*** 

Vatan savunması söz konusu olduğunda gerisinin teferruat olduğu bu topraklarda nice yiğitler yetişmiş, yetişmeye de devam edecek. Vatanı için gözünü kırpmadan canını feda eden kahramanlara şükran borçluyuz. Bu kahraman yiğit evlatlarından birinin adı Mevlüt Özkan. 

*** 

Şehit annesi Havva Özkan: “Mayısın 24’üydü, 33 erin içindeydi yavrumda. Hepsini delik deşik etmişler. Bu dünya o hainlere de kalmadı, askerimiz şehitlerimizin hesabını sordu, kanlarını yerde bırakmadı. Bize de bir gurur kaldı. Çok iyi bir çocuk olduğu için vatanımıza kurban verdim”

*** 

Bundan tam 26 yıl önce bugün, Elazığ-Bingöl karayolunda, savunmasız ve silahsız 33 askerimiz, bölücü terör örgütü PKK’lılarca hain ve alçakça şehit edildi. Hain saldırının yıldönümünde şehit edilen askerlerimizi ve sivil vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz, mekanları cennet, ruhları şad olsun. Unutmadık, unutturmayacağız. Vatan sağolsun. 

Vatan savunması söz konusu olduğunda gerisinin teferruat olduğu bu topraklarda nice yiğitler yetişmiş, yetişmeye de devam edecek. Vatanı için gözünü kırpmadan canını feda eden kahramanlara şükran borçluyuz. Bu kahraman yiğit evlatlarından birinin adı, Mevlüt Özkan. 

1973 yılında Konya’ya dünyaya gelen Mevlüt Özkan, Havva-Saffet Özkan çiftinin ilk gözağrısı, evlerinin bitmek bilmeyen neşesiydi. 

Daha sonra iki kardeşi daha dünyaya gelen şehidimiz, ilkokul eğitiminin ardından anne-babasının çok arzu etmelerine rağmen okumak istemez. Daha küçük yaşta sanayide oto elektrikçi olarak çıraklık yapıp, haftalık ile çalışır. 

Dönemin yoksulluğu ile büyüyen bir genç olarak aldığı her haftalıkla ailesine katkıda bulunur, elinden geldiğince çocuklara çikolata, gofret gibi yiyecekler alır dağıtır. 

18’li yaşlarda, her genç gibi güzel bir kıza gönlünü kaptıran şehidimiz, onun peşinden aylarca koşar ve sonunda ikna eder. 

Askerliği gelene kadar 1,5 yıl görüşür, birbirlerine aşıktırlar. Karşılıklı sevgiyle geleceğe dair hayaller kurmaya başlamışlardır. 

“GİTMEDEN İÇİME KOR ATEŞİNLE YAKTIN OĞLUM”

Sayılı zaman çabuk geçer ve yirmi yaşında, vatan için yola düşen binlerce askerden biridir artık. 

Acemi birliği Manisa-Kırkağaç’a çıkan ve sülüsünü aldığında eve gelir annesinin ellerinden tutar, gözlerinin içine bakar, “Bak annem, ben asker ocağına gidiyorum, ana ocağı değil orası. Ne olacağını bilmiyorum, ölmek var dönmek yok belki de” der. Annesi de kızarcasına “Ne diyorsun oğlum sen. Bu söylenecek söz değil. Birçok genç askere gidiyor geliyor, bir sen mi dönmeyeceksin?” yanıtını verir.

“Annem biliyorum zor fakat orası asker ocağı. Her şeye hazırlıklı ol, şehit olursam ağlama, gazi olursam arama. Beni bir getiren bulunur” diyen şehidimize annesin Havva Hanım yerinden kalkarak, “Mevlüt sus artık! Gitmeden içime kor ateşinle yaktın oğlum sus” diyerek her annenin göstereceği tepkiyi verir.  

Şehidimiz, “Ana bunlara hazırlıklı ol” demekte ısrar eder. 

“HER AN ŞEHİT OLACAĞIM GİBİ BİR HİS VAR İÇİMDE”

Konya’dan askere uğurlanırken tüm sevdikleriyle vedalaşıp yeni bir başlangıç için birliğine teslim olur. Yaklaşık 2,5 ay süren zorlu eğitimin ardından komando olmanın onurunu yaşar. 

Dağıtım izni için memleketine yani Konya’ya gelir. Bir haftalık izin içerisinde görmediği kimse kalmaz, bu süre zarfında ailesiyle, sevdiğiyle, ve dostlarıyla hasret giderir.

Geldiği günün ertesinde, arkadaşlarıyla pikniğe gider, onlara da içinde yaşadığı yoğun duygulardan bahseder, “her an şehit olacağım gibi bir his var içimde” demiştir.  

Gitme vakti gelmiştir, vatan görevi onu bekler, “Anne Baba ben size bakacağım gelince” diyerek hayır dualarını alıp ana ocağından ayrılmıştır.  

Usta birliği Van’a çıkmıştır. Diğer asker arkadaşlarıyla birlikte toplanmak için Malatya’ya gidecektir. 

Usta birliği için Van Merkeze gitmek için çıktıkları yol, şehidimiz ile birlikte 33 vatan evladının da son yolculuğu olmuş. 33 genç, daha birliğine bile teslim olamadan PKK’lı teröristler tarafından yapılan hain saldırıda şehit edilmiş.   

Yer: Elazığ-Bingöl Karayolu Bilaloğlu Mevkii. 

Tarih: 23 Mayısı 24 Mayısa bağlayan gece

Yıl: 1993

Malatya’da toplama kampında iki minibüse bindirilen, sivil giysili, üniforma ve postalları çantalarında, ellerinde silah bile olmayan 33 vatan evladının şehit verildiği olay. Bingöl’e 10 kilometre mesafede dar bir yolda, ilk virajı geçtikten sonra, başlarında Şemdin Sakık ile 50 PKK’lı terörist tarafından pusuya düşürülen, sivil erlerden oluşan 50 kişi esir alınmış. Gece boyunca dağda yürütülen askerler, teröristler tarafından, mola verdikleri bir yerde Doğulu-Batılı diye ayrılmış ve Batılı olan 34 askeri, eğitim kampına götürmüşler. Dağda koşar adım yürürlerken gece 03.00 sıralarında, yan yana dizdirdikleri ana kuzularını, gencecik fidanları acımadan kurşuna dizmişler. Hepsinin öldüğünden emin olmak için bile yüzlerce kurşun yağdırmışlar. Toplamda sıkılan bin 570 mermi, 33 genci şehit etmiş, 33 eve ateş düşmüş, 33 ananın ciğeri yanmış. Neredeyse asker başına 50 mermi. Mevlüt Özkan, bu hain saldırıda ebedi şehadet şerbeti içen şehitlerimizden biri. Bu saldırıda yaralı kurtulan erlerden birinin hayatta kalması ve yaralı olarak yakınlardaki karakola haber vermesi sonucu gelen araçlarla şehitlerimizin cenazesi olay yerinden alınmış.

İşin en acı tarafı, bir gün önce gönderdikleri evlatlarının bir gün sonra şehadet haberini almak olmuş aile için. 

“ÇOCUKLARIMIZI YOLLADIK, YOLDA KALDILAR”

Havva Hanım, “Üç oğlumdan birini şehit verdim 1993 yılında Elazığ-Bingöl yolunda şehit edilen 33 erin içindeydi. Çocuklarımızı yolladık, yolda kaldılar, pusuya düşürdüler hainler. Evlat acısının ölçülür biçilir bir yanı yok. Allah bizlere sabırlar versin. Devletimize, milletimize hayırlısını versin” diye duygularını dile getirdi. 

Anne Havva Özkan, oğlunun şehadet haberini ilk andıkları anı ise şöyle anlattı: 

“Şehit haberi öğlene doğru geldi. Babası kalp hastasıydı. Ben ondan çok korktum ancak o acıya rağmen yine de gurumuzla 20 sene yaşadı. Oğlumun acısıyla 5 yıl önce vefat etti. Şehitlerimiz geldiğinde yer gök bile ağladı. Mayısın 24’üydü, 33 erin içindeydi yavrum da. Hepsini delik deşik etmişler. Bu dünya o hainlere de kalmadı, askerimiz şehitlerimizin hesabını sordu, kanlarını yerde bırakmadı. Bize de bir gurur kaldı. Çok iyi bir çocuk olduğu için vatanımıza kurban verdim”

Şehidimizin cenazesi memleketine defnedilmiş. Rabbimize olan inancı aileyi ayakta tutmuş. 

“ÇOK GÜZEL HAYALLERİ VARDI”

Şehit oğlunun hayalleri olduğunu dile getiren anne Havva Hanımın, “Çok güzel hayalleri vardı. Askerden geldikten sonra işini kuracaktı, evlenecekti. Bir kızla konuşmuş, söyledi. ‘Anne ben gelince nişanlanacağım’ diye. Şehadete erdikten sonra o kızcağızda zor günler geçirdi. Hepimiz temelden sarsıldık. O sevdiği kızla otobüste, yolda denk geldik mi hala görüşürüz. Evlendi, çocukları oldu. ‘Ben sana bakarım annem’ derdi. Dediği gibi de baktı bana. Her şeyim ondan” derken kelimeler boğanıza düğümleniyor, gözleri doluyor. 

“GURURUMUZLA YAŞIYORUZ”

Her şehit haberi geldiğinde aynı acıyı yaşadıklarını söyleyen anne Havva Hanım, anlatmaya şöyle devam etti:

“Bize gelen acı onlara da geldi diye aynı acıyı hissediyoruz, yaşıyoruz. Allah sabrını verecek, ayakta kalacaklar. Başka yapacak bir şey yok. Rabbim, sabrını da veriyor. Acı büyük ancak sabır bastırıyor onu. Bir gurur var, sabır var. Biz ne yaptık değil, ne yapacağız değil, ne olduk değil, olduğumuz yerde kalmayı tercih etmemiz lazım. Nasılsa öyle olmayı tercih etmemiz gerekir. Allah’a şükür öylede olduk. Olduğumuz gibi kaldık, gururumuzla yaşıyoruz.” 

“BİR OĞLUMU KAYBETTİM ÇOK OĞUL KAZANDIM”

Diğer çocuklarının iyi olduğunu, birinin Valilik’te diğerinin ise Tarım İl Müdürlüğü’nde çalıştığını ifade eden şehit annesi Havva Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eşim vefat ettikten sonra ben evimde yalnız yaşıyorum. Günlerim bazen sıkıntılı geçiyor bazen iyi geçiyor. Saatim saatimi tutmuyor. Oğlumun ve eşimin mezarını sık sık ziyaret ediyorum. Bir oğlumu kaybettim fakat çok oğlum oldu. Allah razı olsun herkesten, memnunuz. Her dediğimiz oluyor, her istediğimize bir ret duymadık, görmedik. Gururumuzla yaşıyoruz. Bir tarafımız hep noksan. O noksanlığımız kimse tamamlayamaz ancak o noksanlığı da dolduran gerek askeriyeden gerek halkımızdan çok insan var, çok şükür. 

Bugün, şehit Mevlüt Özkan’ın ismi, Konya’da adının verildiği bir sokakta yaşatılıyor.

*** 

Yenigün Gazetesi olarak bu cennet vatanımız için şehadet şerbetini içmiş, aziz şehidimiz Mevlüt Özkan’ı rahmet ve minnetle andık, annesi Havva Özkan’a plaket takdiminde bulunduk. 

Milletin huzur ve güvenliğini sağlamak, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü koruma uğruna her türlü fedakarlığı gösteren şehidimiz Jandarma Komando Er Mevlüt Özkan başta olmak üzere 33 askerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz, mekanları cennet, ruhları şad olsun, ailelerine sabırlar ihsan eylesin. 

*** 

“Aziz Türk Milleti; 

Ansızın silahsız savunmasız 33 arkadaşımla birlikte haince kaçırılıp bu hayata veda ettik. 1993 yılı mayıs ayında yaşanan bu kanlı katliam hepimizin acı geçmişi olsun. Kininizi diri tutup şehitlerinize sıkılan bir kurşunu bile unutmayınız. Biz bir ölür bin diriliriz! Siz yaşayın diye bin kez de ölürüz. Beni ve tüm şehit arkadaşlarımı unutmayın unutturmayın. 

Vatan sağolusun.”

*** 

Editör: TE Bilişim