Bu yönetim, geldiği günden beri, ekonomik olarak bu takımı belli seviyelere getirmek üzerine adımlar attı hep. Futboldan çok anlamadıkları için futboldan anlayan ve sonuna kadar güvenebilecekleri bir Hoca-Yönetici arıyorlardı. Onu da Aykut Kocaman’da buldular. Futbol konularını ‘’tamamen’’ hocaya bırakarak sözüm ona sorumluluğu üzerlerinden attıklarını zannediyorlardı. Gelinen süreçte uygulanan politika başarısız oldu. Şimdi çok kritik bir karar aşamasına geldiler. Hoca’yı gönderip başka birisini mi getirecekler yoksa hocayla devam mı edecekler? Bu karar bugüne kadar verecekleri en önemli karar olacak yönetimin. Ne karar verirlerse versinler herkes sonuca bakacak. Bugüne kadar yönetimin gerektiği kadar futbola karışmamasının sonucu olarak artık ‘’tamamen’’ karışacakları süreç geldi çattı. Umarım doğru karar verirler. Ben Hoca’dan daha iyisini bulamayacaklarını düşündüğüm için devam edilmeli diyorum. Tabi Hoca’nın tamamıyla konsantre olması şartıyla. Yoksa psikolojisi bozuk bir hoca istemiyorum. Şu an yönetimde olmak istemezdim. Gerçi bu süreçte kendileri ettiler kendileri buldular. Bu yönetimin en büyük sınavı olacak. Allah yardımcıları olsun.

MAÇ ANALİZİ

Geçmiş maçlara göre daha derli toplu başladığımız bir maç oldu. Bunda haftalardır formsuz olan Skubic, Ömer Ali ve Bajic’in olmamasının etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Sağ bekte oynayan Ali Turan o hantal yapısıyla bile Skubic’ten katbekat daha iyi oynadı. İleride Ömer Ali’nin yerinde Miya gayet istekliydi. Bajic’in yerinde oynayan Daci ise bir forvetten beklenen en önemli şey olan son vuruş ile ilgili derslik bir vuruş yaptı. Erken gelen gole sadece Alanya değil biz de şaşırdık. Hem de mükemmel bir vuruş ile gelen gol olunca daha da şaşırdık. Herhalde bu maç farklı olacak derken direkt olarak normal oyunumuza döndük. Baskı yiyen iki pas yapamayan, sadece fiziksel olarak ayakta kalmaya çalışarak savunma yapmaya çalışan bir Konyaspor… Derken ilk devre sonlarına doğru ofsaytta olan adama gelmesin diye topu mecburen kornere attı Alper. Golü de bu yan toptan yedik. (Not:Burada kuralı da sorgulamak gerekiyor).İkinci devreye de çok kötü başlamadık aslında. Derken bir anda defans arkasına kaçan Erdon kaleci ile defans oyuncu arasına güzel sarkarak kaleciyi geçti. Kaleci arkadan net bir müdahale de bulundu. Pozisyonun tekrarını izleyen hemen hemen herkes VAR’dan gelecek uyarıyı bekledi. Ama sanırım VAR hakemleri de o anda başka bir şeyle meşguldüler. Bunun başka bir açıklaması yok. O dakikadan sonrası malum. Yaklaşık 10 haftadır sergilemeye çalıştığımız, temel dayanağı ‘’mücadeleci oyun’’ olan savunma stratejisi. Bu stratejide esas olan nokta rakibi ara sıra yapacağınız kontra ataklarla rahatsız ederek koşturmaktır aslında. Ama ne kadroda buna göre oyuncu var ne de hocanın kafasında böyle bir plan. Normal şartlarda 70. Dakikada filan gelmesi gereken gol 90+5’te geldi. Tek fark geç gelen gol oldu.

AYKUT KOCAMAN’IN AMACI NE?

Eğer geçmiş dönemdeki Aykut Kocaman’ı bilmiyor olsak ‘’ bu hoca da futboldan anlamıyor’’ derdik muhtemelen. Ama bu sezon yaptığı/yapmadığı değişiklikler, oyuncu tercihleri, kadro planlaması tam anlamıyla fiyasko oldu. Bunun son damlası da Alanya maçında yaptığı değişiklikler oldu. Maçı bir şekilde(biraz da şansa bağlı) berabere götürürken yaptığı değişiklikler akıl alır gibi değil. Takımda günün başarılı isimleri olan Milosevic ve Erdon’u çıkarırken yerlerine ikinci devre bizimle olmaları beklenmeyen ve 1.lig takımlarına kiralanan oyuncuları aldı. Hem de en kritik maçlarımızdan birinde yaptı bu değişikliği. Bu değişikliğin iki anlamı olabilir. Birincisi Aykut Kocaman’ın psikolojisi bozuk ve ne yaptığını kendisi de bilmiyor. İkinci seçenek ise daha vahim: Kendisini kovdurmak istiyor. Aykut Kocaman’ı biraz tanıdıysak ikinci seçeneğin olmayacağını biliyoruz. Ama gerçekten ne yapmak istediğini anlayamıyorum. Sahi Aykut Kocaman’ın amacı ne?

VAR HAKEMLERİ O ESNADA NE YAPIYORLADI?

İkinci yarının başında Erdon’a yapılan net müdahalenin görülememesi bir İstanbul takımının veya küçük İstanbul takımı olan Trabzon’un başına gelse şuan ortalık toz dumandı. Ama olayın öznesi bir Anadolu takımı olduğu için kimsenin sesi çıkmıyor. Gerçi bizim takımdan da Erdon dışında bir Allahın kulu itiraz bile etmedi ama neyse! Her şeyi geçtim hadi orta hakem görmedi, yahu siz ekrandan defalarca izleyerek nasıl hiçbir şey yok diyebiliyorsunuz. Buradan iki sonuç çıkarabilirim ancak. Birincisi Var hakemleri izleyerek olmadığını düşündüler. O zaman bu hakemlerim lisansını yırtacaksın. İkincisi ise daha vahim. Pozisyonu gördüler ama vermediler. Son zamanlarda aleyhimize yapılan hataları düşününce ben ne yazık ki ikinci tarafa daha yakınım.

AYKUT KOCAMAN SONRASI

Şu günlerde en trend konulardan birisine değinmek istiyorum: Aykut Kocaman sonrası… Kurumlar belli saikleri gerçekleştirmek için bazı güçleri bir araya getirirler. Bu saikler bazen kâr, bazen başarı bazen de toplumsal yarardır. Futbolda da bunun karşılığı başarıdır. Bunun için en önemli parçalardan birisi de teknik direktörlerdir. Bunlar başarılı olursa devam edilir, tersi bir durumda ise görevlerine devam etmezler. Aykut Kocaman ne yazık ki o tarihi başarılı olunan sezonların çok gerisinde kaldı. Bundan sonrası için ise her şey bulanık ne yazık ki. Devam edilmeli mi yoksa edilmemeli mi? Bence her ikisi de belirli riskleri barındırıyor. Ben devam edilmemeli diyenleri de, devam edilmeli diyenleri de anlayabiliyorum. Fakat buradaki en önemli unsur şu. Sizce bu yönetimin Aykut Kocaman sonrası için belirli bir planı var mı? Yani Hoca giderse şu tarz Hoca ile devam etmeliyiz diyen bir futbol aklı var mı kulüpte? Bu yönetimin takımı siyasi lobi yapanların veya menajer elindeki topçuların kucağına atmayacağını garanti edebiliyor musunuz? Yoksa Aykut Kocaman oldukça başarısızdır. Bence gitmeyi çoktan da hak etmiştir. Ama sonrasında kimin geleceğine karar verecek olan ki? Tüm takımı  Aykut Kocaman’a bırakarak ‘’biz futbolla ilgili tüm konuları Hocamıza bıraktık’’ diyen bir yönetimin hocayı gönderdikten sonra futbolla ilgili konularına bakacak olan kişi kim? Bence Aykut Kocaman’a sorsunlar! Hocam senden sonra kimi getirelim diye. İnanın mübalağa yapmıyorum. Yönetimde bu konu ile ilgilenecek bir yöneticinin/idarecinin olduğunu düşünmüyorum. Bence Hocaya sorsunlar eğer göndereceklerse!

TRANSFERDE NE LAZIM?

Rakip takımı öne itmek için ya alan katetmek ya da adam geçmek gerekiyor. Her ikisini de yapamıyorsan topu hızlı dolaştırmak lazım. Bunların üçü de bizde olmadığı için hücum konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Bence en yakın çözüm kadroya adam geçebilen oyuncu katmak olacaktır. Ayrıca 2 tane de net golcü şart. Ayrıca bir sağ bek,bir stoper ve mümkünse bir de 8 numara diye tabir edilen oyunun her iki yönünü de oynayabilen orta sahaya ihtiyaç var. Skubic’ten biraz umudum olsa veya Ömer Ali sağ bekte sırıtmadan oynar diyebilsem sağ bek istemezdim. Ama mevcut şartlarda sağ bek şart. Anicic-Selim ikilisi mevcut olarak en iyi ikili gibi duruyor ama defoları bir pozisyonda çıkabiliyor. İkinci devre Uğur gelirse belki düzelme olur. Ama ben ne Anicic’e ne de Uğur’a tam anlamıyla güvenemiyorum. Kanatta ise çalım atabilen,gol ve asisti olan oyuncuya ihtiyaç olduğu aşikar. Forvete değinmiyorum bile. 2 tane skorer(mümkünse biri sırtı dönük oynayabilen) oyuncuya ihtiyacımız var. Sonuç olarak transferde hata yapma lüksümüz yok. Piyasayı iyi tarayıp doğru karar vermek zorundayız. Selamlar, saygılar.