21 yıldır düzenli olarak gerçekleştirilen programlarla Konya’da kültürel gelişim faaliyetlerini arttıran ve farkındalık oluşturan Aydınlar Ocağı Derneği, faaliyetlerine devam ediyor. Derneğin Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, Aydınlar Ocağı ve diğer sivil toplum kuruluşlarının ülke gelişime etkisi üzerine açıklamalarda bulundu.

“KONUKLARIMIZI BOŞ GÖNDERMİYORUZ”

Konya’da düzenli olarak istikrarlı bir şekilde etkinlik düzenleyen tek sivil toplum kuruluşu olduklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, programların aksamaması için büyük gayret sarf ettiklerini dile getirerek, “Biz 21 senedir Selçuklu Salı Sohbetleri adı altında programlarımızı gerçekleştiriyoruz. Etkinliklerimiz saat 20.00’de olup, hiçbir programımızı ertelemeden yapıyoruz. Bu doğrultuda ezan dinmez, bayrak inmez, vatan bölünmez, salı ertelenmez sözünü destur edindik. Konya’da en istikrarlı program yapan kuruluş olduğumuzu söyleyebilirim. Diğer kuruluşlar zaman zaman etkinliklerine ara verebiliyorlar. Bazen de kurumun konukları etkinliklere katılamayabiliyor. Biz de böyle bir durum söz konusu olmaz. Son 10 dakika kala konuşmacı gelemeyeceğini söylese bile hemen başka bir konuşmacı ile programımızı aksatmadan devam ettiriyoruz. Konuklarımızı boş göndermiyoruz. Amacımız toplumun en çok yaptığı şey ile en az yaptığı şeyi birarada bulundurmak. Millet olarak az kitap okuyan bir toplumuz. Kitap okumayı, bilgi almayı çok fazla benimsemiyoruz. Ancak söz konusu sohbete geldiği zaman o konuda gayet iyi çalışıyoruz. Biz de toplantılarımızda sohbet ediyoruz. Fakat bu sohbetlerin kalitesini arttırıyoruz. Konuşmak istediğimiz konunun bölgedeki en bilgili kişisini davet ediyoruz ki konu ile ilgili en doğru bilgileri edinebilelim. Türk toplumun kültürel değerlerini arttırmalıyız” diye konuştu.

 “AYDIN İLE VATANDAŞI BULUŞTURUYORUZ”

Aydınlar Ocağı’nın kuruluş gayesini anlatan Başkan Güçlü, “Biz kurum olarak faaliyetlerimize başlarken geçtiğimiz 200 yılda aydınlar ile halk arasındaki modern-geleneksel çatışmasından doğan kopukluğu tamir etmeyi arzuladık. Aydın insan ile vatandaşı biraraya getirmek, unutulan kültürel değerleri tekrar hatırlatmak istedik. Çalışmalarımızı yaparken hep bunu gözettik. Programlarımızı da düzenli olarak aylık yayınladığımız takvimler ışığında yapıyoruz. Türk toplumunun güncel olarak sorunu ne ise bizim olduğumuz platformda o konuşulur. Din, basın, siyaset akıla hangi konu başlığı gelirse, gündemde ne varsa biz onu tartışırız. Ancak bunu yaparken başka yollara sapmayız. Yani aman tepki çekmeyelim gayemiz yok. O konu ile ilgili konuşmacı uzmanımız kimse hiçbir çekimserlik taşımadan çağırabiliriz. Gayet şeffaf ve adil bir kurum olduğumuzu belirtebilirim. Konya’nın hassas noktaları bizim de hassas noktalarımızdır. Konularımızı belirlerken önce gündem sırası daha sonra yıllık önemli olay günlerini takip ediyoruz. Örneğin salı günümüzün konusu Kör Ahmet olarak da bilinen Ahmet Özdemir’in 1. ölüm yılında onu anlamaya çalışacağız. Aylık olarak 4-5 konu başlığı ve konuşmacı ayarlayıp takvimi ona göre yayınlıyoruz” dedi.

“VATANDAŞLAR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA ÜYE OLMALI”

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, sivil toplum kuruluşlarının ekol olması gerektiğini belirtti. Başkan Güçlü, “ İsveç, Norveç gibi ülkelerde ortalama 5 milyon nüfus var. Ama sivil toplum kayıtlarına baktığımızda 20-25 milyon insan kayıtlı. Yani bir insan birden fazla kuruma üye oluyor.  Konya’da 3 binin üzerinde dernek var. Vatandaşlar bu derneklere üye olarak hem sosyalleşmeleri hem de şehri geliştirmeleri lazım. Sivil toplum kuruluşlarının ise büyüyerek yatayda yaygınlaşması, dikeyde kaliteyi arttırmaları gerekiyor. Diğer yandan bir sivil toplum kuruluşu her konuda konuşmamalı. Eğitim, sanat, spor, siyaset alanlarında konu ne ise o sivil toplum kuruluşu açıklama ve etkinlik yapmalı. Sivil toplum kuruluşları otorite, okul ya da bir ekol olarak gelişimlerini devam ettirmeli. Kurumlar itibar ve prestij kazanmaları ancak bu şekilde olur. Liyakati ön plana çıkarak, kimsenin arka bahçesi olmadan sivil toplum kuruluşları kurumsallaşmalı. Ülkenin kalkınması bu çalışmalara bağlı” diye konuştu.

“BİLGİ KİRLİLİĞİNİ AYIRT EDEBİLMEK GEREKİYOR”

Son olarak bilgi toplu kavramı üzerine Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, “Gelişen dünya ile birlikte artık bilgiyi çok hızlı bir şekilde elde edebiliyoruz. Ancak bu hızlılık bazen dezenformasyona, ve misenformasyona (bilgi kirliliğine) neden olabiliyor. Bilgi, kaliteli olduktan sonra her zaman önemlidir. İnsanların kafasını karıştıran bilgiden fayda beklenemez. İşte bu durumda da kişinin alt yapısının doğruyu ve yanlışı ayıracak kadar yeterli olması gerekiyor” diyerek nitelikli bilginin insanların kendilerini geliştirmesiyle alakalı olduğunu belirterek sözlerine son verdi. 

UFUK KENDİRCİ   

Editör: TE Bilişim