Hz. Mevlâna'nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arûs)  tüm hızı ile sürüyor. Mevlana Kültür Merkezi’nde her yıl geleneksel olarak yapılan Mevlana Celaleddin Rumi’yi anma törenleri çerçevesinde birçok kültürel ve sosyal aktivite gerçekleşiyor. Programlarının yanı sıra Mevlana Kültür Merkezinde kurulan stantlarda, çoğunluğunun el işçiliğinden yararlanarak ürünler sergileniyor.  Mevlana Kültür Merkezinde stant açan kurumlar arasında yer alan Konya Olgunlaşma Enstitüsü de yerli ve yabancı turistlere hem enstitü hakkında bilgi veriyor. Hem de Türk kültürünün tanıtılmasını sağlıyor.

YERLİ VE YABANCI MİSAFİRLERE TÜRK KÜLTÜRÜNÜ TANIYOR 

Konya Olgunlaşma Enstitüsü Nakış atölyesi ve Tasarım Atölyesi Atölye Şefi Fitnat Akdoğan Yenigün Gazetesine Enstitü ve stant hakkında sergilenen ürünler hakkında bilgi verdi. Akdoğan, “Konya Olgunlaşma Enstitüsü 2010 yılında kurulan özel statülü bir okuluz. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumuz. Kurumumuzda hem öğrenci eğitimi yapıyoruz. Hem de üretim atölyelerinde geleneksel el sanatlarını araştırarak, yeni şekilde ortaya çıkartıyoruz. Bizim misyonumuz ve misyonumuz budur.  Hz Mevlâna'nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri çerçevesinde Mevlana Kültür Merkezinde standımızı açtık. Burada geleneksel el sanatları ile hazırlanmış deri panolarımız, sırma işlerimiz, peşkir işlemelerimiz burada hem yerli hem de yabancı turistlerimize anlatma fırsatı buluyoruz.  Aynı zamanda usta öğreticilerimiz bu işlemenin nasıl yapıldığı ile ilgili workshop çalışması gerçekleştiriyoruz.  Yerli ve yabancı turistler standımıza ve ürünlerimize yoğun ilgi gösteriyor. Buda bizlerin ne kadar doğru bir yaptığımızı gösteriyor.  Misafirlerimiz burada yer alan ürünlerin kumaş özelliklerini ve yapılışlarını soruyorlar. Bizler de bu konuda yerli ve yabancı misafirlerimize yardımcı oluyoruz.  Yerli ve yabancı turistler törenler kapsamında Hz. Mevlana’yı yakından tanıma fırsatı buluyorlar hem de Türk kültürünü de yakından tanımış oluyorlar. Standımız büyük beğeni aldı.  Yine Konya Olgunlaşma Enstitüsü olarak Selçuklu motiflerini çalışıyoruz. Gerek örtülmemizde gerek kıyafetlerimizde,  Hz Mevlâna'nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri çerçevesinde fuaye alanında Selçuklu dönemine ait erkek kıyafetlerini sergiliyoruz.  Bu sergimizde çok büyük beğeni topladı. Vatandaşlarımız bu kıyafetlerin yanında durarak bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor. Yine bu sergimizi Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’da oldukça beğendi ve çalışmalarımızdan dolayı teşekkür etti.  Bizler Konya Olgunlaşma Enstitüsü olarak kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel giyim ve el sanatlarını, araştırmak, özelliklerini bozmadan geliştirmek, arşivlemeyi, ürettiğinim pazarlamak, ulusal ve uluslararası tanıtımını sağlamak, meslek edindirme programları ile kaliteli bir eğitim ortamında nitelikli bireyler yetiştirmek en büyük amacımız” dedi. 

Konya Olgunlaştırma Enstitüsü olarak bu yıl Şeb-i  Arus törenleri boyunca Mevlana Kültür Merkezinde törenlere katılan yerli ve yabancı misafirlerimiz ile buluşturduklarını ve standa sim sırma sanatının tanıtımını yaptıklarına dikkat çeken stant yetkilisi  Ulviye Erfidan, “Konya Olgunlaştırma Enstitüsü olarak bu yıl Şeb-i  Arus törenleri boyunca Mevlana Kültür Merkezinde törenlere katılan yerli ve yabancı misafirlerimiz ile buluşuyoruz.  Sim Sırma sanatını standımızda tanıtmaya çalışıyoruz. Osmanlıda yaptığım bu işe dival sanatı ismi deniliyordu. Dival işinin anlamı da tek taraflı işlemek demektir. Yani simi tek taraflı olarak alt tarafa geçirmeden işliyoruz. Alt kısmında da alt ipimiz oluyor. Önce kalıplarımızı hazırlıyoruz. Elimizde tek tek kesiyoruz. Daha sonra bunu kumaşa yapıştırıyoruz.  Genellikle kadifeyi kullanıyoruz.  Yapıştırdıktan sonra gergev denilen bir aletimiz var. İşimizi o alete geriyoruz. Daha gergin ve kolay işlenmesi açısından. Ecdadımızda gergevde işlermiş. Osmanlı da bir mezar taşında gergevde nakış işleyen bayan tasviri var. Gerdikten sonra işlemeye tek tek başlıyoruz.  Dival işinden genellikle örtüler yapılıyor. Bindallılar yapılıyor. Hat işleniyor. Türbe işleri hep dival işinden oluyor. Kişi bir işte başarılı olması için yaptığı işi sevmesi lazım. Sevmeden olmaz. İstemek lazım.  Bir işi sevdikten sonra gerisi geliyor.  Bir ederin hazırlık aşaması bir hafta 10 günü buluyor. Bir iş ise 3,5- 4 ayı bulabiliyor” ifadelerini kullandı.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim