Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir, 
Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir.

Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden, 
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden.

Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse; 
Sen asrını üstünde izin varsa benimse;

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, 
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

Her gün farklı bir hayat ve farklı bir hikâye dinleyerek ayrıldığım her aile, ateşin düştüğü yerdi. Daha hayatlarının baharında, gencecik fidanlar. Hem evlat, hem eş hem de bir baba...

Görüştüğüm her ailede, şehitlerimizin hem büyük bir gurur hem de tarifsiz bir acı ile anlatılan kahramanlık hikâyelerini dinledim. 

Bugünkü kahramanımız Halime-İsmail Ayyıldız çiftinin altı çocuğundan dördüncüsü olan Şehit Jandarma Uzman Çavuş Hacı Osman Ayyıldız. Şehidimiz, 10 Eylül 1981 tarihinde Konya’da Sille Yolu Akıncılar Mahallesi’nde dünyaya gelmiş.İlkokulu Mehmet Akdoğan İlkokulu’nda, ortaokulu Akşemsettin Ortaokulu’nda, liseyi ise Cumhuriyet Meslek Lisesi’nde okumuş. Akören Meslek Yüksek Okulu’nda iki yıllık Bilgisayar Mühendisliği Bölümü eğitimi almış.

Anne Halime Hanıma Şehidimizin çocukluğunu sorduğumda bütün annelerden aldığım ortak cevabı alıyorum; “O öyle bir çocuktu ki… Kimseyi kırmaz, incitmez, elinde ne varsa seninle paylaşmak isterdi. Fedakârdı. Öğrenci okuturdu kendi halinde. Dersleri çok iyiydi. İlkokulda, ortaokulda arkadaşlarına anlamadıkları dersleri anlatırdı. İyilikseverdi. Üniversite de bile bilgisayarlarında bir problem olduğunda hocaları Hacı Osman’ı çağırırdı.”  

Üniversite eğitiminden sonra 2001 yılında başvurduğu uzman çavuşluk sınavını kazanan Şehidimiz, bir yıl öncesinde girdiği polislik sınavını kazandığı halde, ailesine kazanamadığını söyleyip gitmemiş. Çünkü asker olmak istemiş. Uzman çavuş olarak 2002-2003 yıllarında Ankara’da eğitim almış. Buradan Jandarma Uzman Çavuş rütbesiyle ayrılmış. İzmir-Menderes, ilk görev yeri olmuş. Burada hayat arkadaşı ile tanışmış ve 2006 yılında Nurçin Hanımla evlenmiş. Şu anda 9 yaşında olan Ecrin isminde bir kızı olmuş.

Ardından İzmir-Seferhisar ve Ali Ağa’da hizmet vermiş. Dört yıl İzmir’de görev yaptıktan sonra 2007 yılında Bingöl’e gitmiş. 2010 yılında Adana-Ceyhan’daki görev yerinden 2015 yılının 8. Ayında da Diyarbakır-Dicle’ye tayin olmuş. 

Askerliğe 14 yılını vermiş Şehit Jandarma Uzman Çavuş Hacı Osman Ayyıldız. 14 yıl vatan toprağını müdafaa için çalışmış. “Vatan sana canım feda” cümlesi, bütün Mehmetçiklerimiz de olduğu gibi Şehidimiz için de hayatın ta kendisi olmuş. Bu topraklar için şehit düştüğünde ise kaderi.

Ailesi ile en son iki ay önce İstanbul’da amcasının cenaze töreni için toplandıkları zaman iki gün kaldığında görüşmüş. Her Cuma, anne ve babasının Cumasını kutlamak için,ve her Pazar telefonla aramaya özen göstermiş.

01 Mayıs 2016 tarihinde Pazar günü televizyonda şu haber verilmiş:

“Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde, PKK'lı teröristler tarafından İlçe Jandarma Komutanlığına bombalı araçla saldırı gerçekleştirildi. İlk bilgilere göre saldırıda 1 uzman çavuş şehit olurken, 26 kişi de yaralandı.” 

Bir hafta önce davet ettiği halde gidemediği arkadaşının evine akşam oturmasına gitmiş Şehidimiz ve ailesi. Balkonda çay içerlerken bomba yüklü aracın lojmana yaklaştığını gören Şehit Uzman Hacı Osman, dur uyarısı yaptıktan sonra araca ateş açmış. Bunun üzerine kaçan teröristler aracı uzaktan kumanda ile patlatmış. Saat 21.45 sıralarında Diyarbakır'ın Dicle İlçe Jandarma Komutanlığı'na düzenlenen bu saldırı, şehidimizin vaktinde fark ederek ateş açması nedeniyle araç karakola tam yaklaşmadan patlayınca büyük bir facia önlenmiş. Saldırıda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Şehidimiz, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit düşerken, askerimizin ailesinin de içinde bulunduğu toplam 26 kişi yaralanmış. Teröristler saldırısında ilçe jandarma komutanlığı ile emniyet müdürlüğü binalarını hedef almış. Bu durumda şehidimiz aslında onlarca insanın canını kurtarmış kendi canıyla.

Baba İsmail Ayyıldız, il dışındaymış. Yanında yaşayan torunu ile birlikte ev temizliği yapan Halime Hanım, yemek için sofra hazırladıklarını, çay demlediklerini ama çayın durup dururken devrildiğini anlatıyor. Bundan yarım saat sonra şehadet haberini almış. Kız kardeşinden haberi aldığını ama aslında dışarıda araçların, askerlerin, ambulansın beklediğini söylüyor. 

Onların şehadetleri öncesi veya sonrası bazı ilginç olaylar yaşanıyor. Buna benzer bir olay da şehit annesi Halime Hanım yaşamış. Oğlunun şehadetinden iki gün önce Cuma günü Halime Hanım sabah namazını kılmak için kalkmış yatağın bir ucuna oturmuş ezanı beklerken bir gücün kendisini sarsıp “Kalk oğlun şehit oldu” dediğini işitmiş. Hemen kalkıp yanlarında kalan torunu Furkan’ın yanına gitmiş, onu uyandırıp iyi olduğundan emin olmak istemiş. Ama oğlu Hacı Osman’ın şehit olacağı hiç aklına gelmemiş. Öğleye doğru oğlunu aramış halini hatırını sormuş ama gördüğü rüyayı anlatmamış, anlatamamış.

Şehidimiz, şehadet şerbeti içtiği gün misafirlik için gittiği arkadaşının evinde şöyle bir sohbet olmuş. Şehidimiz arkadaşına, “sen öldüğünde nereye gömelim”, diye sormuş. Arkadaşı, “Manisa’ya gömün komutanım”, deyip, “siz ölürseniz biz nereye gömelim? İzmir’e mi?”diye sorunca, “Konya’ya götürürsünüz”, demiş. Bu konuşmanın ardından bir bardak çayını içmiş, ikinci çayı yarım kalmış.

Şehidimizin Diyarbakır Asker Hastanesi’nde yapılan törenin ardından cenazesi Konya’ya getirilmiş. Son kez veda etmiş eşi, kızı, annesi, babası, tüm sevdikleri Şehitlerine. Kızı Ecrin, vücudunun her yerinde yaralar, elinde babasının ona aldığı oyuncak bebeği ile son kez, ay yıldızlı al bayrağa sarılmış tabutunu görebilmiş.

Hem eş, hem baba hem bir evlat olarak ailesinin ciğerine bıraktığı kor ateşle ebediyete uğurlanmış.

Vatan Sağolsun.

DERYA KARAKAYA