Bir idareciye, yöneticiye, kurum sahibine düşen ilk görev, gerek kurumun, gerekse hangi görevde olursa olsun çalışanların amaçlarının gerçekleştirilebilmesine yardımcı olabilecek ve çalışanların kendilerini gerçekleştirebilecek vizyonu sağlayabilmek ve kurumda bu anlamda bir hava yaratabilmektir. Bu elbette ki kolay bir iş değildir. Bunun yerine getirebilmesi için bir yöneticinin ne gibi özelliklere sahip olması ve nasıl bir insan olması gerektiği hususunda bir yargıya varabilmek konusunda farklı görüşler vardır. Lakin hangi görüş olursa olsun, bir yöneticinin başarı sağlayabilmesi için kendi alanında bir miktar teknik yeteneklere sahip olmasının zorunlu olduğunu da belirtmek gerekir.

Aşağıda bildirilen özellikler, bir yöneticinin sahip olması gereken temel özelliklerin en önemlilerinden bir kısmıdır:

1. Yönetici düşünebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Bir problem hakkında açık bir şekilde düşünebilmek ne kadar zor olsa da, yönetici düşünebilmelidir.

2. Bir yönetici fikirlerini açıklıkla ifade edebilme yeteneğine sahip olmalıdır.  Özellikle çalışanları hakkında bilgi edinebilmek için diğer çalışanlarla dedikodu yapmamalı ve kurumda dedikodu ateşini yakmamalıdır. 

3. Yöneticinin teknik yönden yeterli olması gerekir. Bu bir yöneticinin teknisyen olması anlamına gelmez. Elemanlarını gerektiği gibi yönetebilmesi için kendi alanında yeteri kadar bilgiye sahip olması gerektiği anlamını taşır. Yönetici için bu özellikle yeterli düzeyde insan ilişkileri hakkında bilgi ve en önemlisi çalışanların karakteristik özelliklerini iyi analiz edebilmeli ve her bir bireyi dünya üzerinde benzeri olmadığı düşüncesiyle değerli hissettirebilmesi gerekir. Bunun için psikoloji bilgisi en azından belirli bir düzeyde olmalı ve iletişim yetenekleri ise üst düzeyde olmalıdır.

4. Bir yönetici geniş açıdan düşünebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Önerilen her tutumun tüm olarak organizasyon üzerindeki etkisini görebilmek için geniş bir anlayışa sahip olmalıdır. Kendi egosu  ve isminin önemi için kurumun aleyhine olabilecek davranışlara ve yönetici profiline bürünmemelidir. Kurumun geleceği ve vizyonu burada önemli bir konudur ve yönetici kendi egosundan arınmış bir birey olduğu oranda kurum yükselecek ve büyüyecektir.

5. Yönetici iyi bir satıcı olmalıdır. Akla gelen ve karşı tarafa aktarılan bir fikrin de satılması, yani karardaki kişinin fikrin değerini kabullenebilmesi için ikna edilmesi işlemi de yöneticiye düşen belli başlı işlerdendir. Henüz iki kelimeyi bir araya getiremeyen ve sadece bir alanda bilgi sahibi olan bir bireyin çeşitli faktörlerle, parasıyla, liyakatine bakılmadan bizim adam anlayışıyla vs gibi etkenlerle yönetici yapılmışsa, bu yönetici çalışanlarıyla ilişkilerinde sıkıntılar yaşayacaktır.

Haberleşmeyi iş yerinde, haber bilgi ve talimatın yukarıdan aşağıya yukarı ve yatay olarak akımı şeklinde tanımlamaktayız. O halde, iletişimden beklenen olumlu sonucun alınabilmesi için yöneticinin bu konuda gerekli yeteneklere sahip bulunması gerekir.

6. Yönetici dürüst bir insan olmalıdır. Gerek üstlerinin gerekse kendisine bağlı elemanların onun tutum ve davranışlarına güvenmelerinin sağlanabilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Çalışanlarının arkasından konuşan ve sır saklayamayan, çalışanları ile bilgileri diğer çalışanlara aktaran bir yönetici güvenilmez olacaktır. Bu da öncelikle bu yöneticinin başarısız olmasına, KURUM GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMAZSA, KURUMUN BAŞARISIZLIĞINA giden yolun tohumlarının ekilmesine yol açacaktır. Özellikle insanlarla ilgili konularda karara varırken duygularımızdan kendimizi mümkün olduğu kadar koparabilmemiz, daha çok bilinçli ve mantığa dayanarak adaletli bir karar verebilmemiz kolay değildir. Yönetici her zaman objektif olabilmeyi de bu noktada başarabilmelidir.

7. Yönetici ruhsal yönden dengeye kavuşmuş bir insan olmalıdır. Kişisel duygularını işle ilgili sorunların dışında tutabilmelidir. Geçmiş yaşantısında diğer iş tecrübelerinde yaşamamış olduğu olumsuzluklar sonrasında, mesela; şimdiki işinde tedbirli olacağım bahanesiyle, kurumun misyon ve vizyonu dışında kendi egosantrik yapısının içinden çıkılmaz, ruhsal bunalım hallerini yansıtmamalıdır. Aksi halde kurum ve yönetici zarar görecektir.

Kişinin kendisine karşı duyguları ve tutumu, kritik olabilir ve genellikle de böyledir. Bu noktanın kısmen bilgi ve ilgili olduğu söylenebilir. Ancak "anlayış" biraz farklı bir durum arzeder. Kişide, kendisi ile ilgili, belirli tutum, davranış ve duygular gelişmedikçe anlayış dediğimiz bu tutum kazanılamaz. Kişide kendi kendisini anlayabilme yeteneği, doğru yolda atılmış bir adımdır. Kişinin kendi kendisini oldukça anlayabilmiş ve gerçek kişiliğini kabullenerek huzura kavuşmuş olması halidir bu.

O halde bir yöneticinin gerek kendisine gerekse başkalarına karşı tutum, davranış ve duyguları "anlayış" dediğimiz nitelikle birlikte gitmekte ve etkili önderliğin de önemli bir parçasını teşkil etmektedir.

8. Yönetici, beşeri ilişkiler konusunda yetenek sahibi; motivasyonu, insan tutum ve davranışlarını anlayabilecek bir kişi olmalıdır. Bu yetenek onu, çalışanlarını zorlamak yerine onlara yol gösterici bir kimse olmaya iter.

Bugün artık yönetim ve motivasyon aynı anlamda iki deyim olarak kabul edilmektedirler. Yöneticinin elemanların gerçek gereksinimlerini görebilen, isteklere cevap verebilecek bir kişi olması beklenmektedir. Bu ise ancak seziş ve anlayış ile mümkün olabilir.

Seziş kabiliyeti olarak nitelediğimiz özellik, en azından sadece işe yönelmiş olma durumunun dışında bulunan şeyleri de kapsamına alır. Bütün sınırlamalar ve potansiyeli ile beraber, bir önderin de aynı zamanda bir insan olduğunu farkedilmesi gerekliliğini de kapsar.

9. Yönetici, organizasyon konusunda yetenek sahibi bir insan olmalıdır. Bu bir yönetici için belki de listenin başında bulunması gereken bir özelliktir. Henüz kendini yönetebilmeyi beceremeyen, dışa bağımlı, fikir yapısı oturmamış, geçmiş yaşantılarında travmalar yaşamış bir bireyden iyi bir yönetici olması beklenemez.

10.Yönetici dinamik bir insan olmalıdır. Özellikle önderlerde aranan bir niteliktir bu. Biraz açıklamak gerekirse, bunu ilerleyebilmek, değişiklik ve yeniliklere uyabilmek; daha büyük ve daha önemli işler yapabilmek arzusu şeklinde ifade edebiliriz. Yönetici bu dinamizmini korumak zorudadır. Ne kadar çok çalıştığından hatta izin kullanmadan çalıştığı gibi sözlerle çalışanlarına daha fazla çalışmalısınız mesajı vermeye çalışmaktadır. Lakin bu durum çalışanlar tarafından yöneticinin durumundan şikayetçi olduğu ya da tabiri caizse çapsız olduğu şeklinde yorumlara neden olacaktır.

11. Yönetim, insan ile ilgili bir konu olduğuna göre, iyi bir yönetici olabilmek için insanlığa ve topluma karşı ilgi duymanın ve sevgi beslemenin bir zorunluk olduğu inkar edilemez. Bu nedenle, iyi bir yöneticinin insanlara karşı sevgi besleyen bir kimse olması aranan bir özelliktir.

12. Yönetici zeki olmalıdır. Yalnız yöneticilik değil, basit diyebileceğimiz türden işler için dahi gerekli bir yetenek olduğu herkes tarafından kabul edilmiştir.

13. Yönetici, sorunları yöntemli ve mantıklı yollarla ele alabilmelidir. Yönetici bir bakıma da sorun halleden bir kişidir. O halde yöneticinin çeşitli tipten problemlerle karşı karşıya bulunması onun işinin normal bir sonucudur. Ancak, problemi halledebilmek amacıyla ele alındığında yöntemli ve mantıklı yolları izlemesi gerektiği de kuşkusuz aranan esaslardan birisidir.
14. Yönetici kurumuna bağlı olmalıdır. Kurum bir bakıma bir aile çevresi gibi düşünülebilir. Eğer bu doğru ise, üyesi olduğumuz işyerini sadece gelir sağlayan bir kaynak olarak görmememiz, yürekten de bağlı olmamız gerekir. Daha açık bir ifadeyle, iyi bir yönetici, çoğu kez kurumun çıkarlarını kendi kişisel çıkarlarından, kendi egosundan daha önce düşünmelidir.

Son sözü Peygamber Efendimiz, Resulullah (s.a.v.)'in buyrukları ile bititrelim:

“Hakimler üç kısımdır: İkisi cehennemde, birisi cennettedir. Bu hakimlerin nitelikleri şöyle­dir:

a) Bir hakim ki, hissi tesirler ile hüküm verir, o cehennemdedir.

b) İlimsiz olarak, yanlış hüküm veren cahil hakim de cehennem dedir.

c) Hak ve adeletle hükmeden hakim ise cennetlik hakimdir.”

“Şüphesiz, Hz. Allah gönderdiği Nebi ve Halifeler ile iki sırdaş gönderir. Sırdaşlardan birisi onu doğru yola sevkeder, kötülük yapmaktan engeller, öteki ise ötekinin aksine her türlü kötü fikirleri, fitne ve fesade müncer olacak icraatı onun kalbine sokmaya çalışır.

Hangi, yönetici bu ikincisinin kötülüklerinden sakınmasını başarırsa kendisini korumuş olur.”

Adaletle ve sevgiyle kalın....