Konferansı
      Değerli dostlar, bir yazarın en önemli hazinesi veya değerlisi, elbette ki yüreğinde sadece kendisine ayân kıldığı ama, el-âleme mahrem kıldığı kıymetlerin sonrasında, zahiri de ayân olan ailesinden sonra gelen, kitaplarıdır.
      İnanın çocuklarından hallicedir kitapları !
      Hele bir de bu kitapların bir manevî değeri veya bu topluma bir hizmeti söz konusu ise, öyle ki acizane ama halisane hissiyatla sadece Yaradan'ın rızasına sunduğunuz bu eserinizle, bir kaç gayr-î müslimin müslüman olmasına veya hapishane de yatan bazı kader mahkumlarının tövbekâr olmasına ve son derece gafil ve avam bir hayat yaşayan bir çok gencimizin bu kutlu yola dahil olması ve İslamiyeti adeta kuyumcu terazisiyle tartar bir hale gelmesine vesile oldunuz ise ve yine ( okuyucuların, bilhassa gençlerimizin ) bu ulu kişilerin türbelerini ziyaretlerin makbuliyetini anlamalarına ve bu ziyaretlerin daimi olmasına vesile oldunuz ise ; elbet bu kitabınızın değeri daha ziyade önem arz etmekte, yüreciğinize daha bir maneviyat yüklemekte ve mükafatı ise maddi kıymetlerden çok öteye taşınmaktadır, bu fakirin gönlünde.
        Evet değerli kardeşlerim ilahi Âşk-ın rehberliğinde yazdığımız bu kitaplarımızı ( Yolu Konya'dan Geçen ULU HATUNLAR ve Âteşbâz-ı Velî ) böylesine nezih ve güzel hadiselerle taçlandırmak inanın bizleri hem yeni eserlere teşvik etmekte, hem de bu işin toplum üzerinde etkisini daha iyi kavramamıza vesile olmaktadır ki, buradan kitaplarımızı okuyan, tavsiye eden ve en önemlisi de kitaplarımız içerisinde hayatından bahsettiğimiz ulu kişileri dualarına dahil eden tüm okurlarımıza sonsuz teşekkür ediyor, dualarınıza nacizane dahil olmayı ve bakî olmayı cân-ı gönülden temenni ediyorum.
      Değerli cânlar, tabi ki bunlar çok güzel hadiseler ve çok güzel neticeler, ama bir hayırlı netice daha vardı ki bu beni hem mutlandırdı, hem de sayenizde gururlandırdı inanın.
      Konya'nın hatta Türkiye'nin sosyal ve kültürel alanda gelişmesinde büyük payı olan Türkiye Yazarlar Birliği Konya şubesinin periyodik olarak düzenlediği kültür etkinliklerinin bu ay ki ( 16 ağustos ) konuğu nacizane yazarınızdı efendim.
      Konusu ilk kitabımız olan Yolu Konya'dan Geçen ULU HATUNLAR muhtevasında yer alan ve Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devletinin başında bulunan sultan ve padişahların valideleri, eşleri, kızları ve gelinlerinin ve Hz. Mevlana'nın eşleri, efradı ve kadın müridlerinin, dünyadan ahirete uzanan güzergâhta Yolu Konya'dan geçen Ulu Hatunların hayatları, kerametleri ve Konya'ya bıraktıkları vakıf eserlerinin önemi ve kıymetinin anlatıldığı bir konferanstı bu.  
      Elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce kitabımızı ve kitabımızı şereflendiren abidevî şahsiyetleri anlatarak ve arasına bazı sosyal mesajlar sıkıştırarak ( ki böylesi mühim mevzuların dile getirildiği, toplum ve ilim insanları arasında adeta bir köprü oluşturan yazarlarımızın bir araya geldiği bu tür nezih etkinliklere, başta valimiz olmak üzere, il, ilçe belediye başkanlarımızın ve bilhassa kurum ve kuruluşların, hatta siyasi partilerin de etkinliklerimize katılmaları ; şehirleşme, kültürel bilgilerin tarihe aktarılmasında, türbe ve tarihi abidelerin muhafaza edilmesi konusunda fikir sahibi olmalarında ve icraatlarında bu bağlamda yol almalarında ; kimse inkar edemez ki bu tür etkinlik ve konferansların ehemniyeti, asla küçümsenemez ) diyerek sesli düşünüp !!! minicik bir sitemgâhla girizgâh yapıp ve derin mevzulara dalarak, konferansımızı gerçekleştirdik efendim.
      Ayrıca bu vesileyle de kitabımızın yazım aşamasında benden ilmini, bilgisini ve emeğini esirgemeyen ve bunu da Konya'mıza bir hizmet addedecek kadar, Konya'nın manevî bendeliğini yapan, ilimde âli-cenap değerli büyüklerim başta Mehmet Ali Uz hocam olmak üzere, Prof. Dr Zekeriya Kitapçı hocam ve ;
      Bir iş veya bir ziyaret için Konya'nın dışına çıktığında " Konya'yı alıp götürecekler diye korkarım..." diyecek kadar Konya aşığı olan ulu çınar Seyit Küçükbezirci hocam ve Prof.Dr Saim Sakaoğlu hocalarıma da yeniden teşekkür etme imkanı bulduğum için, çok mutlu oldum.
      Dolayısıyla ben buradan başta Konya Yazarlar Birliği başkanı sayın Mehmet Ali Köseoğlu olmak üzere, Melahat ürkmez ve diğer emeği geçen tüm kardeşlerime gönülden teşekkür ediyor, çalışmalarının devamını diliyorum kendilerine.
      Değerli okurlar, benim için diğer bir mutlulukta geçtiğimiz haftada, aynı yerde ve aynı muhtevada olan bir konferansa, bu kez ben bir katılımcı olarak dahil oldum ve aldığımız notlar, takdirler ve hayranlıkla, son derece istifade ettim diyebileceğim bir etkinliği de tarihe kaydettik efendim.
      Her iki kitabımda da defaetle kaynak gösterdiğim kıymetli büyüğüm araştırmacı - yazar Mehmet Önder hocamızı ;
      Dr. Aziz Ayva kardeşimizin düzenlediği ve Prof. Dr Saim Sakaoğlu, Av.Mehmet Ali Uz ve Dr. Erdoğan Erol'un konuşmacı olarak katıldığı ; Vefatından 10 yıl sonra Mehmet Önder panelinde, yeniden yâd etme fırsatı bulduk.
       Aynı zamanda akrabam olan sayın Önder'in, Konya kültürünü tarihe nakşetmede ki ustalığını, emeklerini ve sayısız kitaplarının nasıl bir hazinevî değer kazandığını ;
Sayın Önder'e olan yakınlıkları, kendisiyle olan anıları ve kendisi hakkında olan kanaatleriyle yine bir ulu çınarı kendi üsluplarıyla anlatan konuşmacılar, hakikaten oarada bulunan tüm dinleyenlerin Mehmet Önder hakkında fikir sahibi olmalarında son derece katkı sağladılar.
      Öyle ki, meslek hayatı boyunca daha ziyade biyografi yazarlığına ağırlık verdiğini ifade eden değerli hocam sayın Uz, Mehmet Önder gibi emekçi insanların böylesine önemli toplantılarda anılmasının ve tarihe kaydedilmesini üç maddede sıralayarak ;
       Böylesi güzide şahısların unutulmaması gerektiği, Rahmetle anılmasını ve onların toplumlarda örnek alınacak şekilde anlatılmasını sağlamak için, bu tür etkinliklerin gerekliliğine dikkat çekti.
       23 ağustos 2004 yılında vefat eden değerli Önder'in, en büyük özelliğinin de Konya'lı olmasına bağlayan eski Mevlana Müzesi müdürü sayın Dr.Erdoğan Erol beyde konuşmasının devamında, literatür bilgisene de son derece hakim olan sayın Önder'in ; müzecilik makamından, müsteşarlık makamına çıkabilen yegane kişi olma rekorunu da taşıyan bir niceliğe sahip olduğunu, bir Konya'lı olarak yeniden gururla dile getirdi.
       Keza bir kültür emekçisi olarak nacizane ben-denizde buradan ayrı ayrı tüm konuşmacılara ve katılımcılara çok teşekkür ediyor, böylesi etkinliklerin içerisinde Konya'lı hemşehrilerimizin de mutlaka bulunmasını gönülden temenni ediyorum efendim, dolayısıyla etkinlik duyurularının illaki ciddiye alınması ve hakettiği derece de okuyucuya ilan edilmesi gerektiğine inanıyor ve yetikilerimizin dikkatine havale ediyorum.  
       Ben de değerli büyüğüm Mehmet Önder'i hayırlarla yâd ediyor, ruhu şâd olsun diyorum.
                                                                            Allah'a emanet olunuz....