28-30 Temmuz 2017 tarihleri arasında Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen “Yazılacak Çok Şeyimiz Var” etkinlikleri kapsamında bir grup üye arkadaşımızla birlikte Bolu Belediyesi’nin misafiriydik. Bolu’da bulunduğumuz süre içerisinde çok farklı yerleri görme ve tanıma imkânımız oldu. Bolu’nun sahip olduğu güzelliklerden sizlere de bahsetmek istiyoruz. Özellikle tabiata merakı olanların mutlaka görmesi gereken bir yer Bolu. Bolu, yemyeşil tabiatının yanı sıra tarihî eserleriyle de dikkat çeken bir şehir. Batı Karadeniz bölgesinde yer alan Bolu’nun batısında Düzce ve Sakarya, güneybatısında Bilecik ve Eskişehir, güneyinde Ankara, doğusunda Çankırı, kuzeyinde Zonguldak ve kuzeydoğusunda Karabük illeri yer alıyor.Özellikle Bolu ormanları içerisinde oluşan irili ufaklı göller, ülke çapında üne sahiptir. Abant, Yeniçağa, Çubuk, Sünnet, Karagöl, Karamurat ve Yedigöller adıyla bilinen Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl bu göllerin en bilinenleridir. 

Mudurnu çayları üzerinde yapılmıştır. Çevresi ormanlarla kaplı olan göl, şehir merkezine yakınlığı ve ulaşım kolaylığı nedeniyle piknik yapmak ve olta ile balık avlamak isteyenler tarafından yaz aylarında çok rağbet görmektedir.

Aladağ Yaylası: Bolu’nun 25 km güneyindeki dağ yamaçları üzerinde, ormanlar arasında bulunan yayla, yemyeşil düzlükleri ile piknik ve kamp için çok ideal bir alandır. Aladağ Yaylasının yakınında Orman İşletme Tesisleri, Aladağ İzcilik Kampı ve bir de gölet bulunmaktadır.  

Sarıalan Yaylaları:Bolu’nun 20 km güneydoğusunda Kartalkaya yolu üzerinde, çevresinde 14 yaylanın bulunduğu bir yayla grubudur. Kamp, piknik ve doğa yürüyüşü için çok uygun bir alan olan yaylada bir de gölet bulunmaktadır.

Abant Gölü: Bolu'nun 34 km güneybatısında Abant Dağları üzerinde bulunan tabii bir göldür. Yılın her ayında büyüleyici bir güzelliğe sahip olan göl, Bolu’nun en gözde tatil merkezlerinden birisidir. Abant’a hem günübirlik gezip görmek hem de konaklamak amacıyla gidebilirsiniz.Abant Gölü ve çevresi bitki zenginliğine ve büyük bir açık hava rekreasyon potansiyeline sahip bulunduğu için 1988 yılında “Tabiat Parkı” olarak koruma altına alınmıştır.Sarıçam, karaçam, kayın, meşe, kavak, dişbudak, gürgen, söğüt, ardıç ağaçları ve ormangülü, ılgın, fındık, muşmula, papazkülahı, alıç, çobanpüskülü, kuşburnu, eğrelti, böğürtlen, çilek, nane, ahududu, sarmaşık, ısırgan, atkuyruğu ve çayır otları göl çevresindeki başlıca ağaç ve çalı çeşitleridir.Gölün kenarları çeşitli su bitkileriyle ve nilüferlerle doludur. Gölün etrafında yükselen yamaçlarda yetişen“Abant Çiğdemi”ise yöreye has endemik bir türdür. Göl çevresinde yer alan ormanlar yaban hayatı açısından da bir hayli zengindir. Ayrıca gölde yetişen “Abant Alabalığı” da göle özgü bir balık türüdür. Göl çevresinde konaklamak için tesisler bulunmaktadır.  

Çubuk Gölü: Göynük’ün 11 km kuzeyinde 15 hektarlık bir alanı kaplayan göl, kayabaşı tepesinden inen heyelanın vadiyi tıkaması sonucunda oluşmuştur. Tamamen doğal bir göl olan Çubuk gölünde bir dizi film çekimi için yapılan rüzgâr değirmenleri bulunmaktadır. Değirmenler göle ayrı bir görünüm kazandırmıştır. Göl çevresi özellikle fotoğrafçılık ve doğa yürüyüşü için ideal bir alandır.

Yedigöller:Bolu’nun 42 km kuzeyinde Zonguldak’ın güneyinde yer alan Yedigöller Millî Parkı’na, Ankara–İstanbul yolunun 152. km’sindeki Yeniçağa ve 190. km’sindeki Bolu’dan kuzeye ayrılan yollarla ulaşılır. Yedigöller Havzası, 1965 yılında millî park olarak korumaya alınmıştır. Havza, kayan kütlelerin vadilerin önlerini kapatması sonucu oluşan, yüzeysel ve yeraltı akışlarıyla birbirine bağlı, kuzeyden güneye 1500 m mesafede sıralanmış 7 gölden oluşmuştur. Millî park bünyesinde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak 7 göl vardır. Bu göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür.Büyükgöl’ün güneydoğusundaki Deringöl, 20 m uzunluğundaki akan bölümü ile Büyükgöl’e bağlıdır.Büyükgöl, canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılmaktadır. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur. Büyükgöl’ün kuzeyinde ise Seringöl bulunmaktadır. Diğer platodan 100 m yükseklikteki platonun en geniş gölü Nazlıgöl’dür. Dibinden sızdırdığı bol miktardaki su, gölün kuzeydoğusunda yüzeye çıkarak bir şelalenin oluşmasına sebep olduğundan “Şelale Gölü” adı da verilir. Aynı platoda Sazlıgöl, İncegöl ve Küçükgöl bulunur. Sessiz ve sakin bünyesi, güzel manzaraları, değişik arazi şekilleri, yürüyüş yolları, şelaleleri, çeşitli cinste bitki ve ağaçlarla süslü yamaçlarıyla Yedigöller; piknik, dinlenme, fotoğraf çekme, spor yapma ve kamp kurma gibi faaliyetler için uygun bir yerdir. Ayrıca çadırla veya karavanla konaklama alanları da vardır. Ziyaret için en uygun zaman nisan-kasım ayları arasıdır.

Gölcük: Bolu'nun 13 km güneyinde bulunan Gölcük, suni olarak yapılmış bir set gölüdür.Etrafı çam ve köknar ağaçları ile kaplı olan gölün görüntüsü her mevsim muhteşemdir. Gölün hemen kenarında Orman Bakanlığı'nın misafirhanesi olan şirin bir ev, kır gazinosu adıyla bir restoran, kafeterya ve bungalov evler bulunmaktadır. Göl ve çevresi “Orman İçi Dinlenme Yeri” olarak Millî Parklar Müdürlüğü tarafından koruma altına alınmıştır. 

Kartalkaya:Kartalkaya kayak merkezi, Bolu il merkezinin 38 km güneydoğusunda Köroğlu Dağı turizm alanı içerisinde yer almaktadır.Kayak alanı 1850–2200 m yükseklik kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Yöre, yarı ılıman bir iklime sahiptir. Kartalkaya kayak merkezi ve çevresi ormanlarla kaplıdır. Alp kayağı, kayaklı koşu ve tur kayağı için uygun koşullara sahip olan Kartalkaya’da yılın 4 ayı (15 Aralık-15 Nisan) kayak yapmak mümkündür. 

Göynük: Bolu’nun Göynük ilçesi, tarihî İpek Yolu koridoru olarak bilinen Geyve, Taraklı, Nallıhan, Beypazarı, Ayaş, Ankara güzergâhında yer alıyor. Türkiye’nin “sakin şehir” unvanı taşıyan ilçelerinden biri olan Göynük’ün sokaklarında çok sayıda tarihî ev ve konak bulunuyor. “Kentsel Sit Alanı” olan ilçede ziyaret edilecek en önemli mekân Fatih Sultan Mehmet’in hocası olan Akşemseddin Hazretlerinin türbesidir. Türbe 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Türbenin yan tarafında ise Gazi Süleyman Paşa Camii ve Hamamı bulunuyor. Akşemseddinoğlu Konağı, Gürcüler Konağı Müzesi, Postacılar Konağı, Müderrisler Konağı, Göynük Açık Hava Müzesi ve Arasta Göynük’te gezilmesi gereken diğer yerlerdir. Dilerseniz ara sokaklardan Zafer Kulesi’nin bulunduğu tepeye de çıkabilirsiniz. Göynük’ün simgesi olan Zafer Kulesi, Cumhuriyet döneminin ilk Göynük Kaymakamı olan Hurşit Bey tarafından yaptırılmıştır. Kulenin bulunduğu tepeden Göynük’ü kuşbakışı seyretmek mümkün. Göynük’te yer alan diğer bir ziyaret yeri deHacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin müritlerinden olan Ömer Sıkkın Hazretlerinin türbesidir.

Mudurnu: Bolu’nun tarihî ilçelerinden birisi olan Mudurnu’nun kuzeyinde Düzce,kuzeybatısında Sakarya’nın Hendek ilçesi, kuzeydoğusunda Bolu, doğusunda Seben, güneyinde Ankara’nın Nallıhan ilçesi, batısında Göynük ve Akyazı ilçeleri bulunur. İlk Türk yerleşiminin Selçuklu döneminde başlandığını bildiğimiz Mudurnu, daha sonra Osmanlı devletinin nüvesini oluşturan ana bölge içinde yer alır. Osman Bey döneminde yoğun Türk akınlarına uğrayan Mudurnu, Samsa Çavuş ve Köse Mihal'in rehberliğinde Osmanlı Beyliği'nin ilk topraklarına katılır.Yıldırım Beyazıt döneminde yapılan Yıldırım Beyazıt Camii ve Yıldırım Beyazıt Hamamı ilçedeki en önemli tarihî yapılardır. Fetret Devrinde güvenli bir Osmanlı beldesi olarak bilinen Mudurnu, Şehzade Mehmet Çelebi ve Emir Süleyman'a bir dönem sığınak olmuştur. 1546 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Kanuni Sultan Süleyman Camii de ilçede görülmesi gereken tarihî eserlerden birisidir. Göynük gibi tarihî ev ve konaklarıyla ünlü olan Mudurnu’da bir de saat kulesi bulunmaktadır. Mudurnu’nun doğusundaki yamaç üzerinde yer alan saat kulesi,1890-91 yılında ahşaptan yapılmış fakat 1900 yılında yandığı için 1905 yılında taş malzeme ile yeniden inşa edilmiştir. Kulenin yüzeyleri 1990’lı yıllarda ahşapla kaplanmıştır.    

Editör: TE Bilişim