Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Öğretim Üyesi Doç Dr. Murat Oral, camiler üzerine yaptığı çalışmalarını, görüş ve düşüncelerini Yenigün Gazetesi ile paylaştı. Oral, Selçuklu ve Osmanlı dönemi mimarisine dikkat çekerek, o günden bu yana yaşanan değişimleri ele aldı. Özelikle Konya'nın Selçuklu mimarisinin önemli örneklerini sergilediğini dile getiren Oral, Konya'nın bu açıdan kendisine ilham veren bir şehir olduğunu söyledi. Oral, "Konya, Anadolu Selçuklularının başkentliğini yaptığı XIII. yy.’dan bu yana zaman zaman bütün İslam dünyasının kültür başkentliğini yapmıştır. Büyük İslam mütefekkirlerinin, mutasavvıflarının, sanatkârlarının ilim, fikir ve sanatlarını geliştirdikleri iltifat ve ilgi gördükleri “yarı kutsal” bir belde olarak Konya, bu önemini hiç kaybetmemiştir" dedi.

Doç.Dr. Murat Oral kimdir? Biraz hayat hikâyenizden bahsedebilir misiniz?

Lisans derecemi, Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi'nden aldım. Master ve Doktora çalışmalarımı SÜ. Fen Bilimleri Enstitüsü'nde tamamladım. Yüksek lisans doktora derslerimi, İTÜ ve MSGSÜ, Mimarlık Fakültesi'nden aldım. 1990'dan bu yana Selçuk Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi'nde öğretim elemanı olarak çalıştım.Bu süreçte; Bölüm Başkan Yardımcılığı, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Üyeliği,birçok koordinatörlük, Selçuklu Kent Konseyi Üniversite temsilciliği vd birçok idari ve temsili görevlerde bulundum.2018 tarihi itibari ile Konya Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde Öğretim Üyesi Olarak çalışmaktayım. Aynı fakültede, mimarlık bölümünde temel tasarım, kentsel tasarım ve mimari proje dersleri vermekteyim.

Sizi Mimar olmaya yönlendiren sebep neydi? Niçin Mimarlık bölümünü seçtiniz?

Mimarlık zor ve meşakkatli bir meslek olmasına karşın gerçekten arzulanan bir meslek. Mimarlık, hem çizgi hem de tasarımla uğraştığı için sanatla eşleştirilen bir disiplin. Mimarlar sanatsal yetenekleri olsun olmasın, mesleğin kendi aurasından dolayı bu payeye yaklaşmış oluyorlar. Bu da çok güzel bir duygu. Bir şeyi sıfırdan ortaya çıkarma cesareti ve iradesi göstermek muadili mesleklerde de görülen bir tatmin sağlıyor. Mimarlık aslında bir iş değil yaşam tarzıdır. Eğitimin konusu hem sosyal hem de sayısal konular içerdiği için mimar olduğunuzda hayata çok farklı açılardan bakmanız gerekir. Hayatta nasıl yazarsanız ,öyle okursunuz. İstisnalar kaideyi bozmaz ama bir latife olarak değerlendirsek de, Mimarların yazıları güzel olur! 

Araştırmalarımıza göre camiler konusunda üzerinde çalışıyorsunuz. Camiler konusunda çalışmanızdaki sebep nedir. Niçin camiler konusunu çalıştınız?

Camiler konusunda çalışmalarımda bana ilk telkinleri, akademik yaşamıyla da bizlere ilham kaynağı olan, rahmetli Prof. Dr. Yılmaz Önge hocam vermişlerdir. Kendilerini daima saygıyla ve şükranla anıyorum. Her zaman,onun eksikliğini tüm akademik hayatımızda  hissediyoruz.Niçin 30 yıldır camiler konusunda çalışıyorum? Aslında en önemli husus, her konuda olduğu gibi, memleketimize olan borcumuzu ödeme mecburiyetinde oluşumuz .Ben de bu alanda çalışarak bir bakıma,atalarımıza olan borcumuzu ödemeye çalışıyorum.Mimarlık üç boyutlu bir gerçekliktir. Çağımızın insanları yazılana değil görülene daha fazla yakınlık hissetmekte ve inanmakta. Yani, mimari görsel sanat olduğu için herkese kolaylıkla ulaşabilir. Fakat aynı zamanda bu olağanüstü bir mekân olarak da gerçekleşebilir. Eğer bir mimar iyi bir mimari mekân oluşturabilirse, bu mekânın kimliği aracılığıyla çağımızın insanına kutsal bir şeyler anlatılabilir. İyi mimar aslında,ToyokazuWatanabe’nin de dediği gibi,yaratan’ın varlığını hissetmeli ve bu varlık için mekân tasarlamalıdır.

Mimaride etkilendiğiniz önemli bir şahsiyet oldu mu? Şahsiyeti hangi eser sizi çok etkiledi

Mimaride etkilendiğim, beslendiğim yüzlerce şahsiyeti sayabilirim.Ama konumuz kapsamında değerlendirme yapacaksam,tabi ki en başta muhteşem insan, Mimar Sinan.Osmanlı klasik mimarisinin şekillenmesinde büyük rol oynayan Mimar Sinan, ortaya çıkardığı eserlerle Osmanlı Türk mimarisini zirveye taşımıştır. Birçok mimar onun eserlerinden birini gerçekleştirebilmek için ömürlerini harcarken, Mimar Sinan ömrü boyunca gerçekleştirdiği eserleriyle tüm dünyayı etkilemiştir.

Cami projesi çizerken en büyük ilham kaynağınız ne?

Cami konusunda çalışırken ilham kaynaklarımdan biri Konya’dır.Niçin Konya denebilir.Çünkü,Konya, Anadolu Selçuklularının başkentliğini yaptığı XIII. yy.’dan bu yana zaman zaman bütün İslam dünyasının kültür başkentliğini yapmıştır. Büyük İslam mütefekkirlerinin, mutasavvıflarının, sanatkârlarının ilim, fikir ve sanatlarını geliştirdikleri iltifat ve ilgi gördükleri “yarı kutsal” bir belde olarak Konya, bu önemini hiç kaybetmemiştir. Selçuklu mimarlığının en ileri örnekleri burada inşa edilmiştir (Konyalı 1964). Bu eserlerin de çoğunu dini yapılar oluşturur. Konya’nın “Mâbet Mimarisi” olarak önemli bir geçmişi vardır. Ayrıca,bugünün cami mimarlığının nasıl olması gerektiği hala gündemdedir.Yaptığım araştırmalar, bu bağlamda, salt bilimsel olmayıp, ayrıca popüler bir anlam da kazanmaktadır.

 (Röportaj-1)

Editör: TE Bilişim