Bangladeş Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi M. Allama Sıddıki, "Arakan konusunda Türkiye’nin ileri gelenlerine ve Türk halkına teşekkür ederiz" dedi. Bangladeşli Gazeteci ve Yönetmen Şehriar Kabir'in Mevlevilik ilgili hazırladığı Mithat'ın Düşü isimli belgeselin gösterimi için Konya'ya gelen Bangladeş Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi M. Allama Sıddıki, Türkiye-Bangladeş ilişkileri noktasında önemli açıklamalarda bulundu. 

BUNLAR İNFAZ DEĞİLDİ, BUNLAR ADALETİN YERİNE GETİRİLMESİYDİ

"Bangladeş ve Türkiye karakteristik olarak iki kardeş ülkedir. Biz her zaman Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olduk" diyen Büyükelçi Sıddıki, birkaç yıl önce Bangladeş'te yaşanan idamlarla ilgili Türkiye'nin gösterdiği tepkiye ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. 

Sıddıki, "Üç dört yıl kadar önce ilişkilerimizde iniş çıkışlar oldu, şimdi bu safha geride kaldığı için çok mutluyuz.İletişim eksikliği veya yanlış anlamalar uygun bir şekilde anlatıldı ve Türkiye’nin önde gelenleri ve dost halkı durumumuzu daha iyi anladılar.  Bunlar, uzun süren hukuk sürecinin sonuçlarıydı. Bangladeş’in yargılama işlemlerine göre, bu kişiler, şahıslar, bireyler 1971yılındaki bağımsızlık savaşımız sırasında işlenen insanlık suçların failleriydi.Bu kişilerin bazıları adaletin önüne çıkarıldıve mahkeme kararına göre asıldılar. Bildiğiniz üzere 1971 yılında Bangladeş’te 3 milyon insan hayatlarını feda etti, o zamanki Pakistan’ın işgalci güçlerinin ellerinde 3 milyon insan öldürüldü. Aslında onlar ve onların Bangladeşli yerel işbirlikçileri, Bangladeş’te ki toplu katliamların sorumlularıdır, kundaklamaların, nefretin ve kadınlara tecavüzün sorumlularıdır. Bu yüzden, sizin idam edilmiş kişiler olarak adlandırdığınız bu bireyler aslındabu barbarca davranışların sorumlularıdır. Bizim uzun süredir beklenen adalet konusunu çözüme kavuşturmaktan başka bir yolumuz yoktu. Ulusumuzun Atası Bangabandhu Sheikh Mujibur Rahman, 1973 yılında Bangladeş’in Başbakanı olduğu dönemde süreci başlatmıştı, onun hükümeti süreci başlatmıştı. Özel bir mahkeme kurulmuştu ve Meclis'te özel bir yasa çıkarılmıştı. Süreç başlamıştı ve bazı hükümler mahkeme tarafından o zamanda verilmişti. Maalesef, Ağustos 1975’te Ulusun Atasının öldürülmesinden sonra bu süreç durduruldu, yalnızca durdurulmadı, Bangladeş’in gündeminden kaldırıldı. Fakat adalet aramak, adalete olan talep her zaman vardı, çünkü yakınlarını, sevdiklerini kaybedenler vardı. Bu sebeple bunlar infaz değildi, bunlar adaletin yerine getirilmesiydi. İnfazları yapanların hukukun önüne çıkarılmasıydı" dedi. 

TÜRK İNSANINA MÜTEŞEKKİRİZ

Türkiye'nin Arakan'a gösterdiği ilgiye de teşekkür eden Sıddıki, şunları söyledi: "Öncelikle, Arakan konusunda Türkiye’nin ileri gelenlerine ve Türk halkına teşekkür ederiz. Özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Sayın Binali Yıldırım’a ve hükümetine teşekkür ederiz. Onlar Myanmar’da acı çeken ve Bangladeş’e sığınan azınlıklar olan Rohinga Müslümanları konusunda çok iyiliksever ve yardımseverdi. Myanmar yetkililerinin yaptıkları bu mezalime karşı sesini yükselten ilk ülke Türkiye oldu. Türkiye bizim yanımızda durdu, halen de yanımızda duruyor.  Türk insanına müteşekkiriz.  Ve biliyoruz ki Türkiye’nin kendisi de benzer bir olay yaşadı. Türkiye 3 milyondan fazla Suriyeli sığınmacıya sığınak bahşetti. Sığınmacıların idaresi konusunda, Bangladeş ve Türkiye aynı kayıkta, aynı durumda.  Her iki ülkede benzer deneyimler yaşadı ve birbirine destek verdi. Bangladeş aynı zamanda bazı uluslararası toplumdan benzer destekler buldu. Birleşmiş Milletler, İngiltere, Danimarka, İtalya, Hindistan ve birazda Japonya yardım etti. Mülteciler konusunda bu ülkeler ve bazı diğer ülkeler, uluslararası kuruluşlar yanımızda durdu. Başbakan Sheikh Hasina’nın hükümeti büyük bir yiğitlik ve cesaretle bu zorluğu göğüsledi, bu bizim için çok ciddi bir zorluktu.  Lakin Başbakan Sheikh Hasina bu zorluğa karşı geldi ve sığınacak bir yere, güvenliğe ve yiyeceğe muhtaç olan bu insanları kabul etti.  Uluslararası toplum ve Türkiye Başbakan Sheikh Hasina’nın bu kararının cesurca bir davranış olduğunu kabul etti ve bu Bangladeş’e diğer ülkeler arasında özel bir yer kazandırdı. Onları destekleyebildiğimiz için çok gurur duyuyoruz."

FETÖ OKULLARI BANGLADEŞLİ YEREL YÖNETİCİLERE DEVRİDİLDİ 

Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Bangladeş'teki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) okullarının durumu hakkında da ise Büyükelçi Sıddıki şu bilgileri verdi: "Aslında bu okullar başka küçük bir sorun yarattı ama şimdi bu konunun çözüldüğünü söylemekten mutluluk duyuyorum. Bangladeş hükümeti bu okulların idaresini Bangladeşli yerel yöneticilerin eline verdi. Bu okullardaki eski bütün kurullar yerlerini Bangladeşli ve toplumda sorumluluk sahibi üyelerden oluşan yeni kurullara bıraktı. Bunlar artık eski FETÖ okulları veya Gülen okulları değil ve Türk Hükümeti de bunu çok takdir etti."

İKİ ÜLKE ARASI TİCARET HACMİ YILLIK 1.1, 1.2 MİLYAR DOLAR

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin de yıllık 1.1, 1.2 milyar dolar olduğunu belirten Sıddıki, ticari ilişkilerin artması için çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. Sıddıki, "Bangladeş ile Türkiye arasındaki ticari ilişki çok büyük değil ama kayda değer, yıllık 1.1 / 1.2 milyar dolar ticaret hacmi var. Türkiye 300 milyon dolar tutarında ürün ihraç ederken,  Bangladeş yaklaşık 800 milyon dolar tutarında ürün ihraç ediyor. Biz Büyükelçilik olarak ticari ilişkilere büyük önem veriyoruz.  Son bir-iki yılda Türkiye’nin farklı şehirlerinde 14 küçük çaplı ve birde büyük çaplı seminerler gerçekleştirdik. Bu yıl 24-25 Nisan 2018 tarihlerinde Bangladeş ve Türkiye arasında 5. Karma Ekonomik Komisyon toplantısını gerçekleştirmeyi planlıyoruz.  KEK toplantısının bir yan etkinliği olarak Ankara ve İstanbul’da 20 den fazla Bangladeşli iş adamında katılacağı iki ticari seminer düzenleyeceğiz" diye konuştu. 

KENDİNE GÜVENEN BİR BANGLADEŞ VAR 

Bangladeş'in ekonomisinin 20 yıl öncesine göre çok iyi durumda olduğunu aktaran Sıddıki, "Bangladeş’in çok küçük bir ülke olduğu ve çok kalabalık bir nüfusa sahip olduğuna dair bir yanlış anlaşılma var. Bu doğru, ancak doğru olmayan şey şu: Bu kadar büyük bir nüfus yükü olmasına rağmen Bangladeş’in sosyal ve ekonomik göstergeleri çok iyi, Bangladeş çok başarılı işler yapıyor. Büyüme rakamları GSYH üzerinden son dokuz yılda ortalama yüzde 6,4 den fazladır. GSMH, 2016 da yüzde 7,05 ve 2017 de yüzde 7,28  büyüme göstermiş ve içinde bulunduğumuz mali yılda hedefimiz yüzde 7,56. Önümüzdeki yıllarda ise yıllık yüzde 8 büyüme hedefliyoruz. Genç nüfusun ve çok büyük olan yerel marketin ve gelişmiş uluslararası pazara ürün ve hizmetlerimizle erişim avantajını da kullanarak yüksek büyüme gidişatını garantiye almak istiyoruz. Sosyal göstergelerde Hindistan ve Pakistan’dan daha öndeyiz. Kız çocuklarının eğitiminde, kadının güçlendirilmesinde, çocuk aşılarında, krediye erişimde,  sağlık hizmetlerine erişimde ve daha pek çok konuda Güney Asya’da ki komşularımızdan daha iyi durumdayız. İhracattaki büyüme oranımız, Bangladeş Merkez Bankası döviz rezervleri Pakistan’dan daha iyi. Türkiye’de pek çok insan bunları bilmiyor, Bangladeş’in çok umutsuz bir durumda olduğunu düşünüyor. Evet, bu doğruydu, ancak 20 yıl önce. Şimdi yeni bir Bangladeş var, kendine güvenen ve pek çok alanda iyi şeyler yapan bir Bangladeş. Bazen biz bile şaşırıyoruz, geçmişteki Bangladeş’i bugünkü Bangladeş ile karşılaştırdığımızda bizde tarif edemeyeceğimiz kadar mutlu oluyoruz. Biz çocukken Bangladeş’in yarısı evine yemek götüremiyordu, bugün ise yüce Allah’ın da izniyle evine yemek götüremeyen hiç kimse yok" dedi. 

TÜM MÜSLÜMANLAR OLARAK TÜRKİYE'YE YARDIM ETTİK 

Önemli bir tarihsel değerlendirmede bulunan Sıddıki, Türkiye'nin Milli Mücadele yıllarında Hindistan'daki tüm halkların yardımda bulunduğunu söyledi. Büyükelçi Sıddıki, "Türkiye ile Pakistan halkları arasındaki özel ilişkinin bir sebebi de Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı sırasında verilen destektir. Bu konuda düzeltme yapmak isterim, 1922 ve 1923 yıllarında Hindistan alt kıtasında yaşayan bütün Müslümanlar Türkiye’nin kurtuluş savaşını desteklemiştir. Sadece bugünkü Pakistan değil. O tarihlerde ne Pakistan vardı nede Bangladeş. Bir tek ülke vardı o da Hindistan ve Hindistan alt kıtasında yaşayan bütün Müslümanlar o zamanlarda bağımsız ve güçlü bir Türkiye görmek istiyorlardı. Ve bu bağlamda Bengal Müslümanları da, şimdiki Bangladeş, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşını desteklemiştir. Aslında bütün Türk insanları tarafından bunun bilinmesi gerekiyor. Türk halkı ile Pakistan halkı arasındaki bu çok özel ilişki Türk halkı ve Bangladeş halkı arasındaki ilişkinin de bir parçası olmalıdır. Buna Hindistan’da yaşayan Müslüman toplum da dâhildir. Bu ilişkinin gücü bütün toplumlara aynı şekilde yansımalıdır. Bu sadece belli bir ülke ile Türkiye arasında değil, Güney Asya’nın Müslüman halkları ile Türkiye arasında ki ilişkidir. Değişik ortamlarda pek çok kez Türk arkadaşlarım bana veya bize 1922-1923 yıllarında Bengal Müslümanlarının yaptığı katkıları mutlulukla hatırladıklarını söylediler" diye konuştu. 

TÜRKİYE İNSANLIĞA HİZMET ETMENİN EN MUHTEŞEM ÖRNEĞİ

Türkiye'nin Suriye politikalarını da değinen Sıddıki, "Bangladeş bir savaş sonucunda ortaya çıkmıştır. Bangladeş barış seven bir ülkedir. Bağımsızlığımız için büyük bedel ödedik. 20 yüzyılda hiçbir ülke bizim yaşadığımız şekilde bir ıstırap yaşamamıştır. Örnek vermek gerekirse bizim çektiğimiz acı ve ıstırap Vietnam’ın çektiklerinden çok daha fazladır. Biz ödenebilecek en yüksek bedeli ödedik, bundan dolayı Ulusun Atası Banghabandhu Sheikh Mujibur Rahman her zaman Bangladeş’in barışı destekleyen bir ülke olması gerektiği felsefesini, politikasını benimsemiş ve öğretmiştir. Biz savaşın ne kadar çirkin ne kadar acımasız olduğunu biliyoruz. Biz her zaman dünyanın her yerinde barış olması taraftarıyız. Bizim politikamız budur. Biz Suriye meselesinin barışçı bir çözüme kavuşmasını istiyoruz. Suriye şu anda huzurlu değil, barışçı bir çözüm derken diplomatik anlamda olmalı, savaş ile değil. Aynı zamanda Türkiye ülke bütünlüğünü koruma, halkını teröristlerin çirkin saldırılarından koruma hakkına da sahiptir. Bu ayrı bir mesele.  Biz aynı zamanda 3 milyon mülteciye sığınma sağladığı için Türkiye’yi takdir ediyoruz.  Türkiye insanlığa hizmet etmenin en muhteşem örneğini göstermiştir" ifadelerini kullandı. 

SYLHET ŞEHRİ İLE KONYA KARDEŞ ŞEHİRLER

Bangladeş Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi M. Allama Sıddıki, Konya'yla ilgili düşüncelerini ise şöyle aktardı: "Konya barışın, takvanın ve Mevlana Celaleddin Rumi’nin şehridir. Ben kişisel olarak bu şehre büyük ilgi duyuyorum ve Konyalıların yabancıları nasıl sıcak ve içtenlikle kabul ettiklerini, karşıladıklarını yakinen biliyorum. Konyalılar çok barışsever, huzurlu ve halim selim insanlar ve her zaman yabancıları kabul ediyorlar. Bu arada Bangladeş’in Sylhet şehri ile Konya’nın kardeş şehirler olduklarını belirtmek isterim."

TÜRKİYE İLE KARDEŞLİK BAĞINI KUVVETLENDİRİYORUZ 

Sıddıki, kültürel ilişkiler konusunda da köprüler kurmaya çalıştıklarını ifade ederek şunları kaydetti: "Büyükelçilik şu ana kadar iki kitap yayınladı. Geçen yıl 176 sayfalık Bangladeş’i tanıtan bir kitap ve bu yıl Ulusun Atası Bangabandhu Sheikh Mujibur Rahman’ın otobiyografisini yayınladı. Önümüzdeki bir yıl yıl içinde Türkçe iki kitap daha yayınlayacağız. Bunun yanı sıra ulusal festivallerimiz sırasında Ankara ve İstanbul’da pek çok program düzenliyoruz. Bugün İstanbul Başkonsolosluğumuz Bangladeş yeni yılını kutlamak üzere bir program düzenliyor. Aynı programı biz 28 Nisan 2018 de Ankara’da yapacağız. Bugün Bangladeşli ünlü yazar, gazeteci ve yapımcı ShahriarKabir’in filminde de izlediğiniz gibi Bangladeş ve Türkiye arasında liberal İslam ve tasavvuf anlayışından kaynaklanan görünmez bir kardeşlik bağı var. Her iki ülkenin insanları da liberal İslamı seviyor, sufi ve barışçı İslamı seviyor. Bu yıl Sema dervişlerinden oluşan bir grup Bangladeş’i ziyaret edecek."

HASAN AYHAN 

Editör: TE Bilişim