Türkiye’nin en büyük tarım arazilerinin yer aldığı önemli bölgelerden olan Konya Ovası, özellikle tahıl ürünleri konusunda ülkenin ihtiyacına büyük ölçüde cevap verebilen bir potansiyele sahip. Ancak buna karşın, bazı bölgelerde tarım arazilerinin bir bölümünün sulanamaması, Konya bölgesinin potansiyelini tam olarak kullanmasını engelliyor. Sulanabilir arazilerin artırılması gereken bölgelerin başında da Altınekin bölgesi geliyor. 779 bin dekar araziden oluşan Altınekin bölgesi, buğday ve arpa başta olmak üzere birçok ürün yetiştirilen önemli bir tarım arazisi olan bölge olarak dikkat çekiyor. Altınekin’e Türkiye’nin en büyük arazisine sahip ilçelerinden biri olan Cihanbeyli ile Kulu ve Sarayönü de eklenince, bu bölgenin tamamı önemli tarım arazilerinin olmasıyla kendini gösteriyor. Ancak bölgenin en büyük sorunu olan su konusunda herhangi bir adım atılmaması, bölge çiftçisini tedirgin ediyor. Çünkü her geçen yıl bölgede yeraltı suyu çekiliyor. Bu durum çiftçinin arazilerini verimli bir şekilde kullanmasını engellerken girdi maliyetlerini de artırıyor. Konya Ovası Projesi (KOP) kapsamında Mavi Tünel ile Çumra bölgesine getirildiği gibi Altınekin bölgesi de dış havzalardan su getirilmesini istiyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu, Devlet Su İşleri (DSİ)’nin üzerinde çalıştığı Akçay, Ermenek Barajı ve Kızılırmak’tan Ova’ya getirilecek olan suya Altınekin bölgesi olarak talip olduklarını söyledi. 

‘ERMENEK BARAJI, AKÇAY VE KIZILIRMAK’A TALİBİZ’

Altınekin’in 779 bin dekar araziden oluştuğunu belirten Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu, yeterli suyu olmadığı için bu arazilerin birçoğunun sulanamadığının altını çizdi. Buna ek olarak bölgede Cihanbeyli, Kulu, Sarayönü, Obruk gibi önemli tarım arazilerinin olduğu bölgelerin de eklendiğinde, bölgeye getirilen suyun ülke için önemli bir potansiyeli açığa çıkaracağına dikkat çeken Kağnıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti, “Bu arazi üzerinde çiftçilik yapan insanlar sulu tarımdan kazanıyor. Cihanbeyli toprak yapısıyla Türkiye’nin en büyük ilçesi. Kulu hakeza bir o kadardır. Bize çok yakın olan Obruk bölgesini de işin içine katarsak buralardaki araziler daha da fazla. Buralarda bakir olan, su görmemiş topraklar var. Dış havzalardan buralara su gelirse biz ne buğday ithal ederiz ne bakliyat ithal ederiz ne de saman ithal ederiz. Bize dış havzalardan su getirilmeli. Yeraltı su seviyesi her geçen gün düşüyor. Şuan su 300 metrelere kadar düştü. Sulu tarım olmadığı zaman geçim olmaz, çiftçi 2 senede bir ekim yapabilir. Gelir de yarıya düşer, yaşam standartları da yarıya düşer çiftçi bu yükün altında ezilir. Altınekin, Cihanbeyli, Kulu, Sarayönü gibi bu bölgelere dış havzalardan su getirilmeli. Ermenek Barajı, Akçay ve Kızılırmak’tan gelecek suya talibiz. Kızılırmak’taki suyu kış aylarında bize verebilirler. Yaz aylarında o bölge yine Kızılırmak suyunu kullanır, o bölgedeki çiftçiler de mağdur olmaz. Kış aylarında o su boşa akıyor. Oradaki suyu bizim bölgeye yapılacak bir göletle su getirilebilir ve yeraltı suyu da buradan faydalanabilir. Bölgede çanlar çalıyor, yakın bir zamanda sulu tarım bitme noktasına gelir.”

SULANABİLİR ARAZİ ARTMALI

“Ekmeğimizin mayası su” diyen Başkan Kağnıcıoğlu, Altınekin’e dış havzadan su getirme projesinin hayata geçmesi halinde, bölgede bulunan kanal sayesinde proje maliyetinin de düşürülebileceğini söyledi. Altınekin bölgesinin tarım açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu ancak su olmadığı için bu potansiyelin tamamının kullanılamadığını belirten Kağnıcıoğlu, “Su olmazsa biz ekmek yiyemeyiz. Su gelirse Altınekin’deki vatandaşın geliri yüzde 70artar. BölgemizdeŞeker pancarı, buğday, arpa, kabak çekirdeği, kuş yemi, mısır, ayçiçeği gibi birçok ürün yetişiyor. Saman bile Ege Bölgesi’ne bizim bölgemizden gidiyor. Sadece gıda değil hayvancılık ürünü de yetiştiriyoruz. Bu dikkate alınmalı. Bizim bölgemiz dikkate alınmayacak bir bölge değil. Eğer bizim bölgemize su getirilirse Hollanda’dan daha fazla ürün üretebiliriz. 779 bin dekar arazi var bunun 350 bin dekarı sulanabiliyor. Yani bölgenin yüzde 45-50 civarı sulanamıyor. Su gelirse bu arazilerin tümü sulanabilecek. Böylece üretim yüzde 100’e kadar artabilecek. Eğer bölgemize dış havzadan su gelirse, bölgemizin ekonomik koşulları büyük oranda değişeceği gibi ülkemizin üretimine büyük oranda katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı. 

BÖLGE BAZLI DESTEKLERDE SORUN VAR!

Başkan Kağnıcıoğlu Milli Tarım Projesi’ne de değindi. Bölge Bazlı Desteklerin Konya Ovası’nda tam manasıyla uygulanamadığına dikkat çeken Kağnıcıoğlu, “Buğday ve arpa bahar aylarında su tüketen bir ürün. Bu bölgede ilçe bazlı, bölge bazlı destekler verilmeli. Çiftçinin mısırdan kazanacağı parayı arpa ve buğdaya verse, hem suyun tüketimi azalır hem de çiftçi buğday ve arpaya yönelir. Çiftçi şimdi buğday ve arpadan kaçıyor. Çünkü sulu üründen daha fazla para kazanıyor. Bu nedenle su tüketimi de artıyor. Milli Tarım Projesi kapsamında çalışmalar yapılıyor ama somut adımlar bu konuda hala atılmadı. Bizim bölgemizde 3-4 kere sulamayla buğday hasat ediyoruz ama farklı bölgelerde hiç sulama yapmadan da buğday kaldıranlar var. Aynı destekle bizim bölgemizde maliyet fazla, diğer bölgede maliyet az. Sorun buradan kaynaklanıyor. Destekler bölgesel bazlı yapılırsa bu sorun ortadan kalkar” diye konuştu. Başkan Kağnıcıoğlu ayrıca devletten gübre desteği de istedi. “Güz ayı geliyor vatandaş ekimini yapacak. Kışlık gübreye ihtiyaç var” diyen Kağnıcıoğlu, DAP diye adlandırılan gübrenin fiyatının yüksek olduğunu, çiftçinin bu yükü kaldıramayacağı için devletten destek istediklerini söyledi. 

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim