YOKSULLUK ve DIŞLANMIŞLIK VARSA BARIŞ YOKTUR

Frederico Mayor Zaragoza, İspanyol kökenli. On yılı geçkin bir süre UNESCO'nun genel direktörlüğünü yapmasına bakarak uzmanlık alanının sosyal bilimler ya da güzel sanatlar olduğunu sanmıştım.

Yanıldığımı anlayınca sevineyim mi üzüleyim mi karar veremedim. Meğer Zaragoza bizim sağlık alanından biriymiş. Eczacılıkta doktora derecesine sahip. Biyokimya profesörlüğü yapmış İspanya'daki üniversitelerde. Araştırmaları yeni doğanların beyin metabolizması ve patoloji üzerine.

UNESCO'daki görevine atanmadan önce siyasete atılmış, ülkesinde Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu'nda üyelik yapmış.

Çok sayıda bilimsel kitaba ek olarak denemelerini ve şiirlerini de kitaplaştırmış.

***

Şimdi yaşı seksenin üzerinde olan Zaragoza, hâlâ daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu kanıtlamak için çabalarını sürdürüyor. Aşağıda Aylak Kitaplar tarafından Türkçesi yayımlanan Bilgiler Kitabı'nda yer alan bir söyleşide söylediklerinden altını çizdiğim sözlerini paylaşacağım.

***

“Yetenek, yaratıcılık ve güç arasında ilişki yoktur. En iyi fikirler en küçük ülkelerden doğabilir. Dolayısıyla süper güçlere şunu tekrarlamak gerekir: Ders alamayacak kadar büyük ülke yoktur ve ders veremeyecek kadar küçük ülke yoktur.”

“Tarihi yapanlar düşünce insanlarıdır. Ve bugün muktedirlere şunu söylemek isterim¨Bu son on yıllarda yeterince kötülük yaptınız, yerinizi düşünebilenlere, insan varlığını ayırt eden bu değerler üzerinde temellenen önlemler alabilenlere bırakın.”

“Dilenci bilincinde olmadığı ve hiç yararlanmadığı sürüyle şeye sahip olandan daha çok haysiyetlidir.”

“Paylaşmak fazla olarak sahip olunan şeyi vermek değildir. Paylaşmak, bu insanlara özgür ve eşit insanlar oldukları için vermektir. Paylaşmak, hakikatin başka olduğunu fark etmektir.”

“Boyun eğmek, önemli bir şey gerçekleştirme yönündeki her olasılığı daha doğmadan boğar.”

“Araştırma başkalarının görmediğini görmektir, başka kimsenin düşünmediğini düşünmektir.”

“Önemli olmadan muhalifliğini ilan eden yok olur.”

“Komünist blok çöktü çünkü eşitlik inşa edilirken özgürlük unutuldu. Buna karşılık kapitalizm de çöküyor çünkü özgürlük inşa edilirken eşitlik unutuldu.”

“Togo'da bir yönetici bana şunu söyledi: 'Bizden hem kalıcı bir barış, hem de kalıcı bir sefalet isteyemezsiniz.' Elbette haklıydı.”

“Kültür tutumdur, dünyada olabilecek en önemli şeydir, derin etkileşim, cömertlik ve bağış duygusunun ifadesidir.”

“Bağış benim gözümde en temel edimdir, çünkü vermek almaktır. Ben dayanışma anlayışımı bunun üzerine temellendiriyorum.”

“UNESCO'da biz şunu söylüyoruz: Eğer barış istiyorsanız, çatışmanın köklerine saldıralım. Saldırganlığın şiddetin köklerini ele alalım. Bu kökler nelerdir? En başta geleni dışlamadır.”

“Bir başkasına dayatılmaya çalışılan her duygu bir köktencilik biçimi oluşturur.”

“Biz de şiddet kullanıyoruz, çünkü yoksulluğu kabul ediyoruz ve yoksulluk şiddetin bir biçimi.”

“Sevmek için hayal etmiş olmak gerekir. Önceden hayal etmediğiniz şeyi sevemezsiniz.”

“! küreselleşmeden konuşmaktan derhal kaçınılması gerektiği kanısındayım. Bu kavram bir tuzaktır. Dünya çapındaki kimi aktörler Pazar ekonomisi aygıtı aracılığıyla dünyaya el koymak istediler. Gerçekten de birçok ülke küreselleşti, yani hiçbir ufukları yok!”

“Üçüncü bin yılın eşiğinde, yalnızca yoksulluk küreselleşti.”

“Ve bütün bu kötülüklerin bedelini ödeyeceğimizi sanıyorum. Kendimizi Kuzey'deki fildişi kulemize istediğimiz kadar kapatalım, bunun bedeli yüksek olacak.”

***

Son günlerden Avrupa'da yaşananlar dikkate alındığında Zaragoza'nın ne kadar haklı olduğu anlaşılmıyor mu?

***

Bu dünya yapıp ettiklerimizin yankılanıp bize döneceği bir dağdır. (Mevlana)