Coronavirüsün psikoloji üzerindeki etkisine dikkat çeken uzmanlar, insan hayatını tehdit eden durumların herkeste kaygı ve endişe yaratmasının son derece normal olduğunu belirtiyor. Özellikle panik atak ve takıntı tanılı kişilerin bu durumdan daha fazla etkilenebileceğini söyleyen uzmanlar, asılsız haberlerden uzak durulması, resmi kaynaklara ve bilim insanlarına itibar edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Selvi, yanlış bilgilerden uzak durulmasını, doğru bilgiler ile tedbirler alınarak, korkmadan evde kalın

Coronavirüsün psikoloji üzerindeki etkisine dikkat çeken uzmanlar, insan hayatını tehdit eden durumların herkeste kaygı ve endişe yaratmasının son derece normal olduğunu belirtiyor. Özellikle panik atak ve takıntı tanılı kişilerin bu durumdan daha fazla etkilenebileceğini söyleyen uzmanlar, asılsız haberlerden uzak durulması, resmi kaynaklara ve bilim insanlarına itibar edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Selvi, yanlış bilgilerden uzak durulmasını, doğru bilgiler ile tedbirler alınarak, korkmadan evde kalınmasını istedi.

‘KORKU PANİĞE NEDEN OLUR’

Düşünmeden ve hızlıca hareket edildiğine dikkat çeken Selvi, korku ile düşünmeden ve hızlıca hareket edildiğini söyledi. Gelen her türlü habere inanmanın doğru olmayacağının altını çizen Selvi, şunları söyledi, “Gelen her habere inanıyoruz. Ürkütücü olanlar daha çok dikkatimizi çekiyor. Vaktimizin çoğunu bu haberleri almak için harcıyoruz. Bir haberle aşırı rahatlıyoruz, bir diğeri ile aşırı korkuyoruz. Neden? Ne bekliyoruz? Çünkü davranışlarımızı en çok etkileyen şey duygularımızdır. Bu duygulardan da en kuvvetlisi korku duygusudur. Korku duygusu beyni hakimiyeti altına aldığında, doğruyu yanlıştan ayırt eden düşünen beyin kısmı devre dışı kalır. Düşünmeden hareket ederiz. Beynimiz bir tehlike algıladığında hızlı hareket etmemizi ister. Reflekslerimizle ve çabucak. Düşünmeye ve değerlendirmeye vakit yoktur. Bu yüzden önce korku ile ilgili beyin bölgeleri çalışır. Düşünmemizi, değerlendirmemizi, muhakeme etmemizi sağlayan beyin bölgesi bir süre devre dışı kalır. Tehlike ya da korkuya dair doğru bilgiler aldıkça düşünmeye başlarız. Yanlış ya da korku içeren bilgiler geldikçe düşünmeyi yine geri plana bırakır, korku ile hareket ederiz. Ürkütücü, dehşete düşüren haber ve görüntüler korkuyu artırır. Korku insanın düşünmeden ve panikle hareket etmesine neden olur. Bu tehlike karşısında ne yapmalıyım? Kalbiniz daha hızlı çarpar, daha sık nefes alıp verirsiniz ve her an kötü bir şey olacakmış gibi bir beklenti içerisine girersiniz. Beyniniz adeta hacklenmiştir. Tehlikeyi ve korkuyu algılayan beyin bölgeniz harıl harıl çalışır ve sizi tetikte tutarken, sakin kalmanızı ve düşünmenizi sağlayan beyin bölgeniz devre dışı kalmıştır. Sürekli haber takip etmeniz ve sosyal medyadan yayılan kuşku ve korku uyandırıcı gönderilere maruz kalmanız sizin düşünen insan olmanızı engellemiş panikle ne yapacağını bilmeyen bir canlı haline getirmiştir. Corona bir virüs, solunum yollarını etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için fiziksel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor. Eksik, yanlış, yalan ve korku içerikli haberlerle virüs, beynimizi etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için zihinsel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor.”

‘TEHLİKELER KARŞISINDA YAPILACAK ŞEY TEDBİR ALMAKTIR’

Tehlikeler karşısında yapılacak tek şeyin tedbir almak olduğuna dikkat çeken Selvi, “Bu kadar büyük bir korku bombardımanı karşısında kaygılı insanlar büyük bir panik ve kaos yaşamaya başladı. Burada şu ince detayı hatırlatmakta fayda var. Bizim şu an söz ettiğimiz şey insanların tedbirlerini almalarına rağmen yaşadıkları korku ve panik hissi. Evlerinde korku ile yaşamaları. Kendilerini bu büyük üzüntü ve stresten kurtaramamaları. Televizyon ya da sosyal medyadan olumsuz haberleri takip ederek kaos haberlerine inanmaları, bütün bir günü korku içinde yaşamaları. Gece başlayan uykusuzluklar, tükenmişlik hissi, gelecek kaygısı, ümitsizlik” şeklinde konuştu. “Stres dolu yaşamın bizi en az etkilemesi için ne yapmalı?” sorusuna da cevap veren Selvi, “Zihinsel hijyen Fiziksel temizliğe ve hijyene dikkat ediyoruz. Önlemlerimizi aldık. Peki ya zihinsel hijyen için ne yapmalı? Önce doğru bilgi ve tedbir, beyni zehirleyen haberlerden uzaklaşmak, beyni beslemek, karantinaya almak. Nasıl corona gibi virüslerden korunmak için karantinaya ihtiyaç duyuluyorsa, yanlış/eksik/yanlış bilgi yayan sosyal medya hesaplarını karantinaya alın ve engelleyin. Whatsapp gruplarından bu tür paylaşım yapanları uyarın ve gerekirse gruptan çıkın. Herkesin önemli gördüğü bir konuyu paylaştığı bazı gruplar gerçekten doğru uyarı değil, zehir saçıyor. Çevrenizi motive edecek, ümit verecek konuşmalar yapın. Aşırı rahat davranan insanları uyarın. Evde kalın ve sürecin sonlanmasını bekleyin. Unutmayın ki Sağlık Bakanlığının el yıkamak, mesafeyi korumak, evde kalmak gibi dikkatle uyulması gereken tavsiyeleri gerçekten hayati öneme sahiptir” diye konuştu.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

masını istedi.

‘KORKU PANİĞE NEDEN OLUR’

Düşünmeden ve hızlıca hareket edildiğine dikkat çeken Selvi, korku ile düşünmeden ve hızlıca hareket edildiğini söyledi. Gelen her türlü habere inanmanın doğru olmayacağının altını çizen Selvi, şunları söyledi, “Gelen her habere inanıyoruz. Ürkütücü olanlar daha çok dikkatimizi çekiyor. Vaktimizin çoğunu bu haberleri almak için harcıyoruz. Bir haberle aşırı rahatlıyoruz, bir diğeri ile aşırı korkuyoruz. Neden? Ne bekliyoruz? Çünkü davranışlarımızı en çok etkileyen şey duygularımızdır. Bu duygulardan da en kuvvetlisi korku duygusudur. Korku duygusu beyni hakimiyeti altına aldığında, doğruyu yanlıştan ayırt eden düşünen beyin kısmı devre dışı kalır. Düşünmeden hareket ederiz. Beynimiz bir tehlike algıladığında hızlı hareket etmemizi ister. Reflekslerimizle ve çabucak. Düşünmeye ve değerlendirmeye vakit yoktur. Bu yüzden önce korku ile ilgili beyin bölgeleri çalışır. Düşünmemizi, değerlendirmemizi, muhakeme etmemizi sağlayan beyin bölgesi bir süre devre dışı kalır. Tehlike ya da korkuya dair doğru bilgiler aldıkça düşünmeye başlarız. Yanlış ya da korku içeren bilgiler geldikçe düşünmeyi yine geri plana bırakır, korku ile hareket ederiz. Ürkütücü, dehşete düşüren haber ve görüntüler korkuyu artırır. Korku insanın düşünmeden ve panikle hareket etmesine neden olur. Bu tehlike karşısında ne yapmalıyım? Kalbiniz daha hızlı çarpar, daha sık nefes alıp verirsiniz ve her an kötü bir şey olacakmış gibi bir beklenti içerisine girersiniz. Beyniniz adeta hacklenmiştir. Tehlikeyi ve korkuyu algılayan beyin bölgeniz harıl harıl çalışır ve sizi tetikte tutarken, sakin kalmanızı ve düşünmenizi sağlayan beyin bölgeniz devre dışı kalmıştır. Sürekli haber takip etmeniz ve sosyal medyadan yayılan kuşku ve korku uyandırıcı gönderilere maruz kalmanız sizin düşünen insan olmanızı engellemiş panikle ne yapacağını bilmeyen bir canlı haline getirmiştir. Corona bir virüs, solunum yollarını etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için fiziksel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor. Eksik, yanlış, yalan ve korku içerikli haberlerle virüs, beynimizi etkiliyor. Bize bulaşmasını engellemek için zihinsel hijyene dikkat etmemiz gerekiyor.”

‘TEHLİKELER KARŞISINDA YAPILACAK ŞEY TEDBİR ALMAKTIR’

Tehlikeler karşısında yapılacak tek şeyin tedbir almak olduğuna dikkat çeken Selvi, “Bu kadar büyük bir korku bombardımanı karşısında kaygılı insanlar büyük bir panik ve kaos yaşamaya başladı. Burada şu ince detayı hatırlatmakta fayda var. Bizim şu an söz ettiğimiz şey insanların tedbirlerini almalarına rağmen yaşadıkları korku ve panik hissi. Evlerinde korku ile yaşamaları. Kendilerini bu büyük üzüntü ve stresten kurtaramamaları. Televizyon ya da sosyal medyadan olumsuz haberleri takip ederek kaos haberlerine inanmaları, bütün bir günü korku içinde yaşamaları. Gece başlayan uykusuzluklar, tükenmişlik hissi, gelecek kaygısı, ümitsizlik” şeklinde konuştu. “Stres dolu yaşamın bizi en az etkilemesi için ne yapmalı?” sorusuna da cevap veren Selvi, “Zihinsel hijyen Fiziksel temizliğe ve hijyene dikkat ediyoruz. Önlemlerimizi aldık. Peki ya zihinsel hijyen için ne yapmalı? Önce doğru bilgi ve tedbir, beyni zehirleyen haberlerden uzaklaşmak, beyni beslemek, karantinaya almak. Nasıl corona gibi virüslerden korunmak için karantinaya ihtiyaç duyuluyorsa, yanlış/eksik/yanlış bilgi yayan sosyal medya hesaplarını karantinaya alın ve engelleyin. Whatsapp gruplarından bu tür paylaşım yapanları uyarın ve gerekirse gruptan çıkın. Herkesin önemli gördüğü bir konuyu paylaştığı bazı gruplar gerçekten doğru uyarı değil, zehir saçıyor. Çevrenizi motive edecek, ümit verecek konuşmalar yapın. Aşırı rahat davranan insanları uyarın. Evde kalın ve sürecin sonlanmasını bekleyin. Unutmayın ki Sağlık Bakanlığının el yıkamak, mesafeyi korumak, evde kalmak gibi dikkatle uyulması gereken tavsiyeleri gerçekten hayati öneme sahiptir” diye konuştu.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim