2019 Mart’da yerel seçimlere bütün bir millet hazırlanıyoruz.
Aday adayları yavaş yavaş adaylıklarını açıklıyor. Bazı partilerin adayları daha şimdiden belli. Süprizlerle. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığına MHP Burhanettin Kocamaz’ın yerine ,Toroslar İlçesi Belediye başkanı Hamit Tuna’yı aday olarak açıkladı, bile.
Bütün partilerde hummalı bir çalışma ve heyecan var.
Seçimler, özellikle yerel seçimler, sadece yerel yöneticileri seçmek değil. Toplumun kendisini, beklentilerini, değişimi, yapılanları, yapılabilecekleri ülkede ve dünyadaki değişimlerin de etkisi ile güncellemesi demek.
Kısa, orta ve uzun vadeli amaçlarımızı gözden geçirmek,yeniden tanımlama zamanı geliyor. Olmayacak beklentilerin yerine yenilerini koymak, hedefine uymayan yöneticileri ve ekibini değiştirerek geleceğe etkili bir şekilde yürümek için tercih ortaya koyacağız.
Adaylar ben de varım, mahallemi, ilçemi, ilimi ben daha iyi yönetirim demek için kolları sıvadı.
Siyasi partiler de aday adaylarından hangisi ile seçimi kazanabilir, kazanırsa sorumluluğu üstlenebilir onun kararını verecekler.
Bizler de köşemizden, gazetelerimiz sayfalarında, televizyonlarımızda ekranlarında toplumun beklentilerini analiz ederek, toplumun kendisini güncellemesine katkı sağlayacağız.
Hep beraber toplum olarak bizim hayatımızı direkt etkileyen mahalle, köy, belde, ilçe,il, büyükşehir yöneticilerini ince eleyip sık dokuyarak seçeceğiz, seçmeliyiz.
Bunun için önce bulunduğumuz mahalle ve köyden başlamak üzere yaşam alanlarımızın, meskenlerimizin ihtiyaçlarını, sorunlarını tespit edeceğiz, etmeliyiz. Sonra onun nasıl çözüleceğini adaylara sormalı çözebilecekleri iş başına getirmeliyiz.
Elbette bu bu kadar basit değil. Bu bir süreç.
İki kişi konuşrken, bir yerde çay içerken gezmelerde, otobüste sivil toplum örgütlerinde, meslek odalarında her yerde en doğru sevk ve idare edecek ekibi ortaya çıkarmak için çabalayacağız.
Bu süreci bu kadar gerçekçi mi geçireceğiz?
Belki olması gerekeni yakalayamayacağız ama toplum olarak potansiyelimizin en iyisini yapacağız ortaya koyacağız.
Ve sonraki seçimde yaptığımız tercih hataları ortaya çıkacak, bu sefer de onları düzelteceğiz.
Bu seçim süreçleri aynı zamanda toplum olarak bizlerin de doğru yolu bulmak için kendimizi güncelleyeceğimiz süreçlerdir.
İnsan tercihleri ile yaşar ve layık olduğu ile yönetilir. Bu bizim seçme ve tercih sorumululuğumuzun ne kadar bilinçle kullanıldığını gösterir.
Hiç kimse toplumu olması gerekeni ortaya koyup gericilikle cahilikle suçlamasın.
Yapacak bir şey varsa en küçüğünden en büyüğüne projelendirelim, tatışalım, sonra toplumun ortak paydası haline getirelim ve ona uygun adayı seçelim.
Seçim sürecinde yaşadığımız en büyük hayal kırıklıklarından birisi beklentilerimizi, amaçlarımızı belirleyip ortak payda haline getirmeden seçimi sadece adaylar üzerinden düşünüp karar vermemiz.
Çoğu zaman, çok iyi, kendi mesleğinde çok başarılı bir insanı başkan yapıyoruz sonra kısa zamanda hayal kırıklığı yaşayıp memlekete dair yapılamayanları seyrederek gelecek seçimi bekliyoruz.
O insanın yaşadıklarına ve topluma faydasına karşılık olarak başkan seçip onu mükafatlandırıyoruz, oysa seçim bir memleketin gelecekte daha iyi var olabilmesi için seçilen insana sorumluluk yükleme zamanı. O zaman sorumluluğu taşıyabilecek insanları seçmeliyiz. Elbette doğru ve iyi insanlar arasından.
Özellikle ülkemizde öyle şehirler beldeler var ki; doğru seçim yaptığımızda sadece kendi beldesini değil ülkeyi hatta bulunduğu bölgeyi yönetecek insana ihtiyaç var.
Bunlardan birisi Mersin. Mersin Akdeniz’de 23 ülkenin çekim alanı olabilecek bir şehir, buranın başkanının bakış açısı Akdeniz ve çevresini algılayabilecek şekilde geniş olmalı. Gelişmiş olmalı.
Konya orta ölçekli işletmeleri ile belirli bir yere gelmiş; artık ulaşım, alt yapı, fuar beşinci ve altıncı sanayi bölgeleri ile Asya, Avrupa, Afrika olmak üzere dünyanın önemli bir nüfusunun çekim alanı olabilecek bir şehir. Tıpkı istanbul gibi Konya’nın da belediye başkanı sadece şehir içinde değil kıtalar arası ekonomi , turizm, sanayi, ticaret gibi alanlarda etkili bir bakış açısına sahip başkan olmalı.
Bir Van, Gaziantep, Antalya gibi bir çok şehrimiz adaylarını mümkün olduğunca küresel gelişmeleri dikkate alarak belirlemeli.
Ülke olarak insanlığın ve uygarlıkların merkezinde stratejik bir bölge olmamız dolayısıyla her şehrimiz, hatta mahalle ve köyümüz adaylarını mümkün olduğunca küresel çapta gelişmeleri dikktate alarak belirlemeli.
Önemli bir sorumlukluk dönemindeyiz.
Yerel yönetimde ne kadar kaliteli ekip kurabilirsek devlet yönetimimiz de o kadar etkili olur.
Hükümetin etkili bir şekilde yönetim yapmasını sağlarız.
Zira taleplerimizi ne kadar kaliteli hükümete iletebilirsek, bütçede o kadar ağırlıkta yer alır.
Ve ne kadar işimizi kaliteli takip edecek ekip kurarsak, hükümet, basın ve komuoyu o kadar duyarlı bir şekilde gelişmeleri dakip eder.
Takip edilen her iş gerçeğe daha yakın olur.
Haydi hep beraber bireyden, devlete kadar , sivil toplum örgütü, meslek kuruluşları hepimiz kendimizi güncelleyeceğimiz, gelişmemizi güncelleyeceğimiz tercih zamanına hazırlanalım.
Seçimi fırsata çevirelim.
Geleceğimize doğru mesajlar oluşturalım.
Bu bizim sorumluluğumuz.