürünler Bilimsel Ortak Çalıştayı) birçok araştırmayla belirlediği kurallara uygun standartlarda hazırlanan çaylar, tedaviyi destekleyecek veya hastalığı önleyecek kadar etken madde içerirler. 

Her derde devadır: Kullandığınız ilaçlar, tıbbı geçmişiniz, sağlık problemleriniz gibi kişiden kişiye değişen durumlar başkasının fayda sağladığını iddia ettiği çayın size iyi gelmemesine veya yan etkiye neden olabilir. Daha da önemlisi kullanacağımız bitkilerin üretim yeri ve  koşulları, miktarı (dozu), hazırlama biçimi, saklama koşulları gibi faktörlerin de doğru olmaması bitkide tedavi edici maddenin miktarında azalmaya, daha da tehlikelisi sağlığa zararlı maddelerin ortaya çıkmasına neden olur. İçtiğiniz çayı sizin için zehire dönüştürebilir.

Kulaktan dolma bilgiler, komşu ve akraba tavsiyesi ile kullanılmaları: Doğada yetişen her şey masum değildir. Bitkiler; yapılarında bulunan tedavi edici maddeleri çoğunlukla kendisini doğadaki tehlikelere, insan ve hayvanlara karşı korunmak için üretir. Dolayısı ile yanlış veya yüksek dozda kullanımlarında zehir etkisi gösterebilir. Ayrıca bazı bitkiler ile karıştırıldığında yan etkiler oluşabilir.

Bitkisel çaylar ne zaman ve hangi sıklıkla içilmeli?

Bitkisel çayların tedaviye yönelik olarak kullanılması durumunda, daha etkili olabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Bu amaçla kullanılan, zayıf etkili bitkilerin daha faydalı olabilmesi için yemeklerden 1-2 saat önce veya sonra içilmesi önerilir. Eğer sindirimi kolaylaştırmak, hazım, gaz gibi şikayetleri gidermek için kullanılıyorsa yemeklerden sonra içilmelidir. Güzel bir uyku isteyenler de yatmadan yarım saat önce çayını yudumlamalıdır.

Bitki çaylarının etkileri kullandıkça artar. Bu nedenle günde en az 3 defa içilmesini öneriyoruz.

Günde tek sefer içildiğinde sabah aç karnına ve kahvaltıdan yarım saat önce,
Günde 2 defa içileceği zaman sabah aç karnına ve akşam yatmadan yarım saat önce,
Günde 3 defa kullanılacağında sabah, öğlen ve akşam yemeklerden önce alınmalıdır.

Bitki çayı kullanırken şeker ya da tatlandırıcı eklenmemesi iyi olur. Şeker mide asidini arttıracağı için midesi hassas olanlar özellikle şeker kullanımından uzak durmalıdır. Bunun yerine süzme ve mümkün oldukça doğal olan bal ilavesi çayın etkisini destekleyecektir.

FİBROMİYALJİ, ENERJİ, BAĞIŞIKLIK VE ROMATİZMAYA İYİ GELEN ÇAY TARİFİ:

Kas ve eklemlerimize iyi bakalım ki; bizi yarı yolda bırakmasın. Ömür boyu sağlıklı ve zinde yaşamak için yediklerimiz, içtiklerimiz ilacımız olmalıdır. 

Sabahları yorgun uyanıyorsanız, enerjiniz çabuk azalıyor ise, uyku bozukluğunuz var ise biliniz ki romatizmaya bağlı olabilir.

Daha sağlıklı ve güçlü bir sonbahar geçirmek için; bir de bu çayımızı deneyebilirsiniz :

● 1 yemek kaşığı kuşburnu

● 1 tatlı kaşığı ısırgan otu

● 1 çay kaşığı zerdeçal

● çeyrek armut

● çeyrek elma

● 1 yemek kaşığı papatya

●1 bardak sıcak su

Kuşburnu: Hem C Vitamini içeriği; hem de ağrıyı azaltıcı etkisi nedeni ile kullanabiliriz.

Zerdeçal: İçerdiği curcumin isimli pigment, hücreleri yenileme özelliğine sahip olup, kanser destek tedavilerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

Elma ve armutu küçük dilimleyip malzemeleri sıcak suya ekliyoruz. 2-3 dakika (en fazla 5 dakika) bekledikten sonra içiyoruz.