Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunlar, üreticiyi maddi ve manevi olarak olumsuz etkilese de, üretici firmalar bu olumsuzluğu aşmak için ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bir yandan yeni üretim alanlarına yönelen firmalar diğer yandan ürettiklerini pazarlayabilmek için yeni pazarlar bulma yoluna gidiyor. Firmalar bunu yaparken, devletin kendilerine öncü olmasını ve üretimin desteklenmesini istiyor. Özellikle ihracatın önemine değinen iş dünyası, Türkiye’nin ekonomik sorunlardan çıkış yolunun ihracat olduğunu bildiriyor. 

KREDİYLE SUNİ BÜYÜME OLDU 

Konya’nın önemli işadamlarından, Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi, İntermak Genel Müdürü Hüsamettin Sönmez, Türkiye ekonomisi ve Konya sanayisi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin genel ekonomik durumunun iyi olmadığını belirten Sönmez, “2017 yılında reel sektörün istemediği kadar KGF kredileri verildi. Bundan dolayı aşırı bolluk ve büyümede çok yüksek bir rakam görüldü. Ama bu rakam suni bir rakamdı. 2018’de de bir çöküş meydana geldi. Kur artışları yaşandı, kur artışları maliyet enflasyonunu tetikliyor, güveni sarsıyor. Şuanda biz hem döviz sıkıntısı çekiyoruz hem de 200 milyar dolar bankalarda bizim mevduatımız var. Varlık içinde yokluk gibi. Demek ki ekonominin yarısı güven, yani güvenin sarsılmaması lazım. Bu güvenin sağlanması için Türkiye’nin ekonomi, mali politikaları, siyasi durumu, iç ve dış siyaset etkili oluyor” dedi. 

İHRACATI DESTEKLEMELİYİZ 

Türkiye’nin bundan sonraki süreçte ekonomik anlamda yapması gerekenler konusunda önemli noktalara dikkat çeken Sönmez, şunları kaydetti, “Biz geçtiğimiz yıllarda gerek devlet olarak, gerek şirketler, gerek aileler olarak Ağustos böceği gibi çaldık oynadık. Şimdi bir içe kapanma, tasarruf yapmak gerekiyor. Ve daha üretken yatırımlara, üretime, eğitime kaynak aktarmalıyız. İnşaata ve çok büyük yatırımların zamanı değil diye düşünüyorum. Devletin de bir tasarruf kampanyası başlatması gerekiyor. Eğitim çok önemli, eğitimde çok kötü durumdayız. Kalifiyeli eleman sorunu var. Maalesef üniversite sayımız gerekenden fazla ve kalite çok düşük. Eğitimin ilkokuldan üniversiteye kadar baştan yapılandırılması lazım, mesleki eğitime önem verilmesi lazım. Üniversite kontenjanlarının düşürülmesi hatta tamamen kapatılması lazım. Verimsiz olan bölümler devre dışı bırakılmalı. Üretimin desteklenmesi dediğimiz zaman biz şuanda Tarım ve hayvancılıkta 2 seneye bir bakan değiştiriyoruz. Dolayısı ile düşünülen projeler yarım kalıyor. Hayvancılık ve süt sektörü gerilerken biz et ithal ediyoruz. Bu intihar gibi bir şey. Üretici perişan oluyor. Süt ve hayvancılık sektörü geçen yıla göre yaklaşık yüzde 10 küçüldü. Devletimizi yönetenlerin tamamen üretimi, eğitimi, güveni, hukuku, adaleti öne alıp yatırım ortamını iyileştirmesi lazım, ihracatı desteklemesi lazım. İhracat bizim tek çıkış yolumuz. Lüksü terk etmemiz lazım. Bunları bırakmamız lazım.”

HİÇBİR ZAMAN UMUTSUZ OLMADIK

2019 yılı yaz döneminin çok ölü bir dönem olmadığını ancak daha iyi nasıl olabilir konusunda mücadele ettiklerini dile getiren Sönmez, “2019 yaz dönemi çok ölü bir dönem olmadı. Özellikle ihracat yapan firmaların işleri iyi. Ama tek kalem iş yapanlar, iç piyasa ağırlıklı çalışanlar sıkıntıda. İnşaat sektörü zaten sıkıntıda. Tarım çok parlak değil, köylerin içi boşalıyor ama biz hiçbir zaman umutsuz olmadık. Bu ülke büyük bir ülke. Bu ülkenin maddi, manevi büyük değerleri var. Gelecekten ümitsiz değiliz. Ama biz tabi daha iyi nasıl olur konusunda düşüncelerimizi yeri geldiğinde siyasilere iletiyoruz. Sanayici üzerindeki istihdam yükleri çok fazla. Sanayiciye her sene bir fatura geliyor. Biz vergi toplamıyoruz ekmeğimizi taştan çıkarıyoruz. Üreticinin ne istediğini, ne yaptığını iyi analiz etmek lazım” diye konuştu. 

FİRMALAR BÜYÜMELİ

Konya sanayi hakkındaki görüşlerine de yer veren Sönmez, Konya sanayisinin çeşitlilik anlamında iyi bir yerde olduğunu söyledi. TÜMOSAN’dan sonra Aselsan yatırımının da Konya’ya gelmesinin sanayiye büyük katkılar sağlayacağını belirten Sönmez, “Konya sanayisinin artısı şu; sektörel çeşitlilik çok fazla. Ama firma ölçekleri düşük, yüksek teknoloji az. Tarım ve hayvancılıkla da alakalıyız. Bu firmalarımız da tarımdaki olumsuzluklardan etkileniyor. Konya sanayisi dinamik, girişimci ama küçük girişimlerden ziyade, kurumsal, dış ticareti bilen firmalar olmalı. Konya şekeri dendiği zaman Çin algısı oluşuyor bu bölünmüşlükten kaynaklanıyor. Bizim birleşmeye, kurumsallaşmaya ihtiyacımız var. Ölçek ekonomisi büyük olmayı gerektiriyor” şeklinde konuştu. 

HARUN YILMAZ

Editör: TE Bilişim