Türkiye’de son yıllarda yaşanan gelişmeler, özellikle ekonomide bazı sorunları beraberinde getirdi. Son olarak geçen yıl yaşanan 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü /(FETÖ) hain darbe girişimi ve sonrasında uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının Türkiye’nin notunu düşürmeleri, döviz ve kurlardaki yükselme gibi durumlar ekonomiyi olumsuz anlamda etkiledi. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye bu yılın ilk 2 çeyreğinde beklentilerin üstünde büyüme gerçekleştirdi. Ayrıca 3. ve 4. Çeyrek büyüme hızlarının da daha yukarı çıkacağı tahmin ediliyor. Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, Türkiye ve  Konya ekonomisindeki son durumu değerlendirdi. Hem Türkiye’de yaşanan gelişmeler hem de bölge ülkelerindeki değişimlerin ticareti etkilediğini belirten Öztürk, “Tüm bunlara baktığımızda, ekonomide evet bazı sıkıntılar ama genel anlamda Türkiye iyi gidiyor diyebilirim” dedi. Yerli otomobil üretim yeri için Konya’nın en uygun il olduğunu da belirten Öztürk, bu yatırımı Konya’ya almak için çalışmaların süreceğinin altını çizdi. 

TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN TÜRKİYE İYİYE GİDİYOR

Türkiye ekonomisini değerlendiren KTO Başkanı Selçuk Öztürk, ekonomideki durumu ele almak için Türkiye’nin son 15 yılının iyi analiz edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin 1990-2001 yılları arasında kayıp bir 11 sene geçirdiğini söyleyen Öztürk, şöyle devam etti, “Ancak 2003’ün başı ile beraber ekonomik anlamda yükselişe geçti. 2008 yılında bir dünyayı sarsan krizle karşılaştık. Bizim ekonomimiz de zorlandı ancak 2008 ekonomik krizini en hızlı saran ülke olduk. 2012 Gezi hadiseleri ile başlayan, başka bir süreç başladı. Onun arkasından terör eylemleri patlamaya başladı. Kobani eylemleri başladı. Daha sonra MİT tırlarının durdurulması ile içerden güçlü bir ihanetle karşı karşıya kaldık. MİT Başkanı Hakan Fidan’ın içeriye alınması girişimi ile karşı karşıya kaldık. 17-25 Aralık hukuk darbesi ile karşı karşıya kaldık. Tüm bunlar Türkiye ekonomisinin gelişmesine mani oldu. Türkiye hızlı bir şekilde yarasını sarıyor ama, olaylar arka arkaya geliyor. Bunu şu şekilde örnekleyecek olursak; siz koşuyorsunuz biri geliyor size bir yumruk atıyor, siz toparlanıyorsunuz ama koşma hızının düşüyor, alacağınız mesafeyi daha geç sürede alıyorsunuz. Tekrar koşmaya başlıyorsunuz bir yumruk daha yiyorsunuz. Bunların en büyüğünü 15 Temmuz’da yaşadık. Çok büyük bir ihanetle karşılaştık. 15 Temmuz sonrası ilginç şeyler de yaşadık. Uluslararası kredi derecelendirme kurumları Türkiye’ye yönelik farklı uygulamaları başladı. Türkiye tüm bunları aşmaya çalışıyor. Türkiye bütün bunlara rağmen ekonomik anlamda hızlı gelişme gösteriyor. Bugün faizler yüksek gidiyor, kurlar yüksek gidiyor, bu olumsuzluklar da etkiliyor ama genel olarak baktığımızda, sınırlardaki sorunlar, körfezde yaşanan sorunlar, Kore’de yaşanan sorunlar, Libya’daki sorunlar, Arabistan’daki sorunlar tüm bunlara baktığımızda 2017 yılı ekonomik anlamda tüm olumsuzluklara rağmen muhteşem geçti diyebiliriz. İlk 2 çeyrekteki büyüme hızımız 5,1, anladığımız kadarıyla üçüncü çeyrekte daha yüksek bir büyüme rakamıyla karşı karşıya kalacağız. Tüm bunlara baktığımızda, ekonomide evet bazı sıkıntılar var ama genel anlamda Türkiye iyi gidiyor diyebilirim.”

‘RUSYA VE İRAN’IN EKONOMİK ARTILARI OLACAK’

Körfez’de ve Türkiye sınırında yaşanan sorunların da Türkiye ekonomisine büyük etkilerinin olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan bunlar bizim iyi pazarımızdı. Bir anda Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri birleşerek Katar’a karşı bir tepki göstermeye başladı. Türkiye’de bu olaya karşı bir pozisyon aldı. Ama şimdi Arabistan kendi içinde farklı bir süreç yaşamaya başladı. Bütün uluslararası anlamdaki olumsuz gelişmelerin ekonomik anlamda yansımaları oluyor. Suriye’de Irak’ta yaşanan olaylar ekonomiyi elbette olumsuz etkiliyor. Konya’nın Suriye’de çok büyük bir pazarı vardı kaybettik çoğunu. Irak’taki pazarın bir kısmını kaybettik. Ama toplama bakıyoruz Konya’nın ihracatı artıyor. Mecburen farklı pazarlar buluyoruz. Bu bölgelerle yaşanan olumsuzluklar olmasaydı ticaretimiz daha iyi olacaktı. Biz bir saatte 6-7 kilometre koşma kapasitesine sahip bir ülke iken, bu tür sorunlar 5 kilometre koşabilmenize neden oluyor. Rusya ve İran ile ilişkilerin düzelmesinin de ekonomik anlamda avantajları olacak. Bizim Konya olarak Rusya’ya çok büyük ticaretimiz yok ama yine de olumlu etkiler” ifadelerini kullandı. 

YEŞİL PASAPORT AVANTAJ SAĞLIYOR

Bu yılın Mart ayında ihracatçıların yurt dışı gezilerini kolaylaştırmak için yeşil pasaport uygulaması Resmi Gazete’de yayımlanarak uygulamaya geçmişti. Konyalı işadamlarının da yeşil pasaport kullanmaya başladığını belirten Öztürk, “İş adamlarımız almaya başladılar. Daha az vize istiyor yeşil pasaportla. Vizesiz seyahat etme imkanı sağlıyor. Konya’da da iş adamlarımız bu yeşil pasaporttan gayet güzel bir şekilde yararlanıyor” dedi. 

MİLLİ OTOMOBİL TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Öztürk Türkiye ve Konya için önemli bir konu olan milli otomobil üretimi ile ilgili de önemli açıklamalar yaptı. Türkiye’nin bu konuda önemli bir süreçten geçtiğini ifade eden Öztürk, Devrim otomobilini hatırlattı. “Türkiye otomobil sektöründeki seri üretim gelişimini aslında Devrim otomobili yakalamaya çalıştı ama o günkü yöneticilerimizin olaya doğru bakamamasından dolayı konu bir süre askıya alındı” diyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü, “Rahmetli Turgut Özal’la beraber yabancı markaların Türkiye’de üretimiyle ilgili ciddi bir açılım meydana geldi. Ama yerli otomobilimiz yoktu. Cumhurbaşkanımız 4-5 yıldır bu konunun üzerinde ısrarla duruyor, bu konu için çok da mücadele etti. Ama şimdiki geldiğimiz noktada arabadaki 3. devrim diyebileceğimiz elektrikli araçların devrini Türkiye yakalayabilecek gibi görünüyor. Bu Türkiye için çok önemli. Dünya üzerindeki en büyük 10 ekonominin kendi otomobil markaları var. Bu sadece araba yapmak değil, Türkiye başka marka arabalar yapıyor ama kendi markanızı yapmalısınız. Çünkü onun teknolojisine sahip oluyorsunuz, pazarına sahip oluyorsunuz. Birikimine sahip oluyorsunuz. Bir çok getirisi var.”

‘EN AVANTAJLI İL KONYA’

Öztürk milli otomobilin üretilmesi için en uygun ilin Konya olduğunu, bu kapsamda 2 yıldır çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Bu yatırımın Konya’ya gelmesini istediklerinin altını çizen Öztürk, Konya’nın avantajlarından bahsettiği konuşmasını şöyle sürdürdü, “Konya’nın en avantajlı il olduğuna inanıyoruz. Biz KTO, KSO, KTB olarak MEVKA ile beraber iki tane rapor hazırladık. İlk raporu 2015 yılında hazırladık. O raporda odalarımızın, MEVKA’nın ve KOP’un uzmanları bir fizibilite çalışması yaptılar. Gerçekten güzel bir çalışmaydı. Biz bunu profesyonel bir yapıya hazırlatalım dedim. Yine odalar ve MEVKA olarak yabancı bir şirkete bir rapor hazırlattık. Orada Konya’nın avantajları ne ortaya kondu. Bunlardan birincisi yetişmiş bir işgücüne sahibiz. Konya’nın en fazla ihracat yaptığı kalem otomobil yedek parça sanayisidir. İkincisi üniversitelerimiz var yani beşeri sermayemiz var. Kuru iklim bölgesindeyiz, deprem bölgesinin dışındayız. Bunlar yatırımı etkileyen unsurlar olduğu için söylüyorum. Tarım dışı yeterince arazimiz var. Milli Otomobil konusunda bizimle rekabet eden illerin yeterince arazisi yok. Bütün bunlarla beraber 1 tane dezavantaj konuşuyor o da limanlara uzaklık. Evet, cümle olarak bunu yazarsınız ama bizim Bu otomobil yarın üretilmeyecek. Seri üretime geçmesi 4 yıl sonra olacak. Zaten Konya’nın yatırım programı içerisinde Konya’nın Mersin limanına entegrasyonu var. Bu noktada lojistik merkez ihalesi yapıldı yapımı devam ediyor. Konya- Karaman arasında hızlandırılmış tren orada yük taşımacılığı da yapılacak. Demiryolu hattı gelecek sonuçlanıyor. Karaman-Mersin arasında demiryolu yapılacak. Hemen hemen otomobil fabrikasıyla birlikte bitecek. Konya’dan Mersin’e 4 saatte hızlandırılmış trenle inilebilecek. Her şeyden önce bunu ortaya koymak gerekiyor. Yine biz bu arabanın üretimini aldığımızda hemen ihracat yapmayacağız. Öncelikle iç piyasaya satacağız. Bu konuda da en avantajlı il biziz, çünkü Türkiye’nin ortasındayız. Hem Kuzey-Güney hattında hem de doğu-batı hattında ortadayız. Bu da ulaşımın dezavantaj olmadığını gösteriyor. Ayrıca Türkiye’nin gelişimi açısından bir sorun var bu ne? Batı’da refah var Doğu’da düşük refah. Bu refah farkının getirdiği bir çok sosyal sorunlarla karşı karşıyayız. Sosyal sorunlar ortaya çıkıyor. Biz bu refahı tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz. Bunu yaparken de Orta Anadolu’yu atlayamazsınız. Batı’dan Orta Anadolu’ya, Orta Anadolu’dan da Doğu’ya atlatmalısınız refahı. Bu nedenle Konya önemli merkezlerden bir tanesi. Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşması için Marmara Bölgesi’nin desantralizasyon şart. Tüm bunları değerlendirdiğimizde Türkiye’de yerli otomobil için en ideal yer Konya diye düşünüyorum. Ben buna inanıyorum. Karar verici değiliz, yatırımcıların ve siyasetin kararları belirleyici olacak. Biz bu konularda çalışmalarımız devam edecek.”

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim