Candem Gübre ikinci kuşak yöneticisi Fatih Candan ile hayata dair her şeyi konuştuk. Genç yönetici Fatih Candan’ın samimi olarak verdiği cevaplar okumaya değer. İşte o keyifli söyleşi…

Kendinizi tanıtabilir misiniz?

Ben Fatih Candan, Candem Gübre şirketinin ikinci nesil yönetiminde çırak olarak başladığım günden bugüne devam ediyorum.2016 senesinde liseden mezun olduğumda yurtdışına gitmem gerektiğine karar verdim. Bunun öncelikli sebebi emek verdiğiniz şirketin kesinlikle çok büyük bir dış ticareti olmak zorunda zira bir şirketin bel kemiği dış ticarettir. Öncelik muhasebe ve dış ticarettir. Çünkü finans olarak rahatlamanız gerek. Sonrasında eğitim için İrlanda’ya gittim.2019’un birinci ayında temelli dönüş yaptım. Döner dönmez direkt dış ticarete başladım.

Ticarette sizin önceliğiniz nedir?

Bizim önceliğimiz özellikle benim önceliğim tarım işi olduğu için paradır. Tabii herkes para kazanmak ister. Bunun için çalışır. Fakat paradan ziyade işinize verdiğiniz başka bir anlam varsa para da zaten ardından gelecektir. Babamın da çok güzel bir lafı vardır, bunu da kendime motto edinmişimdir `para için mi çalışacaksın, yoksa çalıştığın için mi para kazanacaksın`. Para kazanırsın ama o para seni hiçbir zaman tatmin etmez. Hep daha fazlası derken devasa bir şirket olursunuz ama para asla sizi tatmin ve mutlu etmez. Çalıştığınız için para kazanırsanız tatmin olursunuz parada arkasından gelir. Bu yüzden her işinizde mutlu olursunuz. Ben bu bilinç ile çalışan birisiyim.

Şirkette bireysel anlamda amaç ve hedefleriniz neler?

Şirkette de amacım öncelikle prestij ve biz milli bir şirketiz biz Türkiye’nin şirketiyiz. Önceliğimiz Türkiye. Önce kendi çiftçim kullanacak sonrasında ise yurtdışını düşüneceğiz ve çiftçim o yeşil logoyu gördüğü zaman ‘işte Candem’ diyebilecek. Aklına kazınması gerek ki bu yönde çalışmalarımız devam ediyor.

Hangi ülkelerle çalışıyorsunuz?

Katıldığımız fuarlarda da özellikle Ortadoğu, Akdeniz ve Orta Asya ülkeleri bizi tanıyor, bize aşinalar. Tabii önceliğimiz her zaman ülkemiz, biz milli bir şirketiz.biz bu organize sanayi için, Konya için çalışıyoruz. Memleket için çalışıyoruz. Biz güzel ürünler üreteceğiz ki çiftçimiz de güzel mahsul alsın. Çiftçi bizim gübremizi kullanıp, memnun kalıp üstüne bir de fazlasıyla verim alırsa işte bu bize yeter.

Sizin burada göreviniz nedir?

Dış ticaret sorumlusuyum, ithalat ve ihracat operasyonlarını ben yönetiyorum. Yaklaşık 20 ülkeye ihracatımız var. Her geçen gün bunu katlayarak devam etmek istiyoruz.

Üretim yapıyorsunuz değil mi?

Sıvı,toz ve granür olarak 3 farklı tip üretim yapıyoruz. İşimiz bitki beslemedir. Biz de ilaç yok biz sadece gübre asıllı firmayız ileride planlarımız içerisinde ilaç üretimi de var. Bizim bu işe çıkış noktamız 2005 senesinde bitki besleme idi.

Kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?

Bu sayı sürekli değişiyor ve artarak devam ediyor. Şu anda 65-70 civarında çalışanımız var.

İç piyasaya mı hitap ediyorsunuz?

Dünya geneline bakarsanız Türkiye tarımda dev bir ülke. Sayılı ülkelerden birisi. O yüzden bizim asıl pazarımız da yurtiçinde zaten. Yani bizim yüzde doksan kadar iç piyasaya, yüzde on kadar da dış piyasaya satışımız var.

Sektörün ihracatı çok zor çünkü bir yedek parçada kullanıcı alıp takacak ve kullanacak fakat biz insanlara hayal satıyoruz. Yani çiftçi onu alacak harmana hasata gelecek ve ürünümüzü ancak orada görebilecek. Bu da ciddi bir zaman tabii. Bizim işimiz güven ve çiftçinin bize güvenip tarlasını bize emanet ettiği zaman başlıyor.

Konya’da bütün bölgelere satışınız var mı?

Şu anda 600 bayiimize ürün veriyoruz. Türkiye genelinde 650’ye yaklaşıyoruz.

Konya’yı gıda üssü yapmak için uğraşıyoruz. Neden başaramıyoruz?

En çok muzdarip olduğumuz konu; vatandaş dolandırıcılara çok fazla itibar ediyor. Azot, potasyum gübresi dediğimiz gübre kum gibi bir şeydir.ve kumu da gübre diye satabiliriz. Nitekim bizim sektörde bu tarz sahtekarlar çok. Mesela gübre tesislerimizde hammadde olarak kullandığımız bir madde. bu leonardid kömürün on milyon yıllık halidir. İçinde organik madde seviyesi yüzde yirmidir.Yıllarca çiftçilere kömürü leonardid diye satmışlar. Çiftçinin ekmeği tarlasıdır. Çiftçi eğer toprağını yıpratırsa bir daha verim alamaz. Bu tür sahtekarlıklar da sektörü tamamen lekeliyor, bizleri yüzde yüz kötü etkiliyor.Bu konuları bakanlığa da ilettik. Ar-ge yapmayan hiçbir üreticiye kesinlikle tescil vermeyin.ar-ge yapmayan satış yapamasın. Çünkü biz bunun için ciddi miktarda yatırım yapıyoruz. Ciddi tesisler yapıyoruz. Şuan yine bir yatırımımız var süren.100-200 bin liraya bir işyeri açıp önüne de bir kazan koyup çiftçiyi kandırınca bu sefer bizim de bir farkımız kalmıyor. Biz istiyoruz ki; bu işi yapacaklar için bakanlığın bir prensibi olsun. Bir diğer sıkıntımız ise çiftçi kendini yanlış konumlandırıyor. Üzerindeki psikoloji şu şehirli adam beni küçümsüyor. Bunun psikolojisi yüzünden traktör alacağına araba alıyor. Beni de yüksek görsünler diye. Halbuki ihtiyacı bu değil daha farklı şeyler. Sen bu arabaya yatıracağın parayı traktöre yatırmalıydın aslında. Bu bütün Türkiye’nin adına kötü bir şey, ülkenin kaderi ile oynanıyor. Eğer çiftçimiz bu üretimi yapmazsa halkımız yiyecek domates bulamayacak, çiftçi kendi değerini anlamak zorunda.

Candem’i şu anda kaçıncı nesil yönetiyor?

Biz ikinci nesil bir firmayız. Babamlar bu işe sonradan giriyorlar.biz öncesinde çelik tencere imalatı yapıyorduk. Fakat nasibimiz orada değilmiş. İşler kötü gidince daha sonra gübreye girmişiz. Fakat bizim 170 yıllık bir ticaret geçmişimiz var.

Hayata nasıl başladınız?

Ben 22 yaşındayım küçükken kendi tarlalarımızdan aldığımız mısırı anneme pişirtip camide satardım.biz küçükken de ticaret bizi çekiyordu. Şuan kuzenlerim de aynı şeyi yapıyorlar. Babam da benim yaşımdayken gaz lambasının camını satarmış mesela.

Pandemi döneminde ne yaptınız, nasıl bir süreç yaşadınız?

Henüz pandemi Türkiye’ye uğramadan önce, yani Çin’de başladığı zaman buralara doğru geleceğini tahmin ettik ve tarım sektörünün patlayacağını, üretimin en üst noktaya çıkması gerektiğini anlamıştık. Tarım makinesi üretenler de çok güzel çalıştı elhamdülillah.biz de çok güzel çalıştık. İlaç firmaları da çok güzel çalıştı. Çünkü insanlar gıdanın önemini anladı. Gıdaya ayriyeten bir önem verilmişti. Devlet büyüklerimiz de tarıma çok fazla destek verdi şuanda.

Gübre stratejik bir ürün müdür?

Biz zaten on yıldır bu gübre bizim kaderimizdir diye bas bas bağırıyoruz. Nitekim devlet büyüklerimiz de desteği on liradan yirmi liraya çıkardı. Fakat hammadde bulmada sıkıntı çektik. Seferler iptal oldu, bu ciddi sıkıntılara yol açtı ve fiyatlar arttı. Şuan 2021 senesinde baktığımız zaman yüzde yirmi bazı ürünlerde yüzde yüz artış oldu. Ama biz hiç durmadan üretimimize devam ediyoruz. Bizim sloganımız şudur; üreten çiftçinin yanındayız. Şuan 7/24 çalışıyoruz. Çünkü satmada hiçbir sıkıntımız yok. 20 bin ton malım olsa malı görmeden satarım. Biz haktan, emekten yanayız. Kesinlikle çiftçinin hakkını gözetmek durumundayız.

Pandemi döneminde devlet desteği aldınız mı?

Devlet desteği kullanmadık, bizden daha fazla ihtiyacı olan firmalar var.

Fatih Candan iş haricinde ne yapar, mesela mutfakla arası nasıldır?

Yok, mutfakla aram iyi değildir. Öğrencilik hayatımda da sürekli hazır yiyordum. Benim sevdiğim şey mesela kampı çok severim. Müsait oldukça sürekli kamp yaparım bir kamp ekibimiz de var. Düzce, Torku Yaylası herkese de öneririm. Onun dışında seyahat etmeyi çok severim. Bilmediğim, görmediğin ne kadar yer varsa görmek isterim. Öncelikle tüm Türkiye’yi sonra yurtdışına gitmeyi çok istiyorum özellikle Türkiye’de doğu taraflarına gitmeyi çok istiyorum.

Gezdiğiniz ülkelerle Türkiye ya da Konya’yı kıyaslar mısınız?

Gerek eğitim gerekse seyahat için 6-7 ülke gezdim Amerika’dan İrlanda’ya kadar. Yurtdışından döndüğümde memleket toprağını öpmüştüm. Benim kızdığım şu mesela kendisini adam Avrupa’ya atıyor. Mesela burada mühendis olmuş Avrupa’da bulaşıkçılık yapıyor. Bizim vasıflı elemana ihtiyacımız var. Çünkü her yer üniversite mezunu ama yüzde doksanı boş gerçekten.

İşyerinde babanız ile ilişkiniz nasıldır?

Şimdi iş bölümünde babam üretimden sorumludur. Benim asıl patronum amcamdır. Şirket içindeki iletişimimiz çok iyi nedeni ise şu, mesela duyuyorum bazı firmalarda ikinci nesil işin çıraklığını yapmadan usta olmaya atlıyor ve bu büyük sıkıntılara yol açıyor. Bu kesinlikle bizde yok. Ben buraya geldiğimde aile şirketinde patronun oğlu olarak değil çırak olarak başladım. Çünkü insanlar eğer sen şirketi yükseltirsen baba parası ile yaptı eğer batırırsan da hayırsız evlat derler.

20 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

Kendimi her zaman Candem firması ile görüyorum ve firmamızı çok daha fazla büyütüp akla gelen ilk firmalar arasına girmek istiyoruz.

Bir STK’ya üyeliğiniz var mı?

Şahsi olarak yok, henüz gerçekleştirmedim fakat tam bunlara atılmak isterken pandemi patladı.

Genç girişimcilere ne tavsiye edersiniz?

Onlara en büyük tavsiyem para için çalışmamalarıdır. Kendilerine bir idol belirlesinler bir hayal kursunlar fakat hayalperest olmasınlar.

MEHMET ALİ ELMACI

Editör: TE Bilişim