2015 yılında kurulan Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, eğitim-öğretim hayatını başarıyla sürdürüyor. Önemli bir misyon üstlenen fakültenin, dinin birey ve toplum hayatı için vazgeçilmez bir gerçeklik ve kültürü oluşturan önemli bir unsur olduğu; doğru dini bilgileri topluma sunmanın kaçınılmaz olduğu; evrensel insani değerlerle dini değerlerin örtüşğü; dinin verilerini akıl ve bilim ekseninde değerlendirme gereği; eğitimin her kademesindeki din eğitimini ve din hizmetlerini yürütecek yetkinlik ve yeterlilikte uzman din bilimcilerinin kazandırılması gibi önemli hedefleri bulunuyor.  SÜ İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, fakülteyle ve hafızlıkla ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Ramazan Altıntaş kimdir? Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Teşekkür ederim. Konya’nın Kadınhanı ilçesi Demiroluk Köyünde dünyaya geldim. İlköğrenimini burada tamamladım.  Hafızlığımı Kadınhanı Kur’an Kursunda bitirdim.  1981 yılında Konya İmam-Hatip Lisesi’nden, 1985 yılında ise Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinden mezun oldum.  İmam-Hatip ve İlahiyat yıllarında dışarıdan birçok hocadan özel Arapça dersleri aldım.   1981–1995 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde çeşitli görevlerde bulundum. Yüksek Lisansımı Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Nübüvvet Öncesi Câhiliye Toplumunun İtikadi Yapısı” adlı tez çalışması ile (1990); Doktoramı ise, “Kur’an’da Hidâyet ve Dalâlet” adlı tezimle aynı üniversitede tamamladım (1994). 1995 yılında Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelâm Anabilim Dalına Yardımcı Doçent olarak atandım. 1998 yılında Doçent, 2004 yılında Profesör oldum. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı (2003-2006) ve Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanlığı (2004-2005) ve Kelâm Anabilim Dalı Başkanlığı gibi idari görevlerde bulundum. 2009 yılında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesine geçtim. Üniversiteler arası kurulda Doçentlik alt jüri üyeliği yaptım.   2011-2015 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliği yaptım.   2015-2019 yılları arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Dekanlık görevlerinde bulundum.  Bütün Yönleriyle Câhiliyye, Kur’an’da Hidâyet ve Dalâlet, İslam Düşüncesinde İşlevsel Akıl, İslam Düşüncesinde Tevhid ve Estetik İlişkisi, Din ve Sekülerleşme, Mevlânâ’da Gönül Kelamı, Türk Kelamcıları, Sana İtikattan Soruyorlar, İslam İnsanı, Şiddet, Esmâ-i Hüsnâ, İtikadın Güzelliği gibi yayınlanmış kitaplarımın yanısıra çok sayıda hakemli dergilerde yayınlanmış makale, ulusal ve uluslararası düzeyde bildirilerim mevcuttur.  Bu amaçla da Balkanlar, Ortadoğu, Türk Dünyası gibi coğrafyalarda birçok ülkeyi gezip gördüm. İslami kuruluşlarla ve ilmi havzalarla temaslarım oldu. Uluslararası Âlimler Birliğinin de Üyesiyim. Ayrıca hala bazı dergi ve gazetelerde yazılar yazmaya devam ediyorum. Fırsat buldukça da sosyal medya, televizyon ve radyolarda konuşmalar yapıyorum.   Şimdi de Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı olarak çalışıyorum.  Üç evladım, üç torunum var.  Fransızca ve Arapça dilleriyle de okuma-yazmaya çalışıyorum. Bu yıl,  İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanlar Konseyi Yürütme Kurulu Başkanlığına getirildim.

İslami İlimler Fakültesi ne zaman ve niçin kuruldu?

Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi 27 Ağustos 2015 tarih ve 39458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan 2015/8052 sayılı bakanlar kurulu kararı ile kurulmuştur. Fakültemiz bünyesinde bölüm ve program açılması Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığının 06/10/2016 tarih ve 75850160-101.03.01-62193 sayılı yazısı ile olmuştur.  2017 tarihinden itibaren öğrenci almaya başlayan ve hızlı bir gelişme kaydeden fakültemiz dört yıllıktır. Fakültemizin kuruluş ve gelişiminde sürekli desteklerini gördüğümüz Selçuk Üniversitesi Rektörü Sayın Mustafa Şahin Hocamıza da çok teşekkür ederim. İslami İlimler Fakültesi’nin kuruluş amacını; vizyonu ve misyonu başlıkları altında incelersek daha iyi anlaşılır.  Fakültemizin vizyonu: Dinin birey ve toplum hayatı için vazgeçilmez bir gerçeklik ve kültürü oluşturan önemli bir unsur olduğu; doğru dini bilgileri topluma sunmanın kaçınılmaz olduğu; evrensel insani değerlerle dini değerlerin örtüşğü; dinin verilerini akıl ve bilim ekseninde değerlendirme gereği; eğitimin her kademesindeki din eğitimini ve din hizmetlerini yürütecek yetkinlik ve yeterlilikte uzman din bilimcilerinin kazandırılması olarak özetlenebilir. Vizyonu ise: Dini,  asıl kaynaklarından araştırarak öğrenen ve bilimsel verilere dayanarak yorumlayan; dini ve kültürel mirası özümseyen ve karşılaşılan problemlere çözüm üretebilen; yapıcı eleştiriye, farklı göş ve inançlara saygılı olan; toplumu din konusunda aydınlatan ve doğru bilgilerle onların ihtiyaçlarına cevap verebilen; taklit eden değil, sorgulayan, eleştiri kültürüne sahip olan ve seçim yapabilen; yeni bilgilere açık olan ve kendini geliştirebilen; toplumdaki çeşitli dini oluşumları ve yorumları analiz edebilen İslami İlimler mensuplarını yetiştirme gibi hedefler sayılabilir.

İslami İlimler Fakültesinde hangi bölümler var? Ve bu bölümler de hangi dersler veriliyor? Eğitim-Öğretim faaliyetlerinden de bahseder misiniz?

İslami İlimler Fakültesi’nde üç bölüm mevcuttur. Temel İslam Bilimleri, Felsefe-Din Bilimleri, İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü. Her bölümün de altında anabilim dalları mevcuttur. Temel İslam Bilimleri Bölümü’nde: Kur’an-ı Kerim, Arapça, Tefsir, Tefsir Usulü, Hadis Usulü, Hadis, Fıkıh, İslam İbadet Esasları, Kelam, Tasavvuf, İtikadi Mezhepler Tarihi, Akaid (İslam İnanç Esasları) gibi dersler veriliyor. Felsefe-Din Bilimleri Bölümü’nde; Din Sosyolojisi, Din Eğitimi, Felsefe, Mantık, İslam Felsefesi, Din Felsefesi, Din Psikolojisi; İslam Tarih ve Sanatları Bölümü’nde ise; İslam Tarihi, İslam Medeniyeti, Siyer, Türk-İslam Edebiyatı, Osmanlıca, Dini Musiki gibi dersler veriliyor. Ayrıca pedagojik formasyon dersleri, Türk Dili ve İngilizce gibi dersler de verilmektedir.  Bir de fakülte dışı ama fakülte hocalarımızın katkısıyla, Konya İl Müftülüğümüz ve Türkiye Diyanet Vakfı Konya Şubesinin destekleriyle İslamî İlimleri destekleme eğitimi de yapıyoruz.  Bu eğitimin dili Arapça ve Türkçedir.  Amacımız İslami ilimler alanında mütehassıslar yetiştirmektir. İslâmî İlimler Lisans Eğitimini Destekleme Programımız dört yıllık bir müfredata sahiptir.  İslâmî ilimler, alet ilimleri, yabancı dil, sosyal bilimler, eğitim, tarih, edebiyat, felsefe vb. alanlarda geleneksel eğitimle çağdaş metodu birleştiren bir eğitim programı sunar. Eğitim-öğretim faaliyetleri, güz ile bahar dönemlerinde 10’ar hafta ve yaz programlarında 8’er hafta şeklinde uygulanır. Eğitim-öğretim, güz ve bahar dönemlerinde haftalık 10 saat, yaz programlarında ise haftalık 20 saat (ders, seminer, kitap tahlili, konferans vs. dahil) olacak şekilde planlanmıştır. Halen devam etmektedir.

Bununla birlikte başarılı öğrencilerimizi yaz aylarında Ürdün’e Arapça eğitimi almak için gönderiyoruz. Bu öğrencilerimiz Arapça dil kurslarının dışında Ürdün’de bulunan tarihi, turistik yerlere gezi düzenleyerek bilgi ve görgülerini artırıyorlar. Yine oradan Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya gidiyorlar. İmkânları ölçüsünde el-Halil, Beytü’l-lahm, Eriha gibi Filistin’in bazı şehirlerini de geziyorlar.  Fakültemizin Tevilat isimli uluslararası hakemli akademik dergisi de yayına başlamıştır.

 Eğitim-Öğretim döneminde öğrencilerimize yönelik konferans, panel, sempozyum gibi kültürel faaliyetler de yapıyoruz. Ayrıca Selçuk Üniversitesi kampüs camiinde her hafta hocalarımız vaaz vermekte ve hutbe okumaktadırlar. Böylece irşad faaliyetlerine de katkıda bulunmuş oluyoruz. İmam-ı Mâtürîdî Araştırma ve Uygulama Merkezimiz de İmam-ı Mâtürîdî ve Mâtürîdilik alanında; uzmanlarla araştırma, sempozyum, çalıştay ve konferans gibi faaliyetlere devam ediyor. Bu zamana kadar iki eser yayınlamıştır. İslami İlimler Fakültesi derneğimiz de öğrencilerimize burs vererek çalışmalarımızı desteklemektedir. İslami İlimler Fakültesinde şu anda kaç öğrenci ve hoca bulunmaktadır.

Fakültemizde yaklaşık; 9 Profesör, 13 Doçent, 8 Dr. Öğretim Üyesi, 2 Öğretim Görevlisi ve 17 Araştırma görevlisi olmak üzere toplam 49 öğretim elemanımız mevcuttur.  Yine fakültemizde Mısır, Ürdün, Suriye ve Yemen’den Arap Dili ve Edebiyatı alanında ders veren Yabancı uyruklu hocalarımız da çalışmaktadır. Fakültemizin eğitim-öğretim kadrosuna her geçen gün yeni öğretim elemanları eklenmektedir. Fakültemizde yurt içinden ve yurt dışından gelen 500 lisans öğrencimiz eğitim-öğretim görmektedir. Öğrencilerimizin yaklaşık %’60’ı kızdır. Kız ve erkek öğrencilerin sınıfları ayrıdır.  Seneye mezun vermeye başlayacağız.  Öğrenci tercihinde ön sıralardayız. Fakülte derneğimiz ihtiyaç sahibi öğrencilerimize burslar vermektedir.

İslami İlimler Fakültesi ile İlahiyat Fakültesi arasındaki fark nedir?  Bu konuyu açıklar mısınız?

İslamî İlimler Fakültesi ile İlahiyat Fakültesi alanında isim farkının dışında bazı farklar vardır. Bunlar arasında bazı anabilim dallarının kaldırılarak diğer anabilim dallarına eklenmesi sayılabilir.   Her iki fakülte mezunları Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık ve Adalet Bakanlığı gibi kurumlarda aynı istihdam alanlarında çalışmaktadırlar. Bu açıdan aralarında bir fark yoktur.  

Hafızlık niçin önemlidir? İyi bir hafız olmak için neler tavsiye edersiniz?

Bugün müstakil olarak Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an Kurslarında, İmam-Hatip Liseleri’nde ve gönüllülük esasına bağlı olarak İslami İlimler ve İlahiyat Fakülteleri’nde öğrencilerimiz hafızlık yapmaktadırlar.  Hâfızlar Kur’an’ın nesilden nesile korunarak aktarılmasında köprü görevi görmektedirler. Özellikle Diyanet teşkilatında ve İslami İlimler alanında çalışmalar yapacak olanlar için hafızlık önemlidir. Hem Din hizmetleri alanında kaliteli hizmetler üretmek hem de İslami İlimler alanında anında gerekli olduğunda ayetleri bulup çıkarmak bakımından hafız olmak son derece önemlidir. İyi bir hafız olmak için fem-i muhsin sahibi bir hocadan Kur’an-ı okumayı ve hafızlık yapmayı öğrenmek gerekir. Hafızlık zor değildir. Yüce Allah kolaylaştırmaktadır. Esas olan fedakârlıkta bulunmaktır.

Hafız olan ve hafız olmak isteyenlere tavsiye ve önerileriniz nelerdir?

Hz. Peygamber (a.s) tarafından hâfızlar övülmüştür. Onlar hamele-i Kur’an’dır. Zihinlerinde Kur’an’ın metnini taşımakla Kur’an’a hizmet ediyorlar. Bu sebeple hâfızlar günlük yaşantılarına çok dikkat etmeleri gerekir. İslami yaşantılarından taviz vermemeli, toplum için ahlaki alanda iyi örnek oluşturmalıdırlar. Onlar, Resûl-i Ekrem’in diliyle, Kur’an-ı öğrenen ve başkalarına öğreten şerefli muallimler olmalıdırlar. Bir de ezberledikleri âyetlerin mana ve yorumlarını da kavrarlarsa muhteşem bir iş yapmış olurlar. Benim hâfızlara tavsiyem, unutmamak için ezberlerini sürekli tekrarlamak, mümkünse ramazan aylarında hatimle teravih namazlarını kıldırmaktır. Bir de hâfızlar, yükseköğretime adım attıklarında, İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerini tercih etsinler.

Ramazan ayı içerisindeyiz. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Bütün kardeşlerimizin ramazan ayını tebrik ederim. Ramazan ayının her saniyesi, her günü bizim için çok değerlidir. Bu ayda yapılacak ibadetlere ve hayır-hasenata kat kat sevap verilecektir. Kur’an okumasını bilmeyenlerimiz, evde kalmayı fırsata çevirerek hemen bu eksiğini telafi etmeli, bilenler de hatm-i şerifler okumalıdır. Çünkü ramazan ayı, Kur’an’ın doğum ayıdır. Teravih namazları evlerimizde kılınmalıdır. Oruçlarımız tutulurken; midemize, gönlümüze, zihnimize ve tüm davranışlarımıza birlikte tutturulmalıdır. Mutlaka sadaka, zekat ve diğer yardımlarımız ihtiyaç sahipleriyle buluşturulmalı, ihmal edilmemelidir. İftar sofralarımız aile bireylerimizle birlikte paylaşılmalıdır. Bütün ümmet coğrafyalarında yaşayan kardeşlerimiz için dua edilmelidir. Bizim için ramazan ayı ilim, irfan ve takvamızın zirve yaptığı bir değişim ve dönüşüm ayı olmalıdır.

Editör: TE Bilişim