Çocuktuk, küçücük ellerimizle, çamurdan, kocaman kamyonlar, atlar yapardık. Sonra bindirirdik düşlerimizi. Alabildiğince sınırsız. Olabildiğince uzak, Belki daha önce keşfedilmemiş belki, keşfetmeye geç kaldığımız. Uzak diyarlara gider, gelirdik. Gittiğimiz her yer bizim bilirdik. 

Denize girerdik. Kıyısı olmayan uçsuz, bucaksız! Gökkuşağının peşinden koşardık, yıldızları sayardık geceleyin, Güneşin doğuşunu izlerdik bir kayadan Ve batışını. Çiçekli bir bahçede sere serpe yatardık. Biz bu güzel şeyleri, hep düşlerde yaşardık. Düşlerimizden, soyunduğumuz zamanlarda, 

Yine, o tozlu köyü sevmekti tek gerçeğimiz, Mecburi. 

Çocuktuk, Yırtık çoraplar içinde, üşürdü ayaklarımız. Sırtımız parkasız, kar-beyaz oluyordu saçlarımız. Avuçlarımızı ovar, Donmamak için türküler söylerdik. Bağıra, bağıra, Acı dan ve sancı dan. Sonra, bir bölük asker misali koşardık, Koro halinde tekrar, ''Ay akşamdan ışıktır, yaylalar, yaylalar.'' Her sabah aynı iştahla yürürdük. Yol biter sabrımız hiç bitmezdi. Beslenme çantamız yoktu. Naylon poşet içinde, iki dilim katıksız ekmeği, Kimse görmesin diye kitaplarımızın içine saklardık. Zira, arkadaşlarımız görürlerse, Ayıplarlar endişesi hâkimdi. 

Çocuktuk, Yoksul ailelerin çocukları. Titrek alevli gaz lambaları, Yarınlarımıza ışık tutardı.  Yanabildikleri, dayanabildikleri kadar! Çoğu zaman, tasarruf olsun diye sobayı yakmazdık. Yine de başımız dik ti, boynumuzu bükmezdik. Ayakkabılar bir numara büyük, 

elbiselerse birkaç beden geniş, bir sonraki sene giyilsin diye. Bir önlüğü, en az üç kardeş giyerdi sırayla. Yoksulluk, Kurşun gibi içimize işlenmiş Ve biz o kurşunla yaşamayı çoktan öğrenmiştik. 

Ve yine, her şeye rağmen, Düş kurmaya devam ediyorduk, boyumuzdan büyük. Umudun yakasını hiç bırakmıyorduk. Mısra mısra büyüyor, kocaman birer cümle oluyorduk. Siyah beyaz bir dünyada, 

Rengârenk çiçekleri, pembe, pembe yanaklarda gülüşleri, tarlalarda başakları, gökyüzünde, güvercin sürülerini düşlemek. Gerçek olmayacak düşler değildi. Çocuktuk, Düşlerimiz çoğaldıkça, 

Biz büyüyorduk!

Bazen yaralı bir kuş olursunuz ummadığınız bir kapıda. Gündüz kaçtığınız, gece sığındığınız dağınık bir yuvaya benzer. Bazen hayat tüm çelişkisiyle vururu yumruğunu göğsünüze. Hayat en çok yalnızken yakalar kendi içinize olan o munis yolculuğunuzu. Kızdığınız şeye sevda duyarsınız bazen, Gözlerinizde durur sevdanızın çelişkili korkusu. Bazen baba olmak geçer aklınızdan babanıza, Nede olsa bütün babalar önce çocuktu.

Yeni nesil çocuklar sürekli yeni oyunlara, yeni telefonlara, bilgisayarlara ayak uyduruyorlar. Televizyon seyrederken sürekli kanal değiştiriyorlar çünkü çabuk sıkılıp çabuk tüketiyorlar. Sanal yaşam çocukları oldukça olumsuz etkiliyor. Bilgisayar başında oyun oynamak yerine çocuğunuzla sadece top oynamanız bile oldukça etkiliyor. Araştırmalar artık hesap yapamayan ve okuduğunu anlamayan bir neslin doğmaya başladığını gösteriyor. Bu konuyla ilgili araştırma yapanlar bir grup bilişsel testlere göre 11 yaş çocukların 15 yıl önceki yaşıtlarına göre 2 yıl geride olduğunu gösteriyor.

Eskiden aileler bebeklerinin el çırpmasına, değişik sözcükler çıkarmasına, oyunlar oynamasına sevinir ve bununla övünürdü. Ancak artık aileler tablet kullanabilen çocuklarıyla övünmekte, birbirlerine çocuklarının telefonlarla tabletlerle yaptığı işleri anlatmaktalar. Çocuklar, doğar doğmaz televizyon izlemeye başladıkları için teknolojinin çoğu zaman yaydığı sevimsiz enerji ile neşesiz ve donuk hale gelmekte. 

Git gide uzaklaşan ve hafızalardan tabiri caizse milim milim silinen yıllardır çocukluk yılları. Genel olarak baktığımızda insana çocukluk yıllarını hatırlatan şeyler kişiler, olaylar, diziler, şarkılar oluyor. Televizyon programları ve şarkılar üzerinden geçmişe özlem duymak özellikle sosyal medyanın önemli malzemelerinden. Tabi şöyle düşününce insan kendini şanslı hissetmiyor değil. Ben Kemal Sunal, Barış Manço ve Bizimkiler'li bir çocukluğa özlem duyarken şimdiki nesil ilerde Demet Akalın, Beren Saat, Polat Alemdar, Survivor'lu bir çocukluğa özlem duyacak. Evet bizler şanslıyız aslında böyle büyüdüğümüz için. Huzur ve mutluluk daima yanınızda olsun. Sağlıcakla Kalın!