Kasım seçimlerinden bu yana terör, ülkemde her gün can almaya devam ediyor. Yetkililer her şehit haberinden sonra kınama bildirileri yayınlayıp Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırıyor. Ülkemin Güneydoğusundan gelen şehit haberleri toplum tarafından kanıksandı. Gazetelerde ilk sayfalarda yer bulabilmesi için şehidimizin rütbeli olması gerekiyor. Rütbeli şehitlerimiz de birinci sayfadan ancak tek sütunluk bir yer bulabiliyor.

Güneydoğuda meydana gelen çatışmalar sonrasında verdiğimiz şehitler yetmiyormuşçasına terör örgütü büyük şehirlerde canlı bombalar kullanarak eylem yapıyor. Canlı bombaların eylemi sırasında çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybediyor. Ancak bu sayı getirilen yayın yasağı sebebiyle tam olarak vatandaşa yansıtılmıyor. Aslında yayın yasağı getirmek yerine sayı abartılarak verilse bir süre sonra bunu da kanıksar ve 10, 20, 50 şehit verdik haberlerini gülerek karşılamaya başlarız.

Çünkü bu millet tepki gösterdiği her şeye ilerleyen zaman içerisinde FITRATININ GEREĞİ HAZMEDE HAZMEDE alışıyor. Bir kere alıştıktan sonra da bu tür haberler duymasa rahatsız olur her halde fıtratının gereği!

Ankara'da meydana gelen patlama sonucunda da birçok vatandaşımız hayatını kaybetti, birçoğu da yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

Bana kaç kişi diye sormayın!..

Birçok denildiğine göre birden çok olduğu kesin ama bu çok kelimesi kaç sayısını ifade ediyor bunu olayı KINAYAN yetkililerden başkası bilemez. Bu rakam 50'de olabilir 100'de! Hatta daha fazla olma ihtimali dahi var! Ancak kesin rakam belki onlarca yıl sonra arşivler açıldığı zaman öğrenilecek.

Ben kaç kişinin hayatını kaybettiğinden çok açılım sürecinde şehir şehir gezip ANALAR AĞLAMASIN diyen AKİLleri merak ediyorum. Analar ağlamasın derken, hangi anaları kast ediyorlardı. Kast ettikleri teröristlerin anaları mı idi? Askerin ve sivil vatandaşın anası hiç olmadığı kadar ağlıyorken bu AKİLLER neredeler?

Sözüm bu dünyayı terk edenlere değil elbette. Onlar yaptıklarının ecrini ahirette şaşmaz mizanda verecekler. Ancak bu dünyada halen yaşamaya devam eden AKİLLER ekranlara çıkıp bu milletten “Ey halkım, kandırıldık ve kullanıldık. Bize verilen paraya tamah ettik! Sizlerden özür diliyoruz. Bu iş için aldığımız paraları son kuruşuna kadar şehitlerimizin ailelerine bağışlıyoruz.” deme yürekliliğini gösterebilecekler mi?

Patlamadan sonra bazı sitelerde ve hesaplarda müthiş iddialar kol gezmeye başladı. Ne imiş efendim terör dış destekli imiş. Türkiye'nin gelişmesini istemeyen dış güçler yaptırıyormuş bu olayları. Ne müthiş bir tespit! Geçekten insanın güleceği geliyor bu yorumları görünce. Günaydın efendim, demek geliyor içimizden ama FITRAT MESELESİ! diyemiyoruz.

12 Eylül 1980 öncesi terör olaylarını nereye koyalım diye bir soru gelirse aklınıza! O zaman Türkiye gelişmiyordu! Avrupa için bir korku oluşturmuyor muyduk, diye bir düşünce gelirse aklınıza (90 yıllık bir enkaz devralındığına göre!) hainlik etmiş olursunuz. 

Şu anda her şeyin en iyisini yapan, ancak dış düşmanlar ve içteki paraleller tarafından sürekli engellenmeye çalışan bir hükümetimiz var. Ama halkının demokratik haklarına saygıdan dolayı canlı bombaları, bombayı patlatmadan yakalamıyor. Patlamadan sonra da olayı bütün şiddetleri ile kınıyorlar. Bize de bu kınama sonrası şehitlerimizin ardından kına yakmak kalıyor.

Bazı site ve hesaplarda da yetkililerin istifa etmesi isteniyor. Ne kadar saçma bir istek! Sanki bombayı yetkililer patlatıyor da istifa edecekler. Bu iş o kadar kolaysa siz önce vatandaşlıktan bir istifa edin!

Bu işin sonu nereye varır, diyen vatandaşlarımıza bir gazetemiz çok önceden cevap vermişti: “Ya başkanlık ya kaos.” diye. Tabi onlar şaka yapmışlardı; ancak terör örgütü ve dış güçler konuyu yanlış anladılar. Kaosu sonuna kadar sürdürmeye niyetliler.

Düşünün bir kere 90 yıllık enkaz döneminde iki boğaz köprüsü, 3 bin kilometreden fazla demiryolu, 13 yıldır sata sata bitirilemeyen KİT kuruluşları yapan bir ülke, uçuşa geçtikten sonra neler yapmaz?

***

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi 2016 faaliyet programını açıkladı. Geçtiğimiz yıllarda Konya'nın kültür hayatına büyük katkılar yapan ve canlılık kazandıran TYB Konya Şubesi bu yıl için de iddialı bir program hazırlamış. Her Cumartesi saat 13 veya 14 te başlayacak olan programlar Konya İl Halk Kütüphanesinde düzenlenecek. İlgilenenler program tarihlerini içeren bülteni TYB Konya Şubesinden tedarik edebilirler.